SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 950 >>

بَاب فِي صَلَاةِ الْقَاعِدِ

174-175. Oturarak Namaz Kılmak

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ قُدَامَةَ بْنِ أَعْيَنَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ هِلَالٍ يَعْنِي ابْنَ يَسَافٍ عَنْ أَبِي يَحْيَى عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ حُدِّثْتُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ صَلَاةُ الرَّجُلِ قَاعِدًا نِصْفُ الصَّلَاةِ فَأَتَيْتُهُ فَوَجَدْتُهُ يُصَلِّي جَالِسًا فَوَضَعْتُ يَدَيَّ عَلَى رَأْسِي فَقَالَ مَا لَكَ يَا عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَمْرٍو قُلْتُ حُدِّثْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنَّكَ قُلْتَ صَلَاةُ الرَّجُلِ قَاعِدًا نِصْفُ الصَّلَاةِ وَأَنْتَ تُصَلِّي قَاعِدًا قَالَ أَجَلْ وَلَكِنِّي لَسْتُ كَأَحَدٍ مِنْكُمْ

 

Abdullah b. Amr (r.a.)'den; demiştir ki: Bana Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in; "Bir kimsenin oturarak kıldığı namaz'ın yarısıdır"buyurduğu haber verildi. Bunun üzerine, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e geldim ve o'nu oturarak namaz kılar gördüm. (Hayretimden) ellerimi başına koydum.

 

Bu cümle bir nüshada "ellerimi Rasulullah'ın üstüne koydum" bir başkasında da "ellerimi Rasulullah'ın başına koydum" şeklindedir.

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem); "Ey Amr'ın oğlu Abdullah, ne oluyor sana?" buyurdu.

 

Ya Resulallah, senin "insanın oturarak kıldığı namaz'ın sevabı ayakta kıldığının sevabının yarısı kadardır" buyurduğunu haber aldım. Halbuki sen oturarak namaz kılıyorsun, dedim. "Evet ama, ben sizden biri gibi değilim" buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Müslim, salatu musafirun; Nesaî, kiyamu'l-leyl; Muvatta', cemaat

 

AÇIKLAMA:    

 

Hadis-i şeriften, bir kimsenin ayakta durmaya gücü yettiği halde oturarak kıldığı nafile namazın sevabının ayakta kılman namazın sevabının yansı kadar olduğu anlaşılmaktadır. Bu, nafile namazlarla ilgilidir. Ayakta durmaktan aciz olan, namazını oturarak kılarsa bunun sevabında herhangi bir noksanlık yoktur.

 

Farz namazlarda ise, ayakta durmaya gücü yetenin oturarak namaz kılması asla caiz değildir. Hatta İmam Nevevî; "eğer bir kimse ayakta durmaya gücü yetenin, oturarak namaz kılmasını helal görürse, kafir oiur ve kendisine murted hükümleri uygulanır. Bu zinayı, faizi ve bunlara benzer meşhur haramları helal saymak gibidir" der. Bir kimse, aczinden dolayı farz namazları oturduğu yerden veya uzanmış bir vaziyette kılarsa, caizdir ve bunun sevabı aynen ayakta kılmanın sevabı gibidir. Buharî'nin Ebu Musa'dan merfu'an rivayet ettiği "Kul, hastalanır veya yolculuğa çıkarsa, Allah kendisine sıhhatli ve mukîm iken yaptığının sevabını yazar" mealindeki hadis buna delildir.

 

Hadis'den anladığımıza göre, Abdullah b. Amr, Hz.Nebiin oturarak namaz kıldığını görünce ellerini başına götürmüştür. Onun bu hareketi, Resulullah’ın yaptığını yadırgadığından değildir. Bunu ya şuursuzca ya da, Efendimizden naklen kendisine haber verilen şey, Hz. Nebiin yaptığına aykırı olduğundan dolayı durumu anlamak, işin esasına vakıf olmak için yapmıştır.

 

Nebi s.a.v.’in Abdullah'a cevaben; "Evet, ama ben sizden birisi gibi değilim" buyurmasını alimler iki şekilde yorumlamıştır;

 

1. Nebi s.a.v.’in ayakta durmaya gücü yettiği halde oturarak kıldığı nafile namaz, başkalarının oturarak kıldığı nafile gibi değildir. Onun, oturarak kıldığı namaz aynen ayakta kıldığı gibidir, sevabında herhangi bir eksilme yoktur.

 

2. Kadi İyad'ın dediğine göre; Hz. Nebi özrü olmaması bakımından diğer insanlar gibi değildir. Çünkü Nebi s.a.v., bunu ömrünün sonuna doğru, yaşlılığından dolayı yapmıştır. Çünkü normal hallerde Hz. Nebi devamlı en efdali yapardı. O zaman efendimizin sözünün manası, "Ben sizden biri gibi değilim, yaşlandım, onun için oturarak namaz kılıyorum" şeklinde olacaktır.

 

Ancak, Kadi İyad'ın bu görüşüne itiraz edilmiştir. Çünkü özür halinde oturarak   kılınan  namazın  sevabında  noksanlık  olmaması  sadece  Hz.Nebie mahsus değil, umuma şamildir.