SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 928 >>

DEVAM: 165-166. Namazda Selam Almanın Hükmü

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِيٍّ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ أَبِي مَالِكٍ الْأَشْجَعِيِّ عَنْ أَبِي حَازِمٍ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ لَا غِرَارَ فِي صَلَاةٍ وَلَا تَسْلِيمٍ قَالَ أَحْمَدُ يَعْنِي فِيمَا أَرَى أَنْ لَا تُسَلِّمَ وَلَا يُسَلَّمَ عَلَيْكَ وَيُغَرِّرُ الرَّجُلُ بِصَلَاتِهِ فَيَنْصَرِفُ وَهُوَ فِيهَا شَاكٌّ

 

Ebû Hureyre (r.a.)'ın rivayetine göre; Nebi (s.a.v.) "Namazda noksanlık yapmak ve selam vermek (caiz) olmaz" buyurmuştur.

Ahmed (b. Hanbel) dedi ki: Bana göre (bu hadisin) mânâsı, "Namazda selâm verme sana da selâm verilmesin. Kişi namazını eksik kılar, sonra da namazından şüpheli olarak çıkar" demektir.

 

 

Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel, II, 461.

 

AÇIKLAMA:    

 

Namazda noksanlık iki şekilde olabilir:

 

1. Rükû'u veya secdeyi eksik yapmakla olur.

 

2. Namazın üç rekât mı, yoksa dört rekât mı kılındığından şüpheye düşül­düğü halde üç rekât kıldığını kabul edecek yerde dört rekât kıldığını kabul etmek ve bunun kaçınılmaz bir neticesi olarak da namazı şüpheli olarak bi­tirmekle olur. Oysa bu gibi durumlarda rek'at sayısının daha azının kılındı­ğı kabul edilmelidir. İşte o zaman şüpheden kurtulmak mümkündür.

 

Ahmed b. Hanbel (r.a.)'e göre, "namazda noksanlık yapmak (caiz) olamaz" sözünden kast edilen ikinci maddede zikrettiğimiz noksanlık şekli­dir ki, namazı şüpheli kalacak şekilde kılmak caiz değildir. Esasen böyle kı­lınan namaz fasittir.

 

"Teslim=selam vermek" kelimesini mecrûr ve mensûb olarak iki şe­kilde de okumak mümkündür. Bu durumda okunuş şekillerine göre iki tür­lü mânâ ortaya çıkar:

 

1. Kesre olarak okunacak olursa, o zaman, "salat = namaz" kelimesi üzerine atf edilmiş olduğu kabul edilir ki şu mânâya gelir: "selâmda nok­sanlık yapmak caiz değildir." Yani ne selâm veren sadece selâm kelimesiyle yetinerek "aleyküm" lafzını ihmal edebilir, ne de selam alacak olan kimse sadece "ve aleyküm" demek suretiyle gerisini söylemekten kurtulabilir. Bi­naenaleyh selâm vermek isteyen "es-selâmü aleyküm" kelimelerini noksan­sız olarak söylemelidir. Selâm almak isteyen de "ve aleykümu's-selâm" kelimelirini eksiksiz olarak söylemelidir. Baştan veya sondan kelimenin bi­rini söylememek caiz değildir, selâmı selâm olmaktan çıkarır.

 

2. Fetha olarak okunacak olursa, o zaman da "Gırar = noksanlık" ke­limesinin üzerine atf edilmiş olduğu kabul edilir ki, şu mânâya gelir: "Na­mazda selâm vermek (veya almak caiz) olmaz." İşte Ahmed b. Hanbel'in hadisten anladığı da budur. Esasen babın başlığına uygun düştüğü için biz de tercümemizde bu mânâyı tercih ettik.

 

Namazda selâm almanın veya namazda selâm vermenin hükmü ve bu mevzudaki ilim adamlarının görüşleri 923 ve 925 numaralı hadis-i şeriflerin açıklamalarında geçmiş bulunmaktadır.