بَاب مَا
يُجْزِئُ
الْأُمِّيَّ
وَالْأَعْجَمِيَّ
مِنْ
الْقِرَاءَةِ
134-135. Okuyup Yazma
Bilmeyen Veya Dili Dönmeyen Kimselere Namazda Yeterli Olan Kıraat
حَدَّثَنَا
وَهْبُ بْنُ
بَقِيَّةَ
أَخْبَرَنَا
خَالِدٌ عَنْ
حُمَيْدٍ
الْأَعْرَجِ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
الْمُنْكَدِرِ
عَنْ جَابِرِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ
قَالَ خَرَجَ
عَلَيْنَا
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَنَحْنُ
نَقْرَأُ
الْقُرْآنَ
وَفِينَا
الْأَعْرَابِيُّ
وَالْأَعْجَمِيُّ
فَقَالَ اقْرَءُوا
فَكُلٌّ
حَسَنٌ
وَسَيَجِيءُ
أَقْوَامٌ
يُقِيمُونَهُ
كَمَا
يُقَامُ الْقِدْحُ
يَتَعَجَّلُونَهُ
وَلَا
يَتَأَجَّلُونَهُ
Cabir b. Abdillah
(r.a.)'dan; demiştir ki; İçimizde Arab da Acem de bulunduğu halde Kur'an
okuyorduk, (Bunu gören Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem):
"Okuyunuz, (bu okuyuşlarınızın) hepsi de güzeldir. (İleride öyle) kavimler
gelecektir ki, onu ok gibi dosdoğru okuyacaklar (ama karşılığını) dünyada
alacaklar da ahirete bırakmayacaklardır" buyurdu.
Diğer tahric: Ahmed b.
Hanbel, III, 146, 153, 357, 397; V, 338
AÇIKLAMA:
Hadiste geçen
"a'rabî" çölde yaşayan göçebe arab demektir.Bilindiği gibi göçebe
arablar çölde okuma-yazma imkanı bulamadıklarından umumiyetle Kur'an okumaktan
aciz kimselerdir. Hadis-i şerifte de "göçebe arab" sözüyle Kur'an
okumayı pek beceremeyen arablar kast edilmiştir.
A'cemî kelimesi ise,
Arab olmayan kimseler için kullanılır ki, hadis-i şerifte arabçaya aşinalıkları
olmadıkları için Kur'an okumayı beceremeyen kimseler kast edilmiştir. Netice olarak
A'rabî ve A'cemi kelimeleriyle Kur'an okumayı pek iyi beceremeyen kimseler
ifade edilmek istenmiştir.
Buna göre hadis-i şerif
Arabça gramerine ve tecvid kurallarına tam manasıyle uygun olmasa bile riyadan
ve suma'dan uzak, içten gelen fevkalade bir sevgi ve istekle Kur'an okumanın
Allah ve Resulü yanında büyük bir ecir taşıdığını beyan etmekte ve ileride
gerek tecvîd kurallarına ve gerekse Arab-ca gramerine uygunluğu bakımından
fevkalade düzgün adeta ok gibi dosdoğru Kur'an okuyan, fakat gösteriş, şan,
şöhret ve dünyevî maksatlar için okuduklarından bu okumalarının karşılığını
dünyada alıp arihette eli boş, Allah ve Resulünün hoşnutluğundan uzak kalacak
bir toplumun ortaya çıkacağını haber vermektedir.
Bu hadis-i şerif, aynı
zamanda Kur'an-ı Kerim'i tecvîd kurallarına göre okuyamayan kimselerden yanlış
okumanın sorumluluğunu kaldırmakta ve Kur'an okumakta maharet sahibi olan
kimseleri de Kur'an-ı Kerim'i şan, şöhret ve dünyevî maksatlarına alet
etmemeleri için ikaz etmektedir. Çünkü sadece dünyevî maksatlarla Kur'an'ı
okumaya gösterilen çabada şeytanın hilesi vardır.
Bu gibi kimseler
okuduklarının karşılığını dünyada alacakları için bunların okuyacakları
Kur'an'ı sevabını ölülerin ruhuna bağışlamak da mümkün değildir. Çünkü
bunların okumalarına karşılık bir sevab yoktur.
Günümüzde ölülerin
ruhuna bağışlamak maksadıyla pazarlık ederek hatim okuyan kimselerin durumu bu
hadis-i şerifin ışığında değerlendirilmelidir.