SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 862 >>

DEVAM: 143-144. Rüku' Ve Secdede Belini Düz Tutmayan'ın Namazı

 

حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِيُّ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي حَبِيبٍ عَنْ جَعْفَرِ بْنِ الْحَكَمِ ح و حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ جَعْفَرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْأَنْصَارِيِّ عَنْ تَمِيمِ بْنِ مَحْمُودٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ شِبْلٍ قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ نَقْرَةِ الْغُرَابِ وَافْتِرَاشِ السَّبْعِ وَأَنْ يُوَطِّنَ الرَّجُلُ الْمَكَانَ فِي الْمَسْجِدِ كَمَا يُوَطِّنُ الْبَعِيرُ هَذَا لَفْظُ قُتَيْبَةَ

 

Abdurrahman b. Şibl'den; demiştir ki: Resülullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kişinin (namazda) karga gagalayışı (gibi acele yatıp kalkması)ndan, yırtıcı hayvan gibi oturuşundan ve mescidde belli bir yeri deve gibi (devamlı) mekan edinmesinden nehyetti.

Bu lafızlar Kuteybe'nin rivayetine aittir.

 

 

Diğer tahric: Nesaî, tatbîk; İbn Mace, ikame; Darimî, salat, Ahmed b. Hanbel, III. 428, 444; V, 447.

 

 

AÇIKLAMA:    

1. Hadiste geçen "karga gagalayışı" tabiri karganın yem yerken gagasını acele yere dokundurup kaldırması anlamına gelir ki, kişinin namaz kılarken, secdeyi acele yapmasından daha alnı yere değmeden burnunu yere değdirip hemen kaldırmasından kinayedir.

 

2. "Yırtıcı hayvan oturuşu" tabirinden maksatsa, kişinin secdede kö­pek ve benzeri yırtıcı hayvanların oturuşu gibi dirsekleri yanlarına    değe­cek şekilde kollarını yere yapıştırması ve yaymasıdır.

 

3. "Mescidde belli bîr yeri deve gibi devamlı mekan edinmek" tabirinin iki manası vardır:

 

a. Develer ağıla girdikleri zaman yumuşak ve düz bir yer ararlar. Böyle bir yeri buldukları zaman artık devamlı oraya çökerler, başka bir yere yat­mazlar.

 

b. Develer çökerken önce insana nisbetle el ve kol mesabesinde olan ön ayaklarıyla çökerler sonra da arka ayaklarıyla çökerler.Bu bakımdan Hanefîlere göre secdeye giderken yere önce elleri sonra da dizleri koymak mek­ruhtur. Önce dizler sonra da eller konmalıdır.

 

Şafilere göre ise, önce eller sonra dizler yere konmalıdır. Önce dizleri sonra da elleri yere koymak deve yatışına benzer.[bk. 840 numaralı hadis ve izahı]

 

Demek ki bu tabir, deve gibi yere çökmenin ve namazı her zaman mes­cidde aynı yerde kılmanın yasak olduğunu ifade ediyor.

 

Netice ofarak namazda bu üç tabirin ifade ettiği şekildeki davranışlar, bu hadis-i şerifte yasaklanmıştır. Çünkü karganın gagalayışı gibi acele sec­deye yatıp kalkmak, farz olan alnın yere konmasına imkan vermez. Halbu­ki secdede üç defa "Sübhane Rabbiye'1-ala" diyecek kadar durmak sünnettir. Sünnetin ifası ise, farz olan alnın yere konması ile vacib olan burnun yere konmasını te'min eder. Esasen bütün sünnetlerin ifasında bu özellik bulun­maktadır. Sünnet terk edildiği zaman farz ve vacibler tehlikeye düşerler. Esa­sen bu şekilde acele namaz kılmak münafıkların işidir. Çünkü onların rahatı namazda değil, bir an önce namazdan çıkmaktadır.

 

Deve çöküşü gibi çökmekle, yırtıcı hayvanların oturuşu gibi oturmak­taki kerahet ise, bu davranışların arz ettiği manzaranın çirkinliğinden ileri gelmektedir.

 

Mescidde belli bir yeri mekan edinmenin yasaklanmasındaki hikmet ise, bu şekilde hareket etmek dikkatleri çekmesi dolayısıyla riya ve'süm'aya sebep olmasıyla izah edilebilir.

 

Hadiste geçen lafızlar ilk bakışta bu hadis-i müellif Ebu Davud'a nak­leden Ebu'l-Velîd'e aitmiş hissini uyandırdığından müellif bunun böyle olmadiğini anlatmak için hadisin sonuna "bu lafızlar Kuteybe'nin rivayetine aittir" cümlesini ilave etmek lüzumunu hissetmiştir.