SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 846 >>

بَاب مَا يَقُولُ إِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنْ الرُّكُوعِ

139-140. Kişi Başını Rükudan Kaldırınca Ne Söyler?

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ وَأَبُو مُعَاوِيَةَ وَوَكِيعٌ وَمُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ كُلُّهُمْ عَنْ الْأَعْمَشِ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ الْحَسَنِ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ أَبِي أَوْفَى يَقُولُ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنْ الرُّكُوعِ يَقُولُ سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ اللَّهُمَّ رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ مِلْءُ السَّمَوَاتِ وَمِلْءُ الْأَرْضِ وَمِلْءُ مَا شِئْتَ مِنْ شَيْءٍ بَعْدُ قَالَ أَبُو دَاوُد قَالَ سُفْيَانُ الثَّوْرِيُّ وَشُعْبَةُ بْنُ الْحَجَّاجِ عَنْ عُبَيْدٍ أَبِي الْحَسَنِ هَذَا الْحَدِيثُ لَيْسَ فِيهِ بَعْدَ الرُّكُوعِ قَالَ سُفْيَانُ لَقِينَا الشَّيْخَ عُبَيْدًا أَبَا الْحَسَنِ بَعْدُ فَلَمْ يَقُلْ فِيهِ بَعْدَ الرُّكُوعِ قَالَ أَبُو دَاوُد وَرَوَاهُ شُعْبَةُ عَنْ أَبِي عِصْمَةَ عَنْ الْأَعْمَشِ عَنْ عُبَيْدٍ قَالَ بَعْدَ الرُّكُوعِ

 

Abdullah b. Ebî Evfa elemiştir ki; Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rüku'dan başını kaldırdığı zaman (şöyle) derdi: "Allah kendisine hamdedenin hamdini işitir. Allah'ım, ey Rabbimiz, göklerle yer dolusu ve onlardan sonra dilediğim herşey dolusu hamd ancak sana mahsustur"

 

Ebu Davud dediki; bu hadisi Süfyan es-Sevri ile Şu'be b. el-Haccac da Ubeyd Ebi'l-Hasen'den rivayet ettiler. Fakat bu rivayette "rüku' dan sonra” sözü yoktur. Süfyan dedi ki: "Biz daha sonra Şeyh Ubeyd Ebu'l-Hasen'le kar­şılaştık -bu defa da- "rüku'dan sonra" sözünü söylemedi.

 

Ebü Davud dediki: Bu hadisi bir de Şu'be, Ebu İsme ve A'meş vasıtasıyla Ubeyd'den nakletmiş, (Ubeyd bu rivayetinde) "rüku'dan sonra", sözünü söylemiştir.

 

 

Diğer tahric: Müslim, salat; İbn Mace, ikame

 

AÇIKLAMA:    

 

Buhari'nin bir rivayetinde "Resul-i Ekrem (sallellahu aleyhi ve sellem)’in rüku'dan başım kaldırırken, "semiallahü limen hamiden" (Allah hamd edenin hamdini işitir (kabul eder)" dediği; iyice doğ­rulduktan sonra ayakta iken de "Allahümmc Rabbena leke'1-hamd" dediği [Buharî, ezan] Diğer bir hadis-i şerifte "Belini (rüku'dan) kaldırırken "semial­lahü limen ha m i deh" kıyamda iken de "Rabbena leke'1-hamd nıile's-şemavati ve'1-ardi" dediği [Müslim, salat] ifade edilmektedir.

 

"Yer ve gök dolusu hamd" tabiri Allah'a edilen şükr, hamd ve senanın çokluğunu ifade için kullanılan temsîli bir ifadedir. Yoksa aslında bir söz­den ibaret olan hamd ve senanın bir hacim Ölçüsü niteliği taşıyan "yer dolusu veya gök dolusu" gibi ölçülerle ölçülüp tartılamayacağı, terazi ve kaplara konulamayacağı aşikardır. Bu sözlerin ifade ettiği mana şudur: Yani Allah'a yapılan hamdler elle tutulan ve gözle görülen bir cisim olsalardı göklerle ye­ri doldururlardı. Bazıları da "bu cümleden murad, haindin sevabıdır" de­mişlerdir. Müslim ile Nesaî'nin rivayetinde bu cümle; "yer ile gök dolusu ve ikisinin arası dolusu ve onlardan sonra dilediğin (Arş ve Kürsî gibi) her şey dolusu" şeklinde geçmektedir.[Müslim, salat; Nesaî, tatbik]

 

Musannif Ebu Davud'un hadisin sonunda zikrettiği hadisle ilgili riva­yet farklarının hülasası şudur: Abdullah b. Numeyr, Ebu Maviye, Vekî' ve Muhammed b. Ubeyd'in A'meş'den naklettikleri bu hadis-i şerifte: "rüku'-dan başını kaldırdığı zaman" cümlesi bulunduğu halde, Süfyan es-Sevrî'nin Ubeyd Ebu'l-Hasen'den rivayetinde bu cümle bulunmamaktadır. Şu'be'nin rivayetinin birinde Süfyan'ınki gibi bu cümle bulunduğu halde Ebü İsme'-den olan rivayetinde bu cümle bulunmamaktadır.