DEVAM: 125-126. Son
İki Rekatte (Kıraati) Kısa Tutmak
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مُحَمَّدٍ
يَعْنِي
النُّفَيْلِيَّ
حَدَّثَنَا
هُشَيْمٌ
أَخْبَرَنَا
مَنْصُورٌ
عَنْ الْوَلِيدِ
بْنِ
مُسْلِمٍ
الْهُجَيْمِيِّ
عَنْ أَبِي
الصِّدِّيقِ
النَّاجِيِّ
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ
الْخُدْرِيِّ
قَالَ
حَزَرْنَا
قِيَامَ
رَسُولِ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي الظُّهْرِ
وَالْعَصْرِ
فَحَزَرْنَا
قِيَامَهُ
فِي
الرَّكْعَتَيْنِ
الْأُولَيَيْنِ
مِنْ
الظُّهْرِ
قَدْرَ ثَلَاثِينَ
آيَةً قَدْرَ
الم
تَنْزِيلُ السَّجْدَةِ
وَحَزَرْنَا
قِيَامَهُ
فِي الْأُخْرَيَيْنِ
عَلَى
النِّصْفِ
مِنْ ذَلِكَ
وَحَزَرْنَا
قِيَامَهُ
فِي
الْأُولَيَيْنِ
مِنْ
الْعَصْرِ
عَلَى قَدْرِ
الْأُخْرَيَيْنِ
مِنْ
الظُّهْرِ
وَحَزَرْنَا
قِيَامَهُ
فِي
الْأُخْرَيَيْنِ
مِنْ
الْعَصْرِ
عَلَى
النِّصْفِ
مِنْ ذَلِكَ
Ebu Said el-Hudrî'den;
demiştir ki: Biz Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in öğle ve ikindi
(namazlarındaki) kıyamını tahmin ederdik. Öğlenin ilk iki rekatındaki kıyamını
(mesela) elif lam mim tenzîl... Secde suresi kadar, (yani) otuz ayet miktarında
olduğunu tespit ederdik. Son iki rekattaki kıyamını da bunun yarısı kadar
tahmin ederdik, İkindi (namazının) ilk iki rekatındaki kıyamını öğlenin son iki
rekatı kadar tahmin ederdik. İkindinin son iki rekatındaki kıyamını da öğlenin
son iki rekatının yarısı kadar tahmin ederdik.
Diğer tahric: Müslim,
salat; Nesaî, salat; Ahmed b. Hanbel, I, 322; III, 2.
AÇIKLAMA: Bu hadis-i şerif öğle ve ikindi namazlarının
ilk iki rekatlarında ne kadar Kur'an okunacağını, kıyamın ne kadar
uzatılacağını beyan etmektedir. îmam Nevevî diyor ki; "Ulemanın beyanına
göre Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem), namazı cemaatin durumuna göre
uzun veya kısa kıldırırdı. Bazan namazı uzatmak istediği halde çocuk ağlaması
gibi bir sebepten dolayı kısa keserdi."
Bazıları
Resul-i Ekrem'in genellikle namazı uzatmadığını, namazı uzatmasının pek nadir
olduğunu söylerler ve "uzun kıldırması bunun caiz olduğunu göstermek
için, hafif kıldırması da efdal olduğunu bildirmek içindir" derler.
Gerçekten Resulullah (s.a.v.)'in cemaat içinde hasta, zayıf ve iş-güç sahibi
kimselerin bulunduğunu sebep göstererek, namazı uzatmayı emretmesi de bunu
gösterir. Netice olarak "sünnet olan namazı kısa kıldırmaktır" denebilir.
Hadis-i şeriften anlaşılıyor ki, Sahabe-i kiramın tahminine göre Resul-i Zîşan
Efendimiz öğle namazının ilk iki rekatında Elif-Lam-Mim... (Secde Suresi)
uzunluğunda otuz ayet, son iki rekatında ise, ilk iki rekatta okuduğunun
yarısı yani on beş ayet kadar okurmuş. İkindi namazının ilk iki rekatında ise,
öğle namazının son iki rekatında okuduğu kadar on beş ayet son iki rekatında
da bunun yarısı kadar okurmuş.
BAZI HÜKÜMLER
1.
Bütün namazlarda ilk rekatın ikinciden uzun tutulacağını söyleyenler bu hadis-ı
şerifi delil getiriyorlar. Nitekim İmam Şafii de bu görüştedir. Bazıları bütün
rekatların birbirine eşit olacağını söylemişlerdir. İmam Ebu Hanife ile Ebu
Yusuf'a göre yalnız sabah namazının ilk rekatı ikinci rekatından uzun tutulur.
İkinci rekatı birinci rekattan uzun tutmak ise, ulemanın ittifakıyla mekruhtur.
Yalnız İmam Malik'in bunda bir sakınca görmediği rivayet olunur. Bir kimse
gizli okunacak namazda unutarak aşikar ve aşikar okunacak namazda gizli okursa,
İmam Ebu Hanife'ye göre, vacibi terk ettiğinden sehv secdesi lazım gelir.
2.
İkindi namazında okunan ayetlerin uzunluğu, öğle namazında okunan ayetlerin
uzunluğunun yarısı kadardır. Öğle namazının ilk iki rekatında on beş, son iki
rekatında da bunun yarısı kadar okunur.
3.
Öğle ve ikindi namazlarının üçüncü ve dördüncü rekatlarında da Kur'an okunur.
Öğle namazlarında ikindiye nispetle daha uzun Kur'an okunmasındaki hikmet, öğle
vaktinin uyku vakti olmasındandır. Birinci ve ikinci rekatlarda uzun sureler
okunmak suretiyle namaza ve özellikle ilk iki rekata yetişmeleri sağlanmış
olur. Üçüncü ve dördüncü rekatlarda Resul-i Ekrem'in Kur'an okuması bunun
sünnet olduğunu beyan için değil de, caiz olduğunu beyan içindir. Hanefilerin
görüşü budur. Çünkü Resul-i Ekrem öğle ve ikindi namazlarının son iki rekatında
sadece Fatiha okurdu. Cabir b. Abdullah hadisi buna delildir.