DEVAM: 167-168. İmamın
Arkasındayken (Fatiha'dan Sonra)
"amin" Demek
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
سُمَيٍّ
مَوْلَى
أَبِي بَكْرٍ
عَنْ أَبِي
صَالِحٍ
السَّمَّانِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ إِذَا
قَالَ
الْإِمَامُ غَيْرِ
الْمَغْضُوبِ
عَلَيْهِمْ
وَلَا الضَّالِّينَ
فَقُولُوا
آمِينَ
فَإِنَّهُ مَنْ
وَافَقَ
قَوْلُهُ
قَوْلَ
الْمَلَائِكَةِ
غُفِرَ لَهُ
مَا
تَقَدَّمَ
مِنْ ذَنْبِهِ
Ebû Hureyre'den rivayet
olunduğuna göre: Nebi (s.a.v.) (şöyle) buyurmuştur: "İmam (ğayril mağdubi
aleyhim veleddaaaalliin) dediği zaman, siz de: "Amin" deyiniz. Çünkü
kimin âmin demesi, meleklerin âmîn demesi (vakti)ne denk gelecek olursa, geçmiş
günahları bağışlanır."
Diğer tahric: Buhârî,
bedü'I-hafk, ezan; Müslim, salât; Ebû Dâvûd, vitr; Muvatta', nida; Ahmed b.
Hanbel, II, 312, 459.
AÇIKLAMA:
Hattâbî'nin beyânına
göre Fâtiha'dan sonra amîn kelimesinin sessiz okunacağı görüşünde olanlar bu
hadis-i şerifin kendilerine delil olduğuna iddia ederler. Bu kimselere göre
hadiste "âmîn" demek için imamın Fatiha'yı bitirdiği anı beklemeye
teşvik edilmesi imamın âmîn kelimesini içinden söylediğine delâlet eder. Çünkü
imam bu kelimeyi cehrî okumuş olsaydı, o zaman (özellikle sessiz kılınan
namazlarda) bu vakti tespit etmek cemaat için zor olmayacaktı. İşte imam âmîn
kelimesini sessiz söyleyeceği ve bu vakti tesbit etmek zor olacağı için dikkat
kesilmeye teşvik edilmiştir.
Hattâbî'ye göre ise,
hadis-i şerif hiç de onların dediği mânâya gelmemektedir. Eğer 932 numaralı
Vâîl hadisi olmasaydı o zaman bu kimselerin çıkardıkları mânâ doğru olabilirdi.
Fakat bunun böyle olmadığına sözü geçen hadis açıkça delâlet etmektedir. Bu
vaktin tesbitine dikkat edilmesine sebeb ise, onların zannettiği gibi imamın
sessiz okumasından dolayı bu anın tesbitindeki zorluk değildir. Bu teşvik
imamın gaflet edip de amîn kelimesini söylemeyi unutabileceği ihtimalinden
kaynaklanmaktadır. Hadiste aynı zamanda bu kelimeyi imamla beraber söylemeye
teşvik vardır ki, işte melaike-i kiramın "âmîn" dediği an, işte
budandır. Bu zamanda âmîn demeyi başarabilen kimse için hadis-i şerifte geçmiş
günahlarının bağışlanacağı müjdesi vardır.[Hattâbî, Süneni Ebı Davud, I,
575-576.]
Âmîn kelimesi
bazılarına göre, imale ile de okunur. Bu kelime "âmin",
"Âmmin" ve "Âmmîn" şekillerinde de okunmuşsa da bunların
hepsi şâzz ve merduttur. Bilhassa şedde ile "âmmin" okumak dört
mezhep ulemâsınca hata sayılmıştır. Hatta Şâfiîlerden bununla namazın bozulacağım
söyleyenler de olmuştur. Hanefilerin "et-Tecnis" adlı fıkıh
kitabında, "bir kimse namazında âmîn kelimesini teşdid ile okusa namazı
bozulur" denilmiştir. Filhakika İmam-ı Azam'a göre, âmin kelimesini
şeddeyle okumak namazı bozar, îmameyn'e göre bozmaz, çünkü Kur'ân-ı Kerim'de
"Âmmîn" kelimesi vardır. Fetva da imameynin kavline göredir.
Arabçada âmîn
kelimesine uyan bir vezin yoktur. Bu kelime vezin itibariyle, Hâbîl ve Kâbîl
gibidir. Onun için bazıları onun asıl itibariyle yabancı bir kelime olduğunu
iddia etmiş, bir takımları da aslının "Ya Allah istecib dua 'ena"
olduğunu söylemişlerdir. Ulemâdan bazıları, kelimenin kasırla "amin"
okunmasını kabul etmemiş "Maruf vechi medle âmin okumaktır"
demişlerdir.
Abdürrezzak'ın Hz. Ebû
Hureyre'den zayıf bir isnadla rivayet ettiği bir hadise göre, âmin kelimesi
Allah'ın isimlerinden biridir. Tabiinden Hilâl b. Yesâf'dan da böyle bir
rivayet vardır. Fakat Nahiv ulemasına göre âmîn ism-i fiildir. Vasıl halinde
kolaylık olmak üzere nunu üstün okunur.
Âminin manası hakkında
bir çok sözler söylenmiştir. Ez cümle: Öyle olsun, kabul et, ümidimizi haybete
(hüsrana) uğratma, buna senden başkası kaadir olamaz, manalarına geldiğini
söyleyenler bulunduğu gibi; "âmin arş-ı a'lâ definelerinden bir definedir,
onun manasını Allah'tan başka bilecek yoktur" diyenler de olmuştur. Kelime
medd ve şedde ile okunursa, "seni kastederek" mânâsına geleceği
Cafer-i Sâdık Hazretlerinden rivayet olunmuştur. Kasır ve şedde ile okunduğu
takdirde aslının İbrânice veya Süryanice olduğu söylenir.
"el-Miictebâ"nam
eserde şöyle deniliyor: "Amînin Kuran’dan olmadığına hilaf yoktur. Hatta
onun Kur'andan olduğunu iddia edenin irtidadına hükmolunmuştur. İmamın,
cemaatin, yalnız kılanın ve namaz dışında Fatiha okuyanın âmin demesi
sünnettir. Fatihadan sonra sûre okunacağı zaman âmin denilip denilmeyeceği
hususunda ulemâ ihtilâf etmişlerdir. Esah olan kavle göre âmin denilir."
"Geçmiş günahların
afft"ndan maksad küçük günahlardır.[Davudoğlu, Sahih-i Müslim Tercüme ve
Şerhi, III, 138 - 139.]
Bu hadis-i şerif
Fâtiha'dan sonra "âmin" kelimesinin yüksek sesle okunacağım
kesinlikle ifade etmektedir. Ancak bu mevzu ile ilgili görüşler daha önce
tercümesini sunduğumuz 932 numaralı hadisin açıklamasında geçmiştir.