DEVAM: 174-175.
Oturarak Namaz Kılmak
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
حُسَيْنٍ
الْمُعَلِّمِ
عَنْ عَبْدِ اللَّهِ
بْنِ
بُرَيْدَةَ
عَنْ
عِمْرَانَ بْنِ
حُصَيْنٍ
أَنَّهُ
سَأَلَ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
عَنْ صَلَاةِ
الرَّجُلِ
قَاعِدًا
فَقَالَ
صَلَاتُهُ
قَائِمًا
أَفْضَلُ
مِنْ
صَلَاتِهِ قَاعِدًا
وَصَلَاتُهُ
قَاعِدًا
عَلَى النِّصْفِ
مِنْ
صَلَاتِهِ
قَائِمًا
وَصَلَاتُهُ
نَائِمًا
عَلَى
النِّصْفِ
مِنْ
صَلَاتِهِ
قَاعِدًا
İmrân b. Husayn
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre, O, Nebi (s.a.v.)'e bir kimsenin oturarak
kıldığı namaz'ın hükmünü sormuş. Efendimiz de şu karşılığı vermiştir: "Ayakta
kıldığı namaz, oturarak kıldığı namazdan daha efdaldır. Oturarak kıldığı
namaz(ın sevabı) ayakta kıldığının yarısı kadar, uzanmış halde kıldığının
(sevabı da) oturarak kıldığının yarısı kadardır."
Diğer tahric: Tırmizi,
salat; Nesaî, leyl; İbn Mace ikamet; Darimî, salat; muvatta, cemaat; Ahmed b.
Hanbel II, 192, VI, 62, 227, IV, 442, 443.
AÇIKLAMA:
Nebi s.a.v., önce
oturarak kılınan namazın ayakta kılınana denk olamayacağını, ayakta kılınanın
daha efdal olduğunu duyurmuş daha sonra bu üstünlüğün derecesini beyân
etmiştir. Bu hadisin şerhinde Hâttabî şunları söyler: "Hz. Nebiin,
"oturarak kıldığı namazın sevabı ayakta kıldığının yarısı kadar..."
sözü sadece nafile namazlarla ilgilidir. Çünkü, ayakta durabilen kişinin,
oturduğu yerden farz kılması caiz değildir. Bu, caiz olmadığına göre oturarak
farz kılana hiçbir ecir yoktur. "Uzanmış halde kılınan namazın sevabının
oturarak kılınanınkinin yansı kadar'* olduğuna dair olan sözü, ben ilk defa bu
hadiste işittim ve ulemâdan, özürsüz yere uzanmış halde nafile namaza cevaz
veren hiç kimseyi bilmiyorum. Eğer hadis sahih ve bu söz râvilerden birine ait
değilse, Hz. Nebi bunu, ya oturarak namaz kılmaya ya da oturmaya gücü yetmeyen
hastanın yattığı yerden kıldığı namaza kıyâs etmiştir. Ancak bu mülâhazaya göre
oturabilecek durumda olan kimsenin yattığı yerden nafile kılması caizdir. Fakat
kıyâs yönünden, bu kimsenin uzanarak nafile kılması caiz değildir. Çünkü oturma
namazın bir şeklidir. Fakat namaz içinde uzanma şekli mevcut değildir."
îbn Battal da, ulemânın
ayakta durabilecek durumda olanın yatarak (ima ile) namaz kılamayacağında
müttefik olduklarını, hadisin sonundaki cümlenin râvilerden birisine ait bir
vehm olduğunu söyler.
Irâkî; Hattâbî ve İbn
Battâl'ın; "Uzanmış halde nafile kılmanın caiz olmadığında ulemâ
müttefiktir" sözlerine itiraz etmiş ve bu konuda ihtilâf olduğunu
söylemiştir. Irâkî'nin dediğine göre; bu konuda Şâfiîlerden iki görüş vardır.
Sahih olana göre uzanarak nafile kılmak caizdir. Mâlikîlerden ise üç ayrı görüş
nakledilmiştir. Bunlardan birine göre, zaruret olsun olmasın hem sıhhatliye
hem de hastaya uzanarak nafile kılmak caizdir. Tirmizî, Hasen el-Basrî'den de
bunun caiz olduğunu nakletmiştir.[bk. el-Menhel, VI, 58.]