DEVAM: Besmelenin
Açıktan Okunacağını Söyleyenler(in delilleri)
حَدَّثَنَا
زِيَادُ بْنُ
أَيُّوبَ
حَدَّثَنَا
مَرْوَانُ
يَعْنِي
ابْنَ
مُعَاوِيَةَ
أَخْبَرَنَا
عَوْفٌ
الْأَعْرَابِيُّ
عَنْ يَزِيدَ
الْفَارِسِيِّ
حَدَّثَنَا
ابْنُ
عَبَّاسٍ بِمَعْنَاهُ
قَالَ فِيهِ
فَقُبِضَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَلَمْ
يُبَيِّنْ
لَنَا
أَنَّهَا
مِنْهَا
قَالَ أَبُو
دَاوُد قَالَ
الشَّعْبِيُّ
وَأَبُو
مَالِكٍ
وَقَتَادَةُ
وَثَابِتُ بْنُ
عُمَارَةَ
إِنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَمْ
يَكْتُبْ
بِسْمِ
اللَّهِ
الرَّحْمَنِ
الرَّحِيمِ
حَتَّى
نَزَلَتْ
سُورَةُ
النَّمْلِ
هَذَا
مَعْنَاهُ
Ziyad b. Eyyub, Mervan
b. Muaviye', Avfu'l-Arabî, Yezid el-Farisî senediyle İbn Abbas'dan bir önceki
(786.) hadisin manası rivayet edilmiştir. Mervan bu rivayetinde, İbn Abbas'ın;
"Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha Berae Suresi'nin Enfal
Suresi'nden olup olmadığını açıklamadan vefat ediverdi." dediğini ilave
etmiştir.
Ebu Davud dedi ki:
Şa'bî, Ebu Malik, Katade ve Sabit b. Umare: "Nebi (s. a.v.) kendisine Neml
Suresi ininceye kadar (mektuplarında) bismillahirrahmanirrahim cümlesini hiç
yazmadı'' demişlerdir. Bu dördünün rivayetlerinin (ortak) manası işte budur.
Diğer tahric: Tirmizî,
tefsîr-ı Sure
AÇIKLAMA: Bu hadis-i şerifte İbn Abbas'ın; "Resul-i
Zişan Efendimizin Berae Suresinin Enfal Suresi'nden olup olmadığını beyan
etmeden vefat etti" dediği ifade edilmekle beraber, bundan önceki hadis-i
şerifin izahında da beyan ettiğimiz gibi Berae Suresi aslında başlı başına
müstakil bir suredir. İçerisinde kıtal ayetleri bulunduğu için Allah'ın
merhametinin ifadesi olan rahman ve rahîm isimlerini ihtiva eden besmele bu
surenin başına yazılmamıştır. Çünkü merhametle kıtalin bir arada bulunması
uygun değildir.
Bundan
önceki hadiste Abdullah b. Abbas'ın Berae Suresi'nin yüzlük surelerden olduğunu
ileri sürerek, niçin yedi uzun sure arasına konduğuna dair Hz. Osman'a itiraz
etmesi ve Hz. Osman'ın da bu itiraza karşılık; “aralarında besmele
olmayışından ve mevzularının birbirine benzeyişinden dolayı ben bu iki sureyi
birbirinin devamı zannettim de onun için böyle yaptım" diye cevap vermesi,
Berae Suresi'nin başlı başına bir sure olduğunu gösterir.
Ayrıca
bu surenin on ayrı ismi oluşu da bu surenin başlıbaşına bir sure olduğuna
delalet eder. [Yazır H., Hak Dini, IV, 2442]
Nitekim
Buharî'de, Bera b. Azib'den nakledilen bir hadiste en son inen ayetin
"Habibim senden fetva isterler, de ki: Allah, babası ve çocuğu olmayanın
mirası hakkındaki hükmü (şöylece) açıklar" [Nisa 176] ayet-i kerimesi
olduğu ve en son inen surenin de Berae suresi olduğu [İbn Kesir,
Tefsîru'l-Kur'an, II, 331] ifade ediliyor ki, bu da Berae Suresi'nin müstakil bir
sure olduğuna delalet eder.
Ancak
Berae suresinin başında besmele yazılı olmadığı için Enfal suresinden Berae
suresine geçerken besmele çekilmemesi mendubtur.[Yazır H., Hak Dini, IV, 2443]
Kıraat
imamları el-Enfal ile Berae arasını üç şekilde okumuşlardır. Bu vecihlerin
hepsinde besmele terk edilir.[Geniş bilgi için bk. Karaçam, Kur'an-ı Kerîm'in
Faziletleri, s. 400]
"Nemi
Suresi nazil oluncaya kadar Resul-i Zişan Efendimiz, ‘Bismillahirrahmanirrahim’
cümlesini yazmadı" sözünün manası açıktır. Ancak Nemi Suresi inmeden önce
Resul-i Ekrem'in mektublarının başmda besmele bulunup bulunmadığı sorusu akla
gelebilir .Bu! bakımdan meselenin anlaşılması için şunu belirtmek gerekir ki,
bütün araplar mektublarına "bisnıikellahumme" sözüyle başlarlardı.
Resul-i
Ekrem de; "O gerçekten Süleyman'dandır ve Rahman ve Rahim olan Allah'ın
ismiyle başlarım" [Neml 30] mealindeki ayet-i kerimesi nazil oluncaya
kadar arabların bu adetine uyarak mektublarının başına sözü geçen cümleyi
yazıyordu. Bu sure indikten sonra mektublarının başına: ‘Bismillahirrahmanirrahim’ cümlesini yazmaya başladı ve bütün surelerin
başına da bu cümlenin yazılmasını emretti. Bazı alimler derler ki, besmele
kitapların ve mektupların başına yazıldığı zaman, bir satır halinde
yazılmalıdır. Bir kısmı birinci satırda diğer kısmı da ikinci satıra gelecek
şekilde yazmaktan kaçınılmalıdır.
Münzirî'nin
Muhtasar'in da hadisin mürsel olduğu belirtilmiştir.