DEVAM: 207-208. Soğuk
(Veya Yağmurlu) Gecelerde Cemaate Gitmemek
حَدَّثَنَا
مُؤَمَّلُ
بْنُ هِشَامٍ
حَدَّثَنَا
إِسْمَعِيلُ
عَنْ
أَيُّوبَ
عَنْ نَافِعٍ
قَالَ نَادَى
ابْنُ عُمَرَ
بِالصَّلَاةِ
بِضَجْنَانَ
ثُمَّ نَادَى
أَنْ صَلُّوا
فِي رِحَالِكُمْ
قَالَ فِيهِ
ثُمَّ
حَدَّثَ عَنْ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
أَنَّهُ
كَانَ
يَأْمُرُ
الْمُنَادِيَ
فَيُنَادِي
بِالصَّلَاةِ
ثُمَّ يُنَادِي
أَنْ صَلُّوا
فِي
رِحَالِكُمْ
فِي اللَّيْلَةِ
الْبَارِدَةِ
وَفِي
اللَّيْلَةِ الْمَطِيرَةِ
فِي السَّفَرِ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَرَوَاهُ
حَمَّادُ بْنُ
سَلَمَةَ
عَنْ
أَيُّوبَ
وَعُبَيْدِ
اللَّهِ
قَالَ فِيهِ
فِي
السَّفَرِ
فِي اللَّيْلَةِ
الْقَرَّةِ
أَوْ
الْمَطِيرَةِ
Nâfi'den; demiştir ki:
İbn Ömer Dacnân'da ezan
okudu, sonra "namazlarınızı bulunduğunuz yerde kılınız" diye ilân
etti. Sonra da Resûlullah (s.a.v.)'in seferde iken, soğuk ve yağmurlu gecelerde
müezzine ezan okumasını, akabinde de namazlarını oldukları yerde kılmalarını
ilan etmesini emrettiğini haber verdi.
Ebû Dâvûd dedi ki: Bu
hadisi, Hammad b. Seleme, Eyyub ve Ubeydullah'tan rivayet etmiş ve yerine
(kelimelerin yerlerini değiştirerek) "seferde, soğuk veya yağmurlu
gecede" demiştir.
İzah:
Benzeri bir rivayet
için bk. ibn Mace, İkâme. Hammâd'ın rivayeti için bk. Beyhakî, es-Sünenü'l-kubrâ,
III, 70.
Hadisin Beyhakî'deki
rivayetinde, "Resûlullah (s.a,) bir seferinde karanlık ve rüzgârlı -veya
karanlık ve soğuk veya karanlık ve yağmurlu- bir gecede" denilmektedir.
İbn Ömer'den nakledilen
bu rivayetle bundan önceki rivayet arasında bazı farklar göze çarpmaktadır.
Öncekinde "nannazlarınızı çadırlarınızda kılınız" diye nida edenin
İbn Ömer'in müezzini olduğu bildirildiği halde bunda bizzat İbn Ömer'in ezan
okuduğu ve bizzat onun namazların çadırlarda kılınmasını ilan ettiği
belirtilmektedir. Buna göre hâdisenin iki ayrı zamanda iki defa vukuunun
muhtemel olduğu söylenebileceği gibi ikinci rivayette de ezan okuyup ilân
yapanın müezzin olduğu fakat ifâdede bir hazf bulunduğu da söylenebilir.
Sonraki rivayetten,
böyle yağmurlu ve soğuk gecelerde namazların evlerde kılınmasını ilân etmeden
Önce, ezan okumanın gerekli olduğunu anlamaktayız. Yine sonraki rivayetten,
böyle gecelerde cemaate gitmeme ruhsatının seferle mukayyed olduğu
anlaşılmaktadır. Ancak hazarda da böyle gecelerde meşakkate düçâr olanlar aynı
hükmün altına girerler. "Meşakkate düçâr olanlar" diyoruz, çünkü
soğuk ve yağmura karşı herkesin tahammül ve etkilenmesi aynı değildir. Fakat
medeniyetin birçok nimetleri ile mücehhez olduğumuz bu devirde birçokları için
bu etkenler meşakkate sebep olmaktan çıkmıştır.