SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 891 >>

DEVAM: 150-151. Secde Organları

 

حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا بَكْرٌ يَعْنِي ابْنَ مُضَرَ عَنْ ابْنِ الْهَادِي عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَامِرِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ الْعَبَّاسِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ إِذَا سَجَدَ الْعَبْدُ سَجَدَ مَعَهُ سَبْعَةُ آرَابٍ وَجْهُهُ وَكَفَّاهُ وَرُكْبَتَاهُ وَقَدَمَاهُ

 

el-Abbas b. Abdilmuttalib'den; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ı şöyle buyururken işittiği rivayet olunmuştur: "Kul secde ettiği zaman yedi organı da onunla beraber secde eder; yüzü, elleri, dizleri ve ayakları."

 

 

Diğer tahric: Müslim, salat; Tirmizî, salat; Nesaî, tatbîk; îbn Mace, ikame; Ahmed b. Hanbel, I, 206-208

 

AÇIKLAMA:    

 

"Yüz” Men maksat, alın ve burundur. Yüz ve çene değildir.Bu mevzuda ulemanın icmaı vardır.Nitekim Müslim'in îbn Abbas'tan rivayet ettiği şu hadis-i şerif bunu açıklamaktadır:

 

Abdullah b. Abbas'dan rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v.) "Ben yedi kemik (yani) alın, burun, eller, dizler ve ayaklar üzerine secde etmekle, saç ve elbisemi toplamamakla emrolundum"[Müslim, salat] buyurmuştur. Esasen alın ve burun dışında bir organı yere koyarak secde etmek islam dininin tanıdığı bir secde tarzı değildir. Burun üzerine secdenin hükmü de ulema arasında ihtilaflıdır. Ulemanın bazılarına göre alnın üzerine secde etmek kafidir. Bur­nun yere değmesi şart değildir. Bu görüş îbn Ömer, Ata, Tavus, Hasan el-Basrî, İbn Şîrîn, Kaasım, Salim, Şa'bî, Zührî, Malik, Ebu Yusuf, Ebu Sevr, (Rahirnehümüllah) ve meşhur kavline göre İmam Şafiî'den rivayet olunmuş­tur. Bu alimlere göre alın üzerine secte etmek farz, burun üzerine secde et­mek sünnettir.

 

 

Hanefî ulemasının bu mevzudaki görüşlerini M.Zihni Efendi şöyle an­latıyor: "Secdede alın ile beraber burnun da konması vacibdir. Sadece alnın konması ile secde, daha sıhhatli olan kavle göre sahih olmaz. Çünkü esah ' olan Ebu Hanife hazretlerinin bu meselede İmameynin kavline dönmüş ol­masıdır."[Nî'met-i İslam, s. 188 – 189.] Tam secde ise, vacibleri ve sünnetleri yerine getirilerek ya­pılan secdedir. O da tamamiyle elleri, dizleri ve ayakların parmak uçlarını, burun ve alnı yere koyarak gerçekleşir. Daha önce de temas edildiği vecihle ayağın dış yüzünü yere doğru getirerek yapılan secde kafi görülmemektedir. Zira ayağın dış yüzü secde mahalli değildir. Bu bakımdan ayağın secdesi de­mek parmakların iç kısımlarının yere gelmesi demektir. Bu mevzuda Ömer Nasuhi Bilmen Efendi şunları söylüyor: "Secdede elleri, dizleri yere koymak herhalde farz değildir. Belki sünnettir, tki ayağın veya bir ayağın parmakla­rı yere konulmadıkça secde caiz olmaz. Muhtar olan kavi budur. Bir ayağın yalnız bir parmağını veya-ayağın yalnız üstünü yere koymak kifayet et­mez."[Büyük İslam İlmihali, s. 127.] Hanefî kitaplarından el-Hidaye'de "ellerle dizler ve ayaklar üze­rine secde etmek farz değildir" denilmiş, fakat Kemal İbnu'l-Hümam bunun vacib olduğunu söylemiş ve bu görüşün en mutedil bir görüş olduğunu da ilave etmiştir.