SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 838 >>

بَاب كَيْفَ يَضَعُ رُكْبَتَيْهِ قَبْلَ يَدَيْهِ

136-137. Nebi (s.a.v. Namazda) Ellerinden Önce Dizlerini Nasıl (Yere) Koyardı?

 

حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِيٍّ وَحُسَيْنُ بْنُ عِيسَى قَالَا حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا شَرِيكٌ عَنْ عَاصِمِ بْنِ كُلَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ وَائِلِ بْنِ حُجْرٍ قَالَ رَأَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا سَجَدَ وَضَعَ رُكْبَتَيْهِ قَبْلَ يَدَيْهِ وَإِذَا نَهَضَ رَفَعَ يَدَيْهِ قَبْلَ رُكْبَتَيْهِ

 

Vail b. Hucr'den; demiştir ki: "Ben, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i, secdeye varacağında ellerinden önce dizlerini (yere) koyarken, (secde'den ayağa) kalkacağında ise, dizlerinden önce ellerini kaldırırken gördüm."

 

 

Diğer tahric: Tirmizî, mevakît; Nesaî, tatbik

 

AÇIKLAMA:    

 

Bu hadis-i şerif secdeye giderken dizlerin ellerden önce yere konacağına; ayağa kalkarken de önce ellerin sonra da dizlerin yerden kaldırılacağına delalet etmektedir. Nitekim ulemanın büyük çoğunluğu bu görüştedir. Ebu't-Tayyib, ulemanın umumiyetle bu görüşte olduğunu söylerken, İbnu'I-Münzir de Ömer b. Hattab, en-Nehaî, Müslim b. Yesar, Süfyan es-Sevrî, İmam Ahmed, İshak, Ebu Hanife ve ashabının bu görüşte olduğunu ve delillerini de bu hadisin teşkil ettiğini söylemiştir. Ancak Darekutnî bu hadisi Yezîd'den başka bir kimsenin Şüreyk'ten riva­yet etmediğini, Asim b. Kuleyb'den de sadece Şüreyk'in rivayet ettiğini, Şü-reyk'in ise, aslında pek sağlam ve güvenilir bir kişi olmadığını söyleyerek bu hadisin zayıf olduğunu iddia etmiştir. Aynı şekilde Buharî, Beyhakî, İbn Ebî Davud da bu hadisi Şüreyk'ten başka rivayet eden bir kimsenin bulun­madığına dikkat çekmişlerdir. Tirmizî ise, bu hadisi Şüreyk'ten başka bir kimsenin rivayet etmediğini ifade ettikten sonra; "Darekutnî, el-Hakim ve el-Beyhakî'nin, Asim el-Ahvel vasıtasıyla Enes'den rivayet ettikleri; "Ben Nebi (sallallahü aleyhi ve sellem)i tekbir alıp secdeye giderken ellerin­den önce dizlerinin yere indiğini gördüm" mealindeki hadisle Darimî'nin ri­vayet ettiği[Darimî, salat] aynı mealdeki hadisin bu hadisi kuvvetlendirdiğini ve bu hadisin Hakim'e göre Buharî ve Müslim'in şartlarına uygun olduğunu" söy­lemiştir.[el-Menhel, V, 275-276.]

 

Bezlu'l-mechud sahibi ise, bu mevzuda şunları söylemektedir: "İmam Ebü Hanife ve Şafiî (r.a.)'e göre secdeye varırken önce yere dizler sonra da eller indirilir". Delilleri ise, mevzumuzu teşkil eden hadis-i şeriftir. Bu hadis-i şerifi Tirmizî de rivayet etmiş ve onun hakkında "hasen-garîb" demiştir. Ha­kim ise, bu hadisin Buharî ve Müslim'in şartlarına uygun olduğunu söyle­miştir. İbn Hibban'a göre de bu hadis-i şerif sahihtir.

 

Hadis-i şerifin birinci cümlesi üzerindeki görüşler böyle olmakla bera­ber hadisin ikinci şıkkını teşkil eden "secdeden ayağa kalkacağında ise, diz­lerinden önce ellerini kaldırırdı" cümlesi, Ebu Hanife (r.a.) tarafından benimsendiği halde, Şafiî uleması bu cümlenin zayıflığına hükmederek "sec­deden ayağa kalkarken önce dizlerin sonra da ellerin kaldırılacağını" söyle­mişlerdir. Nitekim bu mevzuda İbn Hacer diyor ki; "îmam Nevevî bu hadisin ikinci cümlesinin zayıf olduğunu söylemiştir. Bu sebeple bizim mezhebimize göre secdeden ayağa kalkarken ellerin iç kısmına abanmak sünnettir. Bu es­nada yerde bulunan el parmakları açık olmalıdır. Nitekim Buharî'nin riva­yet ettiği hadis de bu görüşün isabetini göstermektedir. İkinci rekatta oturduktan sonra ayağa kalkarken de aynı şekilde hareket edilir. Bunun ak­sini ifade eden hadisle[Tirmizî, mevakît] Hz-. Ali ve Atiyyetü'l-Avfî'den nakledilen haber­ler ise zayıftır.

 

Bezlu'I-Mechud sahibi daha sonra sunarı söylüyor: Her ne kadar Neve-vî bu haberlerin zayıflığım söylüyorsa da şurasını unutmamak gerekir; bir mevzudaki zayıf hadislerin sayısı arttıkça birbirini takviye ederek kuvvet ka­zanırlar. Nitekim Tirmizî bu hadisin hasen, Hakim ve İbn Hibban da sahih olduğunu söylemişlerdir. Bunlar ise, hadis sahasında Nevevî'den daha yet­kilidirler. İmam Malik'e ve bir rivayette İmam Ahmed'e göre secdeye varır­ken önce eller, sonra da dizler yere konur.[Bezlu'l-mechud, V, 85-86.] Evzaî, Malik ve İbn Hazm'e göre secdeye varırken dizlerden öne eller yere konur. Ayağa kalkarken de önce dizler sonra eller kaldırılır. Elleri veya dizleri önce kaldırmakta mu­hayyerlik olduğuna dair bir görüş de yine İmam Malik'ten rivayet edilmiş­tir, sözü geçen ulema bu mevzudaki görüşlerine delil olarak İmam Ahmed ile Nesaî ve Muhammed b. Abdullah b. Hasen'in Ebu'z-Zinad vasıtasıyla Ebu Hureyre'den rivayet ettikleri :

 

"Sizden biriniz secdeye vardığı zaman devenin çöküşünü andırır gibi çök­mesin de ellerini yere dizlerinden önce koysun"[Ahmed b. Hanbel, II, 38; Ebu Davud 840 numaralı hadis.] mealindeki hadis-i şerifle Tirmizî'nm Ebu'z-Zinad ve A'rac vasıtasıyle Ebu Hureyre'den rivayet ettiği  "Kiminiz kalkıp devenin çöküşü gibi çöküyor"[bk. 841 numaralı hadis.] mealindeki hadis-i şerifi delil getiriyorlar. Ancak Tirmizî riva­yet ettiği bu hadis için "Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği bu hadis garibtir. Bu hadisi Ebu'z-Zinad'm rivayetinden yalnız bu senedle biliyoruz" diyerek za­yıflığına işaret etmiştir. Her ne kadar Ahmed b. Hanbel ile Nesaî'nin riva­yet ettiği Ebu Hureyre (r.a.) hadisi ile ilgili olarak da Buharî, "Gerçi bu hadisin ravilerinden Muhammed b. Abdillah'a itimad edilmez. Ancak Darekutnî'-nin Nafi' vasıtasıyla İbn Ömer'den naklettiği, "Resul-i Ekrem (s.a.v.) secdeye inerken ellerini yere dizlerinden önce indirirdi"-manasındaki hadis-i şerif bu hadisi takviye etmektedir" demişse de, mevzumuzu teşkil eden Ebu Davud hadisine sarılan ulema tarafından kendisine şöyle cevab verilmiştir: "Ebu Hureyre ve İbn Ömer'den rivayet edilen bu hadisler, İbn Huzeyme'nin Sa-hih'inde Mus'ab vasıtasıyle Sa'd b. Ebî Vakkas (r.a.)'den nakledilen, "Biz önceleri (secdeye inerken) dizlerden evvel elleri yere koyardık, sonra dizleri ellerden evvel yere koymakla emrolunduk" mealindeki hadis-i şerifle nes-hohınmuşlardır."[Hazimî, el-İ'libar, 79-80; Koçkuzu Ali Osman, Hadisle Nasih-Mensuh, 216.]

 

Zadü'1-Mead sahibi İbn Kayyım ise, bu mevzu üzerinde çok geniş bir şekilde açıklama yapmıştır. İbn Kayyım mevzumuzu teşkil eden Ebu Davud hadisinin Ehu Hureyre hadisine nisbetle on cihetten tercihe layık olduğunu söylemiş ve bu cihetlerin üzerinde tek tek ve ayrıntılarıyla durmuştur. Ayrı­ca îmam Ahmed'in naklettiği Ebu Hureyre hadisini ele alarak tahlil ederken de şunları söylemiştir: "Allah (c.c.) daha iyisini bilir. Öyle zannediyorum ki, bu hadisi rivayet edenlerden birisi vehme kapılarak hadisi yanlış rivayet etmiştir. Çünkü bu hadisin ifadeleırinddcelişki vardır. Sebebine gelince, in­san elini dizlerinden evvel yere koyunca, tam deve gibi yere çökmüş olur. Halbuki bu hadiste "devenin çöküşü gibi çökmesin" buyurulmakta sonra "ellerini yere dizlerinden evvel koysun" denilerek deve gibi çökmeye teşvik edilmektedir. Bilindiği gibi deve çökerken önce elleri mesabesinde bulunan Ön bacaklarını yere koyar sonra da insana nissbetle dizleri durumunda olan arka bacaklarını yere indirir. Bu hadise sarılan kimseler, bu çelişkiyi görün­ce şöyle bir te'vile başvurdular: "Diz insanın bacak kısmında ve dört ayaklı hayvanların ise, kol kısmındadır. Bu husus, göz önünde bulundurulursa me­sele çözülmüş olur. O zaman hadisin manası şöyle olur: "Sizden hiç biriniz devenin çöktüğü gibi önce dizlerini yere indirmesin yere dizlerinden önce el­lerini koysun" işte hadisi bu şekilde te'vil ederek ona sarıldılar. Halbuki bu durum Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in nehyettiği durumdur. Çünkü:

 

1. Deve çökerken önce ön ayaklarım yere koyar, sonra arka ayaklarını,

 

2. Kalkarken de önce arka bacaklarını kaldırır, sonra da ön bacakları­nı, işte Resul-i Ekrem'in yasakladığı durum da budur.

 

Resul-i Ekrem (s.a.v.) ise, secdeye varırken önce dizlerini sonra ellerini, sonra da alnını yere koyardı. Secdeden ayağa kalkarken de önce başım, son­ra ellerini ve daha sonra da dizlerini kaldırırdı.[el-Menhel, V. 276-277; İbn Kayyim, Zadü'l-Me'ad, I, 56-59.]