DEVAM: 207-208. Soğuk
(Veya Yağmurlu) Gecelerde Cemaate Gitmemek
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
إِسْمَعِيلُ
أَخْبَرَنِي
عَبْدُ
الْحَمِيدِ
صَاحِبُ
الزِّيَادِيِّ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ اللَّهِ
بْنُ
الْحَارِثِ
ابْنِ عَمِّ
مُحَمَّدِ
بْنِ سِيرِينَ
أَنَّ ابْنَ
عَبَّاسٍ
قَالَ
لِمُؤَذِّنِهِ
فِي يَوْمٍ
مَطِيرٍ
إِذَا قُلْتُ
أَشْهَدُ
أَنَّ
مُحَمَّدًا
رَسُولُ
اللَّهِ فَلَا
تَقُلْ حَيَّ
عَلَى
الصَّلَاةِ
قُلْ صَلُّوا
فِي
بُيُوتِكُمْ
فَكَأَنَّ
النَّاسَ
اسْتَنْكَرُوا
ذَلِكَ
فَقَالَ قَدْ
فَعَلَ ذَا
مَنْ هُوَ
خَيْرٌ
مِنِّي إِنَّ
الْجُمُعَةَ
عَزْمَةٌ
وَإِنِّي
كَرِهْتُ
أَنْ
أُخْرِجَكُمْ
فَتَمْشُونَ
فِي الطِّينِ
وَالْمَطَرِ
Muhammed b. Sîrîn'in
amcası oğlu Abdullah b. el-Hâris'in haber verdiğine göre;
İbn Abbâs (r.a.)
yağmurlu bir günde müezzinine; ... dedikten sonra, -haydi namaz'a- deme,
"namazınızı evlerinizde kılınız de" diye emretti. İnsanlar bunu pek
beğenmediler. Bunun üzerine İbn Abbâs:
"Bunu benden daha
hayırlı olan biri yaptı. Şüphesiz cum'a (yani "haydin namaza" diye
çağırıhnca icabet) farzdır. Ben ise "namazınızı evlerinizde kılınız''
dedirtip de sizi meşakkate sokmayı, yağmurda çamurda yürümenizi arzu
etmedim" dedi.
İzah:
Buhârî, cuma; Müslim,
müsafirûn; İbn Mâce, İkâme
Bu rivayetten
anladığımıza göre yağmurlu bir cuma gumı İbn Abbas Hazretlerinin, müezzinine
dedikten sonra dememesini bunun yerine namazınızı evlerinizde kılınız"
diye nida etmesini emretmiştir. Bu, Aynî'nin de işaret ettiği gibi ezanın Nebi'den gelen şeklini ve sırasını
değiştirmek mânâsına gelir. İbn Abbâs'ın bu yaptığı Hz, Nebi'den gördüğü veya
duyduğu bir hadise müstenid değil, kendi içtihadına mebnidir. Verdiği bu emre
karşılık cemaatin, hoşnutsuzluklarını hissettirmelerine karşı söylediği
"Ben (dedirtip de) sizi zorluğa sokmayı, yağmurda çamurda yürümenizi
istemedim" tarzındaki sözleri de hareketinin ictihadî olduğunu gösterir.
İbn Abbâs'ın, "bunu benden daha hayırlısı yaptı" demesi,
"namazlarınızı evlerde kılınız" sözüne işaret idi. Bu ilânın ezan esnasında
yapılmasına işaret değildir.
Görüldüğü gibi bu
rivayette müezzinin "namazlarınızı, evlerinizde kılınız" diye nida
etmesi ezan esnasında olmuştur. Halbuki bundan öncekinde İbn Ömer'den gelen
rivayetlerde de bu nidanın ezan bittikten sonra olduğu bildirilmişti. Bütün
ezanlarda "haydin namaza, haydin felaha" sözlerini söylemek
ittifakla sabit olduğuna göre, İbn Ömer'den yapılan rivayetin daha tercihe
şayan olması gerekir.
İmam Nevevî: "=
Namazı evlerinizde kılınız" sözünü Şafiî'nin belirttiği gibi hem ezan
esnasında hem de ezandan sonra söylemek caizdir. Ashabımızın bazıları,
"bu ezandan sonra söylenmelidir" diyorsa da, bu hal İbn Abbâs
hadisinin sarahati karşısında zayıftır" der. Aynî de, Nevevî'nin bu
sözlerini naklettikten sonra, İbn Abbâs hadisinin ezanın tertibine uymadığını
ilâve eder.
Bu ve bundan önceki bütün
hadisler, yağmur, soğuk ve rüzgarın cemaate ve cumaya gitmemeyi mübâh kılan
özürlerden dolduğuna işaret etmektedir. Bu konuda bütün mezhepler hemfikir
gibi ise de yine aralarında bazı görüş ayrılıkları vardır.
Şâfiîlere göre: Cemaate
gitmemeyi mubah kılan her özür, cumaya gitmemek için de özürdür. Buna göre
yağmur ve şiddetli soğuk ister gecede ister gündüzde olsun özürdür. Çamur, kar
ve şiddetli sıcak için de hüküm aynıdır. Ancak rüzgâr sadece soğuk olduğunda ve
geceleri özür sayılır.
Mâlikîlere göre;
şiddetli yağmur ve çamur cuma ve cemaat için özürdür.
Hanbelîlere göre; Kişi
yukarıda sayılan şeylerden herhangi biri ile eziyete mâruz kalıyorsa cemaate
veya cumaya gitmemeleri caizdir.
Hanefîlere göre: Çok
yağmur ve çok çamur şiddetli soğuk, bir de karanlık cemaate veya cumaya
gitmemeyi mubah kılan özürlerdendir. Rüzgâr, Şâfiîlerde olduğu gibi ancak
şiddetli olursa, geceleri özür sayılır.