SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 831 >>

DEVAM: 134-135. Okuyup Yazma Bilmeyen Veya Dili Dönmeyen Kimselere Namazda Yeterli Olan Kıraat

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِي عَمْرٌو وَابْنُ لَهِيعَةَ عَنْ بَكْرِ بْنِ سَوَادَةَ عَنْ وَفَاءِ بْنِ شُرَيْحٍ الصَّدَفِيِّ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ السَّاعِدِيِّ قَالَ خَرَجَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَوْمًا وَنَحْنُ نَقْتَرِئُ فَقَالَ الْحَمْدُ لِلَّهِ كِتَابُ اللَّهِ وَاحِدٌ وَفِيكُمْ الْأَحْمَرُ وَفِيكُمْ الْأَبْيَضُ وَفِيكُمْ الْأَسْوَدُ اقْرَءُوهُ قَبْلَ أَنْ يَقْرَأَهُ أَقْوَامٌ يُقِيمُونَهُ كَمَا يُقَوَّمُ السَّهْمُ يُتَعَجَّلُ أَجْرُهُ وَلَا يُتَأَجَّلُهُ

 

Sehl b. Sa'd es-Saidî (r.a.)'den; demiştir ki: Bir gün biz Kur'an-i Kerim okurken Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza çıkageldi (ve bizi bu halde görünce); "Allah'a hamdolsun, her ne kadar sizin içinizde kırmızısı, beyazı ve siyahı bulunuyorsa da, Allah'ın Kitabı birdir. Onu ok gibi dosdoğru okuyup (fakat) ecrini dünyada alacak ve ahirete bırakmayacak kavimler gelmeden o'nu (işte böyle) okuyunuz" buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel, III, 146, 153, 357, 397; V, 338.

 

AÇIKLAMA:    

 

Bazı hadis alimlerine göre hadis-i şerifte geçen kırmızı (renkli) kimselerden maksat Şamlılardır. Çünkü bunların tenleri hafif kırmızı olduğu gibi servetlerinin büyük çoğunluğunu da kırmızı altınlar teşkil eder. Beyaz (renkli) kimselerden maksat ise, İranlılardır. Çünkü bun­ların derileri beyaz olduğu gibi servetlerinin ekseriyetini gümüş paralar teş­kil eder, siyah renkli kimseler ise, Arablardır. Çünkü bilindiği gibi bunların ekseriyetini de esmer renkli kimseler teşkil eder.

 

Resül-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Efendimiz yanlarına uğradığı muhtelif renk ve ırk­lardan meydana gelen bu sahabî topluluğuna" okuyunuz" demekle "dille­riniz farklı da olsa okuyunuz, kolayınıza geldiği şekilde kendinizi zorlamadan Allah'ın Kitabi'm okuyunuz. Yeter ki bu okuyuştan muradınız Allah'ın rı­zasını ve helalini öğrenip onları aramak, haram kıldığını da haram bilip on­dan kaçınmak olsun" demek istemiş ve onları gördüğü şekilde Kur'an'ı okumaya teşvik etmiştir.

 

Bu ve bundan önceki hadis, her ikisi de dünyevî bir menfaat umarak Kur'an okumanın caiz olmadığına delalet etmektedirler. Çünkü Kur'an-ı Kerim, muhkem ayetleriyle amel etmek, müteşabih ayetlerine iman etmek, kıs­salarından hisse almak va'dlerine ve tehditlerine kulak vermek, müjdelerine sevinmek, korkutmalarından ürpermek, öğütlerini tutmak, emirlerine sarı­lıp nehylerinden kaçınmak için okunur. Kur'an-ı Kerim'i.bunun dışında bir maksatla okumanın caiz olmadığına delalet eden daha pek çok ayet-i keri­me ve hadis-i şerif vardır. Bakara suresinin 41. ayeti kerimesinde cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: "Benim ayetlerimi az bir fialla değişmeyin" Bu ayetle Cenab-ı Hak kullarını ikaz ederek, "benim ayet­lerimi Cennette mü'minler için hazırladığım nimetlere nisbetle çok az ve de­ğersiz olan dünya menfaatlerine değişmeyiniz" buyuruyor. Aslında satın alınan dünya menfaati, bu menfaat karşılığında ödenen fiyatta Kur'an-ı Ke­rim olduğu halde tam tersine ayette dünya menfaatinden bir fiyatmış gibi söz edilmesi aslında "ayetin ayet, gayenin de gaye olarak kalması bunların bir birlerinin yerine geçmemesi" gibi mühim bir esasa dikkati çekmek ve gaflet sebebiyle gaye olan Kur'an ayetlerinin dünya menfaatlerine alet edildiğine ve alet olarak kullanılması gereken dünya menfaatlerinin de gaye edildiğine işaret etmek içindir. Bu ifadede bu işi yapanların cahilliğini ve yaptıkları iş­lerin tersliğini ortaya koyan ince bir mana ve ince bir nükte vardır.

 

Tirmizî'nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte de buyruluyor ki: İmran b. Husayn Kur'an okuyarak dilenen bir kişiye rastlayınca diyerek şunları söylemiştir: "Ben Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işit­tim: Kur'an okuyan kimse karşılığını Allah'dan istesin. Çünkü ileride öyle kavimler gelecektir ki, bunlar Kur'an okuyarak dileneceklerdir."[Tirmızî, sevabu'l-Kur'an]

 

Musanıf Ebu Davud'un Ubade b. es-Samit'den rivayet ettiği ileride ge­lecek bir hadiste de şöyle buyuruluyor: Ubade (r.a.) dedi ki: "Ben ehl-i Suffeden bazı kimselere Kur'an öğretmiştim. İçlerinden birisi bana bir yay hediye etti. Kendi kendime, "Bu dünyalık bir mal değil, bununla Allah yolunda atış yaparım" diyordum. Bir gün Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in huzuruna vararak "Ya Resulallah! Kur'an öğrettiğim bir kimse bana bir yay hediye etti. Bu dünya­lık bir mal değil, Allah yolunda onunla atış yapmak istiyorum" dedim. Bu­nun üzerine bana hitaben:

 

"Eğer boynuna ateşten bir halka takılmasını istiyorsan, bunu kabul et," buyurdular.[bk. 3416 no'lu hadis-i şerif.] İnşallah ileride bu mevzuda geniş bilgi verilecektir.