بَاب
الْبُكَاءِ
فِي
الصَّلَاةِ
156-157. Namazda
Ağlamak
حَدَّثَنِي
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
بْنُ مُحَمَّدِ
بْنِ
سَلَّامٍ
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ يَعْنِي
ابْنَ
هَارُونَ
أَخْبَرَنَا
حَمَّادٌ
يَعْنِي
ابْنَ سَلَمَةَ
عَنْ ثَابِتٍ
عَنْ
مُطَرِّفٍ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ
رَأَيْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يُصَلِّي وَفِي
صَدْرِهِ
أَزِيزٌ
كَأَزِيزِ
الرَّحَى
مِنْ
الْبُكَاءِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
Mutarrıf'ın babası
(Abdullah b. Şıhhîr)dan demiştir ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i
ağlamaktan dolayı göğsünde değirmen sesi gibi bîr sesle namaz kılarken gördüm.
Diğer tahric: Buharî,
bed'ul-halk; Nesaî, sehv; Ahmed b. Hanbel, IV, 25, 26.
AÇIKLAMA:
Ahmed b. Hanbel ile
Nesaî'nin rivayetinde bu hadis "göğsünde kaynayan bir tencere sesi gibi
bir ses olduğu halde namaz kılıyordu” şeklinde ifade edilmektedir.Bu rivayetler
gösteriyor ki Resul-i Zişan Efendimiz, namazda iken kendisini saran ilahî
atmosferin verdiği yüce duygularla zaten her an içinde kaynamakta olan aşk
ateşinin cuş-ü huruşa gelmesinden göğsünün volkanında kaynaşan lavların
hıçkırıklar halinde fışkırmasına engel olamamıştır. Ulema bu hadis-i şerife
bakarak namazda ağlamanın caiz olduğu kanaatine varmışlardır. Nitekim Ali b.
Ebî Talib (r.a.)'in rivayet ettiği şu hadis-i şerif de bu görüşü te'yid
etmektedir: "Bedir günü bizim içimizde Mikdad b. Esved'den başka bir
süvari yoktu. O
Ancak bu mevzuun
ayrıntılarında ulema arasında bazı görüş ayrılıkları bulunmaktadır:
1. Hanefî alimlerine
göre Allah korkusu, Cehennem veya Cenneti hatırlama gibi dünyevî olmayan bir
sebeple ağlamak namazı bozmaz. Çünkü bu durum o kimsenin huşu' içinde
bulunduğunu gösterir. Namazda aranan şey ise, huşu'dur. Bu bakımdan bu
şekildeki ağlamalar, namazda dua ve teşbih hükmündedir. Hanefî ulemasının bu
mevzudaki delilleri de konumuzu teşkil eden hadis-i şeriftir. Ancak ağlamanın
sebebi dünyevî sıkıntı ise, o zaman namaz batıl olur. Çünkü bu şekildeki
ağlama o kişinin şahsî sıkıntılarını dile getirerek etrafmdakileri yardıma
çağırma manasına gelir. Hanefî ulemasına göre inlemek, ah-vah etmek de ağlamak
gibidir. Ancak Ebu Yusuf'a göre eğer ağlama esnasında aslî harflerden iki veya
daha ziyade harf çıkmışsa namaz bozulur. Fakat ziyade harflerden iki harf
çıkmışsa veya çıkan harflerden biri aslî, diğeri ziyade harflerden ise, namaza
zarar vermez.[el-Menhel, V, 353.] Bilindiği gibi alfabe harflerinden cümlesinde
bulunan harfler ziyade harflerdir. Bunun dışında kalan harfler ise, aslî
harflerdir.
2. Malikî ulemasına
göre eğer ağlamak Allah korkusu veya ahiret düşüncesiyle olmuşsa, isterse
yüksek sesle ağlamış olsun namaza zarar vermez. Fakat dünyevî bir düşünceden
ileri gelmişse şu durumlar ortaya çıkar:
a. Eğer ses çıkarmadan
ağlanmışsa namaz bozulmaz.
b. Eğer ağıt sesli ise,
bunun hükmü namazda konuşmanın hükmü gibi iki şekilde mütelaa edilir:
Eğer kasden ağlamışsa
azı da çoğu da namazı bozar. Unutarak ağlamışsa, çoğu namazı bozarsa da azı
bozmaz.
Namazda inleyip ah-vah
etmek, eğer maddi bir acıdan kaynaklanıyorsa, yüksek sesli bile olsa namaza
zarar vermez. Çünkü bu adam elinde olmayarak ağlamaktadır ki, namazda konuşmanın
ikinci şıkkına girer.
3. Şafiîlere göre
ağlamanın sebebi ne olursa olsun, ağıt esnasında iki harf çıkmışsa namaz
bozulur.
4. Hanbelîlere göre
Allah korkusundan dolayı ağlama namaza asla zarar vermez.Fakat başka bir
sebeple meydana gelen ağlamalar mutlak surette namazı bozar. Ancak ağlamaya
engel olmak istediği halde engel olmaya gücü yetmezse, bu halde de ağlamak
namaza zarar vermez.