SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 839 >>

DEVAM: 136-137. Nebi (s.a.v. Namazda) Ellerinden Önce Dizlerini Nasıl (Yere) Koyardı?

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَعْمَرٍ حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جُحَادَةَ عَنْ عَبْدِ الْجَبَّارِ بْنِ وَائِلٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَذَكَرَ حَدِيثَ الصَّلَاةِ قَالَ فَلَمَّا سَجَدَ وَقَعَتَا رُكْبَتَاهُ إِلَى الْأَرْضِ قَبْلَ أَنْ تَقَعَ كَفَّاهُ قَالَ هَمَّامٌ وَحَدَّثَنِي شَقِيقٌ قَالَ حَدَّثَنِي عَاصِمُ بْنُ كُلَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِمِثْلِ هَذَا وَفِي حَدِيثِ أَحَدِهِمَا وَأَكْبَرُ عِلْمِي أَنَّهُ فِي حَدِيثِ مُحَمَّدِ بْنِ جُحَادَةَ وَإِذَا نَهَضَ نَهَضَ عَلَى رُكْبَتَيْهِ وَاعْتَمَدَ عَلَى فَخِذِهِ

 

Abdulcebbar'ın babası Vail Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazını anlatmış ve (şöyle) demiştir: "(Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem) secdeye vardığı zaman ellerinden önce dizleri yere inerdi."

 

Hemmam dedi ki; Ve Şakîk bize Asim b. Küleyb (ve) onun babası (Kuleyb) vasıtasıyla Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bu hadisin bir benzerini nakletti: (îbn Cuhade ile Şakîk'in) ikisinden birinin hadisinde -büyük bir ihtimalle- Muhammed b. Cuhade'nin hadisinde (şu söz vardı:"Secdeden ayağa) kalkarken dizlerinin üzerinde ve uyluğunun üzerine dayanarak kalkardı."

 

 

AÇIKLAMA:    

Bu hadis munkati' denilen zayıf hadislerdendir. Çünkü Abdulcebbar babasından hadis işitmemiştir. Nitekim bu hadis 736 numarada geçmiştir. Ebu'l-Hasen b. el-Kattan'a göre Şakîk, güvenilmeyen zayıf bir ravidir. Takrîb'de de; "Onun hüviyeti bilinmeyen bir kimse olduğu" ifade edilmektedir. Ancak hadis-i şerifte geçen, "ve bize Şakîk nakletti” sö­züyle musannif Ebu Davud bu hadisin kendisine iki yolla eriştiğini ifade et­mek istemiştir. Bunlardan birisi Îbn Cuhade yolu ki, bu yolun zayıflığını ifade etmiştik. İkincisi ise, Şakîk yoluyla gelmiştir. Bu da mürsel'dir ve Şakîk aley­hinde bazı tenkitler vardır. Bu mevzu ile ilgili hükümler bir evvelki hadiste geçtiği için burada tekrara lüzum görmüyoruz.