SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 793 >>

DEVAM: 123-124. Namazda Kısa Okumak

 

حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبٍ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَجْلَانَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ مِقْسَمٍ عَنْ جَابِرٍ ذَكَرَ قِصَّةَ مُعَاذٍ قَالَ وَقَالَ يَعْنِي النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِلْفَتَى كَيْفَ تَصْنَعُ يَا ابْنَ أَخِي إِذَا صَلَّيْتَ قَالَ أَقْرَأُ بِفَاتِحَةِ الْكِتَابِ وَأَسْأَلُ اللَّهَ الْجَنَّةَ وَأَعُوذُ بِهِ مِنْ النَّارِ وَإِنِّي لَا أَدْرِي مَا دَنْدَنَتُكَ وَلَا دَنْدَنَةُ مُعَاذٍ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنِّي وَمُعَاذًا حَوْلَ هَاتَيْنِ أَوْ نَحْوَ هَذَا

 

Cabir (r.a.), Muaz'ın olayını naklederek dedi ki; "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gence; "Ey kardeşimin oğlu namaz kılarken ne yapıyorsun?” diye sordu. (O da): Fatiha okuyorum, bir de Allah'dan Cennet'i istiyorum, (Cehen­nem) ateş(in)den de (yine) Allah'a sığınıyorum. Senin güzel nağmele­rinle, Muaz'ın nağmelerininse ne olduğunu bilmiyorum, diye cevap verdi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): “Gerçekten Ben de Muaz da bu ikisi ile ilgili (isteklerde bulunmaktayız)" buyurdu veya buna benzer bir şey (söyledi.)

 

 

Diğer tahric: Beyhakî, es-S. Kübra, III, 85, 86, 112, 116.

 

AÇIKLAMA:     Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Efendimizin soru yönelttiği bu genç bir önceki hadis-i şerifte sözü geçen kimsedir.   Resul-i Zişan'ın sorusuna karşılık bu genç, ayakta iken Fatiha okuduğunu, oturduğu zaman da "et-Tehiyyatü" duasını okuduğunu, fakat Resul-i Ekrem'le imamlık yap­makta olan Hz. Muaz'ın fevkalade ahenkli dualarını anlayamadığını ifade etmiştir.

 

Bu gencin verdiği cevapta aslında ayakta Fatiha okuduğu, oturduğu za­man da "et-Tehiyyatu" okuduğu açıklanmışsa da bundan önceki hadisin ravisi Ebu Salih sadece "et-Tehiyyatü"yü okuduğunu nakletmekle yetinmiş, ko­numuzu teşkil eden hadisi nakleden Ubeydullah b. Miksen de sadece Fatiha okuduğunu nakletmekle yetinmiştir.

 

Bazı nüshalarda "genç" kelimesi geçmemektedir. Metinde geçen "bu ikisi" sözünden maksat, Cennet ve Cehennem'dir. Yani "biz de senin yaptı­ğın gibi Allah'tan bize Cenneti nasip etmesini ve Cehennem'den korumasını istiyoruz" demektir.

 

"Veya buna benzer bir şey" sözü ve bu sözdeki şüphe, hadisin ravisine aittir. Ravinin bu konudaki şüphesini söylemekteki maksadı Resul-i Zîşan Efendimiz'in söylediği sözün aslını araştırmaya teşviktir. Şarih Hattabî, "bu ikisi" sözüyle, bu gencin yapmış olduğu Cennet'i taleb ve Cehennem'den Allah'a sığınma dualarının kasd edilmiş olmasına da ihtimal vermektedir. İbn Huzeyme, ve Beyhakî'nin rivayet ettikleri bir hadiste ise bu gencin 790 no'lu hadis-i şerifte geçen Hz. Muaz'ın arkasında yatsı namazı kılmakta iken uzun süre okuduğu için cemaati terk eden ve bu yüzden cemaatin "sen mü­nafık mısın?" itabına maruz kalan kimse olduğu ve "sen münafık mısın?” sözüne tahammül edemeyen bu kimsenin sonra bir savaşta şehit olduğu bu yüzden de Hz. Muaz'ın; "ben yanılmışım" diye çok acı duyduğu rivayet edil­mektedir.