DEVAM: 165-166.
Namazda Selam Almanın Hükmü
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْعَلَاءِ
أَخْبَرَنَا
مُعَاوِيَةُ
بْنُ هِشَامٍ
عَنْ سُفْيَانَ
عَنْ أَبِي
مَالِكٍ عَنْ
أَبِي حَازِمٍ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ
أُرَاهُ
رَفَعَهُ
قَالَ لَا
غِرَارَ فِي
تَسْلِيمٍ
وَلَا
صَلَاةٍ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
وَرَوَاهُ
ابْنُ
فُضَيْلٍ
عَلَى لَفْظِ
ابْنِ
مَهْدِيٍّ
وَلَمْ
يَرْفَعْهُ
Bize Muhammed b. el-Alâ
haber verdi, dedi ki; bize Muâviye b. Hişâm Süfyân'dan, o da Ebû Mâlik'den, o
da Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hureyre'den nakletti: (Ebû Muâviye) dedi ki: Öyle
zannediyorum ki (Ebû Hureyre) bu hadisi (Resul-i Ekrem'e ulaştırarak) refetti.
(Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki; "Namazda ve selâm
vermede noksanlık yapmak (caîz) olamaz".
Ebû Dâvûd dedi ki:
"Bu hadisi (bir de) İbn Fudayl (bir önceki (928.) hadisi rivayet eden) İbn
Mehdi'nin kelimeleriyle nakletti. Ancak (Resûlullah’a) ulaştırmadı.
AÇIKLAMA:
Bu hadisi Süfyan
es-Sevrî'den üç kişi nakletmiştir:
1. Abdur-rahman b.
Mehdi, İbn Mehdi, bu rivayetin senedini kesinlikle Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'e
kadar ulaştırmıştır.
2. Muâviye b. Hişâm.
Muâviye her ne kadar bu hadisi merfu olarak rivayet etmişse de merfû
olduğundan -yani senedin
Resûl-i Ekrem'e ulaştığından-
kesinlikle emin değildir.
3. Muhammed b. Fudayl.
Bunun rivayet ettiği hadisin metni aynen Abdurrahman b. Mehdî'nin rivayet
ettiği metne uygun düşmekle beraber, onunki gibi senedi Resûl-i Ekrem'e
ulaşmamakta Hz. Ebû Hureyre'de kalmaktadır. Yani îbn Fudayl'ın rivayeti merfu
değil, mevkuftur.
Bu hadisle ilgili
açıklama bir önceki hadiste geçmiştir.