SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 887 >>

DEVAM: 149-150. Rüku' Ve Secdede Kalmanın Müddeti

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ الزُّهْرِيُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنِي إِسْمَعِيلُ بْنُ أُمَيَّةَ سَمِعْتُ أَعْرَابِيًّا يَقُولُ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَنْ قَرَأَ مِنْكُمْ وَالتِّينِ وَالزَّيْتُونِ فَانْتَهَى إِلَى آخِرِهَا أَلَيْسَ اللَّهُ بِأَحْكَمِ الْحَاكِمِينَ فَلْيَقُلْ بَلَى وَأَنَا عَلَى ذَلِكَ مِنْ الشَّاهِدِينَ وَمَنْ قَرَأَ لَا أُقْسِمُ بِيَوْمِ الْقِيَامَةِ فَانْتَهَى إِلَى أَلَيْسَ ذَلِكَ بِقَادِرٍ عَلَى أَنْ يُحْيِيَ الْمَوْتَى فَلْيَقُلْ بَلَى وَمَنْ قَرَأَ وَالْمُرْسَلَاتِ فَبَلَغَ فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ فَلْيَقُلْ آمَنَّا بِاللَّهِ قَالَ إِسْمَعِيلُ ذَهَبْتُ أُعِيدُ عَلَى الرَّجُلِ الْأَعْرَابِيِّ وَأَنْظُرُ لَعَلَّهُ فَقَالَ يَا ابْنَ أَخِي أَتَظُنُّ أَنِّي لَمْ أَحْفَظْهُ لَقَدْ حَجَجْتُ سِتِّينَ حَجَّةً مَا مِنْهَا حَجَّةٌ إِلَّا وَأَنَا أَعْرِفُ الْبَعِيرَ الَّذِي حَجَجْتُ عَلَيْهِ

 

Ebu Hureyre (r.a.), "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: "Sîzden her kim (Tîn) suresini sonuna kadar .... (ayetiyle beraber) okursa, "evet, kaadirdir ben de buna şahidlik edenlerdenim" desin. Kim de (Kıyame) suresini" .....ayetiyle beraber okursa, “evet" desin. Kim de "Vel mürselati" suresini okurda ... ayetinin sonuna kadar gelirse, Allah'a iman ettik" desin."

 

(Ravi) İsmail dedi ki: Ben "acaba bu hadisi nakleden kimse yanılmış olabilir mi bir göreyim" diye (bu hadisi o) bedevî adama tekrar okumaya başladım da (bana şöyle) dedi: Ey kardeşimin oğlu, sen benim bu hadisi kafamda tutamadığımı mı zannediyorsun? Vallahi ben altmış defa hacca gittim, üzerinde hacca gittiğim her deveyi bile bilmekteyim."

 

 

Diğer tahric: Tırmizi, tefsiru sure

 

AÇIKLAMA:    

 

Bu hadis-i şerifte söz konusu  edilen  A'rabî'nin   is-mi açıklanmıyorsa da Nevevî Takrîb isimli eserinde onun is­minin Yezîd b. İyaz Ebu'1-Yesa' olduğunu ve kimliği bilinmeyen, sözüne iti­bar edilmeyen bir kimse olduğunu ifade etmektedir.(et-Tin (95), 8)ayeti, "Ey Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) seni yalanlamak suretiyle kendi insanlık şerefini düşüren kimselerle senin aranda en adaletli hükmü verecek olan Allah'dır," mealindedir.

 

ayet-i kerimesi ise, "Bütün bunları yapan Allah ölüleri tekrar diriltmeye kadir değil midir, elbette kadirdir" mealindedir. Hadis-i şerifin zahirî manasına bakılırsa Tîn Süresi'-ni 8. ayetiyle beraber okuyan kimsenin "Evet kaa-dirdir, ben de buna şahidlik edenlerdenim" demesi, müstehabdır. "Ben şahidim" denilmeyip "ben şahidlik edenlerdenim" denmesinde faziletli ki­şilerin arasında bulunmanın önemine işaret vardır. Çünkü faziletli kişilerin arasında bulunan kişi onlarda bulunan fazilete ortaktır. Bu hadis-i şerifin ifadesinden, suresinin son ayeti olan ayetiyle beraber okuyan kimsenin "Bela evet" demesi ve "Ve'l-Mürselati" suresini "Ar-tık bundan sonra hangi söze inanacak onlar?" ayetiyle beraber okuyup biti­ren kimsenin de, "Amenna billahi = Biz Allah'a iman ettik" demesi müstehabtır. Ayetin manasına göre, "Amenna bi'1-Kur'an" denilmesi gere­kirken bunun yerine "Amenna billahi" denilmesi, Allah'a imanın Kur'an'a imanı icab ettirmesindendir. Çünkü Kur'an, Allah'ın sıfatlarından olan ke­lam sıfatının tecellisinden başka bir şey değildir.

 

Sözü geçen surelerin sonundaki ayet-i kerimeleri okuyan bir kimsenin hadis-i şerifte öğretildiği şekilde mukabelede bulunması müstehabdır. An­cak namaz içinde bu ayetler okunduğu zaman bu şekilde mukabele etmenin hükmü ilim adamları arasında ihtilaflıdır. İmam Nevevî'ye ve İbn Abbas'a göre namaz içerisinde bu ayetleri okuyan kimse ister imam, ister cemaat ol­sun bu şekilde mukabele edebilirse, de bazı ulemaya göre bu şe­kilde mukabelede bulunmak namazı ifsad eder. Nitekim merhum Ömer Na-suhi Bilmen Efendi bu mevzuda şunları söylemektedir: "Farz namazlarda okunacak ayetler münasebetiyle namaz kılanın "ya Rabbi beni ateşten sakla". diye istiazede bulunması, veya Allah Teala'dan rahmet ve mağfiret dilemesi mekruhtur. Yalnız başına nafile kılan kimsenin bu şekilde dua etmesinde bir sakınca görülmemektedir."[Büyük İslam İlmihali, 217.] Bazı hadis alimi erine göre bu hadisin bu ko­nuyla hiçbir ilgisi yoktur. Aslında bu hadis bir önceki baba konulması gere­kirken yanlışlıkla katibler tarafından bu baba yerleştirilmiştir.