SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 904 >>

بَاب الْبُكَاءِ فِي الصَّلَاةِ

156-157. Namazda Ağlamak

 

حَدَّثَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ سَلَّامٍ حَدَّثَنَا يَزِيدُ يَعْنِي ابْنَ هَارُونَ أَخْبَرَنَا حَمَّادٌ يَعْنِي ابْنَ سَلَمَةَ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ مُطَرِّفٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُصَلِّي وَفِي صَدْرِهِ أَزِيزٌ كَأَزِيزِ الرَّحَى مِنْ الْبُكَاءِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

 

Mutarrıf'ın babası (Abdullah b. Şıhhîr)dan demiştir ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i ağlamaktan dolayı göğsünde değirmen sesi gibi bîr sesle namaz kılarken gördüm.

 

 

Diğer tahric: Buharî, bed'ul-halk; Nesaî, sehv; Ahmed b. Hanbel, IV, 25, 26.

 

AÇIKLAMA:    

 

Ahmed b. Hanbel ile Nesaî'nin rivayetinde bu hadis "göğsünde kaynayan bir tencere sesi gibi bir ses olduğu halde namaz kılıyordu” şeklinde ifade edilmektedir.Bu rivayetler gösteriyor ki Resul-i Zişan Efendimiz, namazda iken kendisini saran ilahî atmosferin verdiği yü­ce duygularla zaten her an içinde kaynamakta olan aşk ateşinin cuş-ü huruşa gelmesinden göğsünün volkanında kaynaşan lavların hıçkırıklar halinde fışkırmasına engel olamamıştır. Ulema bu hadis-i şerife bakarak namazda ağlamanın caiz olduğu kanaatine varmışlardır. Nitekim Ali b. Ebî Talib (r.a.)'in rivayet ettiği şu hadis-i şerif de bu görüşü te'yid etmektedir: "Bedir günü bizim içimizde Mikdad b. Esved'den başka bir süvari yoktu. O gece Resul-i Ekrem (s.a.v.)i bir ağaç altında ağlayarak namaz kılarken gördüm. Bu hali sabaha kadar devam etti."

 

Ancak bu mevzuun ayrıntılarında ulema arasında bazı görüş ayrılıkları bulunmaktadır:

 

1. Hanefî alimlerine göre Allah korkusu, Cehennem veya Cenneti ha­tırlama gibi dünyevî olmayan bir sebeple ağlamak namazı bozmaz. Çünkü bu durum o kimsenin huşu' içinde bulunduğunu gösterir. Namazda aranan şey ise, huşu'dur. Bu bakımdan bu şekildeki ağlamalar, namazda dua ve teşbih hükmündedir. Hanefî ulemasının bu mevzudaki delilleri de konumuzu teş­kil eden hadis-i şeriftir. Ancak ağlamanın sebebi dünyevî sıkıntı ise, o za­man namaz batıl olur. Çünkü bu şekildeki ağlama o kişinin şahsî sıkıntılarını dile getirerek etrafmdakileri yardıma çağırma manasına gelir. Hanefî ule­masına göre inlemek, ah-vah etmek de ağlamak gibidir. Ancak Ebu Yusuf'a göre eğer ağlama esnasında aslî harflerden iki veya daha ziyade harf çıkmış­sa namaz bozulur. Fakat ziyade harflerden iki harf çıkmışsa veya çıkan harf­lerden biri aslî, diğeri ziyade harflerden ise, namaza zarar vermez.[el-Menhel, V, 353.] Bilindiği gibi alfabe harflerinden cümlesinde bulunan harfler ziyade harf­lerdir. Bunun dışında kalan harfler ise, aslî harflerdir.

 

2. Malikî ulemasına göre eğer ağlamak Allah korkusu veya ahiret dü­şüncesiyle olmuşsa, isterse yüksek sesle ağlamış olsun namaza zarar vermez. Fakat dünyevî bir düşünceden ileri gelmişse şu durumlar ortaya çıkar:

 

a. Eğer ses çıkarmadan ağlanmışsa namaz bozulmaz.

 

b. Eğer ağıt sesli ise, bunun hükmü namazda konuşmanın hükmü gibi iki şekilde mütelaa edilir:

 

Eğer kasden ağlamışsa azı da çoğu da namazı bozar. Unutarak ağlamışsa, çoğu namazı bozarsa da azı bozmaz.

 

Namazda inleyip ah-vah etmek, eğer maddi bir acıdan kaynaklanıyor­sa, yüksek sesli bile olsa namaza zarar vermez. Çünkü bu adam elinde ol­mayarak ağlamaktadır ki, namazda konuşmanın ikinci şıkkına girer.

 

3. Şafiîlere göre ağlamanın sebebi ne olursa olsun, ağıt esnasında iki harf çıkmışsa namaz bozulur.

 

4. Hanbelîlere göre Allah korkusundan dolayı ağlama namaza asla za­rar vermez.Fakat başka bir sebeple meydana gelen ağlamalar mutlak suret­te namazı bozar. Ancak ağlamaya engel olmak istediği halde engel olmaya gücü yetmezse, bu halde de ağlamak namaza zarar vermez.