DEVAM: 139-140. Kişi
Başını Rükudan Kaldırınca Ne Söyler?
حَدَّثَنَا
مُؤَمَّلُ
بْنُ
الْفَضْلِ
الْحَرَّانِيُّ
حَدَّثَنَا
الْوَلِيدُ ح
و حَدَّثَنَا
مَحْمُودُ
بْنُ خَالِدٍ
حَدَّثَنَا
أَبُو
مُسْهِرٍ ح و
حَدَّثَنَا
ابْنُ
السَّرْحِ
حَدَّثَنَا
بِشْرُ بْنُ
بَكْرٍ ح و
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
مُصْعَبٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ اللَّهِ
بْنُ يُوسُفَ
كُلُّهُمْ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ عَبْدِ
الْعَزِيزِ
عَنْ
عَطِيَّةَ
بْنِ قَيْسٍ
عَنْ
قَزَعَةَ
بْنِ يَحْيَى
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ
الْخُدْرِيِّ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَانَ يَقُولُ
حِينَ
يَقُولُ
سَمِعَ
اللَّهُ
لِمَنْ حَمِدَهُ
اللَّهُمَّ
رَبَّنَا
لَكَ الْحَمْدُ
مِلْءَ
السَّمَاءِ
قَالَ
مُؤَمَّلٌ مِلْءَ
السَّمَوَاتِ
وَمِلْءَ
الْأَرْضِ وَمِلْءَ
مَا شِئْتَ
مِنْ شَيْءٍ
بَعْدُ
أَهْلَ
الثَّنَاءِ
وَالْمَجْدِ
أَحَقُّ مَا
قَالَ
الْعَبْدُ وَكُلُّنَا
لَكَ عَبْدٌ
لَا مَانِعَ
لِمَا أَعْطَيْتَ
زَادَ
مَحْمُودٌ
وَلَا
مُعْطِيَ لِمَا
مَنَعْتَ
ثُمَّ
اتَّفَقُوا
وَلَا يَنْفَعُ
ذَا الْجَدِّ
مِنْكَ
الْجَدُّ
وَقَالَ
بِشْرٌ رَبَّنَا
لَكَ
الْحَمْدُ
لَمْ يَقُلْ
اللَّهُمَّ
لَمْ يَقُلْ
مَحْمُودٌ
اللَّهُمَّ
قَالَ
رَبَّنَا
وَلَكَ
الْحَمْدُ
Ebu Said el-Hudri'den
(rivayet edildiğine göre); Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem);
"Semiallahu limen hamideh" deyince, (kavmede iken) şunları da
söylerdi: "Allahümme Rabbena leke'l-hamdü mile's-semai (Müemmel bunu,
"mile'ssemavat" (diye) nakletmiştir). Ve mil'el'ardi ve mire ma şi'te
min şey'in ba'du ehlessenai ve'I-mecdi ehakku ma kale'l-abdü ve kulluna leke
abdün; la mania lima a'tayte; Muhammed (buraya) "vela mu'tiye Uma
mena'te" (cümlesini) ilave etti). (Bundan) sonra (gelen sözlerin
rivayetinde ise, bütün raviler şu ifadede de birleştiler; "Vela yenfe'u
zelceddi mine'l-ceddu"
Bişr (sadece),
"Rabbena lekel hamd" (cümlesini) nakletti. Mahmud ise,
"AHahümme" (sözünü) olmaksızın "Rabbena ve lekel-hamd"
(sözünü) nakletti.
Diğer tahric: Müslim,
salat; Müsafirun, Tirmizi, mevakit, Deavat. tatbit; İbn Mace, ikame
AÇIKLAMA:
Musannif Ebu Davud bu
hadis-İ şerifi 1. Müemmel, 2. Mahmud b. Halid, 3. İbnu’s Serh, 4. Muhammed b.
Mus'ab vasıtasıyla dört ayrı yoldan rivayet etmiştir.
bu rivayetlerin bazı
kelimeleri farklı ise de hadisin büyük bir kısmında ittifak halindedirler.
Resul-i Ekrem rüku'dan doğrulduktan sonra kavmede iken okuduğu duamn meali
şudur: "Allahım! Ey Rabbimiz, gökle yer ve onlardan sonra dilediğin
herşey dolusu hamd ancak sana mahsustur. Ey Medh-ü Senaya layık olan Allah'ını,
kulun -ki hepimiz sana kuluz- söyleyeceği en layık söz şudur: ''Allah'ım, senin
verdiğine mani olacak yoktur. Senin katında hiç bir varlık sahibine varlığı
fayda vermeyecektir." Rivayetleri arasındaki farklar ise şöyledir:
1. Hadis-i şerifte
geçen "gök dolusu" tabiri Müemmel'in rivayetinde "gökler
dolusu" diye geçmektedir.
2. Mahmud b. Halid'in
rivayetinde ise, "Allah'ım, senin verdiğine mani olacak yoktur"
cümlesinden sonra, "senin vermediğini verecek de yoktur" ilavesi
vardır.
3. Îbnü's-Serh'in
rivayetinde Resulullah(Sallallahu aleyhi ve
Sellem)ın kavmede sadece "Rabbena
lekel-hamd":Ey Rabbimiz hamd ancak sana mahsustur" dediği ifade
edilmektedir.
4. Mahmud'un
rivayetinde ise, "Allahümme" (Ey Allahım) kelimesi bulunmakta ve
metindeki cümle şu şekilde geçmektedir: "Rabbena ve lekel hamd:Ey
Rabbimiz, hamd de sana mahsustur."
Metinde geçen, "Ey
mecd-ü senaya layık olan Allah'ım!" ifadesi hadis sarihlerinin beyanına
göre, bir nida cümlesidir. Bazıları: "Sen mecd-ü senaya ehilsin"
manasına mubteda ve haber cümlesi olabileceğini söylemişlerdir.
"Sena" övme,
iyilik ve güzellikle vasıflandırmak demektir. "Mecd" ise azamet ve
son derece büyük şeref manasına gelir. Kadı İyaz'ın beyanına göre bazı
rivayetlerde mecd kelimesinin yerine hamd denilmiştir. Mana bakımından bu da
doğru olmakla beraber, meşhur olan rivayet birincisidir.
"...ki hepimiz
sana kuluz" cümlesi ise, ehemmiyetinden dolayı araya sıkıştırılmış bir
itirazı cümle, diğer bir ifadeyle ara cümlesidir. Bu cümle aradan kaldırılınca
mana şöyle olur: "Kulun söyleyeceği en layık söz: Allah'ım, senin
verdiğine mani olacak yoktur. Vermediğini de verecek yoktur" sözüdür.
Bir kul için söylenecek
en layık sözün bu olması, bu cümlenin kulun bütün işlerini Allah'a havale
etmesi, Allah'ın varlığını ve birliğini itiraf, hayrın, şerrin ondan geldiğini
kuvvet ve kudreti onun halk ettiğini dünyaya ehemmiyet vermeyip salih ameller
peşinde koşmanın lüzumunu içine aldığı içindir.
Hadisin son cümlesinde
geçen "cedd" kelimesi "cidd" şeklinde de rivayet
edilmiştir. Bu rivayet zayıf olmakla beraber mana bakımından doğrudur.
Bazıları "Bu takdirde hadisin manası: Çalışkanıif çalışması senin indinde
kendisine bir fayda vermez. Ona ancak senin rahmetin fayda verir"
demektir" şeklinde tefsirde bulunmuş, bir takımları da "cidd"in
acele etmek manasına geldiğini söylemişlerdir. Bu takdirde mana, "Senden
kaçmak için acele davranan kimsenin kaçışı kendisine bir fayda vermez. Çünkü o
daima senin pençe-i kudretindedir." şeklindedir. Kelimenin sahih ve meşhur
olan kıraati "cedd"dir. Cedd; baht, zenginlik, azamet ve sulta
manalarına gelir. Buna göre : "Dünyada mal, evlat, azamet ve saltanatla
bahtiyarla şan bir kimseyi, bu bahtiyarlığı senin azabından kurtaramaz, onu
kurtaracak olan ancak salih amellerdir" demek olan bu hadis-i şerifin
sebeb-i vürudu ile ilgili olarak İbn Mace'de şöyle bir rivayet vardır:
"Resul-i Ekrem (s.a.v.) namaz kılarken yanında bulunan kimseler kendi
aralarında bazı kimselerin pek çok develere ve atlara sahip olduklarından ve bu
sayede eriştikleri şan ve şereften bahsettiler. Bunun üzerine Resul-i Ekrem
(s.a.v.) namazın sonunda "Allahümme Rabbena leke'I-hamd miPe's-semavati
ve'l-ard..." duasını okudu.[îbn Mace, ikame]
Fıkıh ulemasının bu
konudaki görüşleri bir numara sonra gelecek olan hadisin şerhinde
açıklanacaktır.
BAZI HÜKÜMLER
1. Ruku'dan
doğrulduktan sonra hadiste geçen duayı okumak mustehabtır. Hanbeliler Ve
Şafiilere göre bu mevzuda nafile ile farz namaz arasında fark yoktur. Ancak
Hanefi ulemasına göre ise, bu dua ancak nafile namazlarda okunabilir.
2. Tesmi' ile tahmid
(yani "semi'allahu limen hamideh ile Rabbena lekel hamde" demek) her
namaz kılana müstehabdır. Hanefilere göre ise, yalnız başına namaz kılan kimse
tesmi' ile tahmidi birleştirirse de cemaatle kılınan namazda imam sadece
"semi'allahu limen hamideh” der. Cemaat de sadece "Rabbena
leke'l-hamd" der.
3. Kulun yapacağı en
faziletli dualardan biri Resulüllah'ın (s.a.v.) öğrettiği "Allahım senin
verdiğine mani olacak yoktur..... ila
ahir..." duasıdır.