DEVAM: 121-122.
Besmelenin Gizli Okunması Görüşünde Olmayanlar(ın Delilleri)
حَدَّثَنَا
هَنَّادُ
بْنُ
السَّرِيِّ
حَدَّثَنَا
ابْنُ
فُضَيْلٍ
عَنْ
الْمُخْتَارِ
بْنِ
فُلْفُلٍ
قَالَ
سَمِعْتُ
أَنَسَ بْنَ
مَالِكٍ
يَقُولُ
قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أُنْزِلَتْ
عَلَيَّ
آنِفًا
سُورَةٌ
فَقَرَأَ بِسْمِ
اللَّهِ
الرَّحْمَنِ
الرَّحِيمِ
إِنَّا
أَعْطَيْنَاكَ
الْكَوْثَرَ
حَتَّى خَتَمَهَا
قَالَ هَلْ
تَدْرُونَ
مَا الْكَوْثَرُ
قَالُوا
اللَّهُ
وَرَسُولُهُ
أَعْلَمُ
قَالَ
فَإِنَّهُ نَهْرٌ
وَعَدَنِيهِ
رَبِّي فِي
الْجَنَّةِ
el-Muhtar b. Fulful dedi
ki: Ben Enes b. Malik (r.a.)'i (şöyle) derken işittim: Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem); "Demin bana bir sure indirildi" dedi ve hemen
''Bismillahirrahmanirrahim”, diye okumaya başladı ve sureyi bitirdi.
"Kevser nedir bilir
misiniz?" buyurdu. Allah ve Resulü daha iyi bilir dediler. Bunun üzerine:
"O Rabbim'in bana va'd ettiği
Cennette bir nehirdir" buyurdular.
Diğer tahric: Buharî
tefsir Sure; Müslim salat; Tirmizi, cennet; Nesaî iftitah 21.
AÇIKLAMA: Bu hadis-i şerif, aslında namazda besmelenin
gizli okunacağına delalet etmediği için besmelenin gizli okunacağı görüşünde
olanların delilleri" ismini taşıyan bu kısma pek uygun düşmüyor. Peygamber
(s.a.v.)'in kendisine inen Kevser Suresi'ni açıklarken besmele ile beraber
açıklaması besmelenin namazda ne gizli ne de aşikar okunacağına fakat olsa olsa
besmelenin bu sureden bir cüz olduğuna delalet eder. Bu durumda besmelenin
gizli veya aşikar okunması, surenin gizli veya aşikar okunmasına bağlı
olacağına göre surenin sesli okunduğu cehrî namazlarda besmele ile sesli
okunacak, gizli okunduğu hafî namazlarda besmele de gizli okunacak demektir.
Fakat bu hadis, bu baba "besmelenin sesli okunması" şeklinde başlık
veren Mısır baskısına uygun düşmektedir. Çünkü "Besmelenin sesli
okunması" sözü besmelenin namazda sesli okunmasının caiz olduğunu ifade
eden hadislere başlık olabileceği gibi, aksini ifade eden hadis-i şeriflere de
uygun bir başlık olabilir. Bundan önceki iki hadis-i şerif besmelenin namazda
gizlice okunacağını ifade ederlerken bu hadis-i şerif ise, namaz haricinde
besmelenin seslice okunabileceğine delalet etmektedir.
Hadiste
geçen sure kelimesi sözlükte, yüksek mevki, şeref, yüksek bina gibi manalara
gelir. Terim olarak, Kur'an-ı Kerim'in 114 bölümünden her-birine denir.
Surelerin uzunlukları ihtiva ettikleri ayetlerin sayılarına göre değişmektedir.
En uzun sure 286 ayetten ibaret olan Bakara Süresidir. En kısa sureler ise üçer
ayetlik; Nasr, Asr ve Kevser sureleridir. Her sure Cenab-ı Nebi tarafından özel
bir isimle isimlendirilmiştir.
Bu
surenin sebeb-i nuzulü şu hadisedir: Kureyş'in ileri gelenleri Mescid-i
Haram'da oturmakta iken Beni Sehm kapısında As b. Vail Resul-i Ekrem'le karşılaşmış
ve aralarında kısa bir konuşma geçmişti. As b. Vail Mescid'e girince
içeridekiler "o konuştuğun kimdi" diye sorunca, As, Fahr-i Kainat'ı
kast ederek: "Şu Ebter (Nesli kesik) adamdı" diye cevab verdi. Bu
sözüyle Resul-i Mübeccel (s.a.v.)'in mahdum-i mükerremleri Hazret-i Kasım'ın
vefat ettiğini ve Resul-i Ekrem'in artık neslinin tükeneceğini ifade etmek
istemişti. Bunun üzerine Cenab-ı Hak: "Sana Ebter diyen adamın kendisi
zürriyetsiz, şerefsiz ve ilamsızdır. Sana gelince (ey Habib-i edibim) senin temiz
neslin, şan ve şerefin, faziletinin eserleri kıyamete kadar bakî kalacaktır.
Ahirette de sana lügatların ifade edemeyeceği kadar büyük şerefler tahsis
edilmiştir" mealindeki bu sure-i celileyi indirerek Resulüne ve mü'minlere
büyük bir müjde vermiş ve gönüllerini teselli etmiştir.
‘İnne
e’teyna kel kevser .....’ ayet-i Kerimesinin manası, "Biz sana gerçekten
Kevseri verdik, ilın-i ezelimizde Kevser'i sana tahsis buyurduk" demektir.
Kevser cennette bir havuzdur. Hz. Nebi (s.a.v.)'in ümmeti onun başına gelip
içecektir. Yahut "çok hayır" demektir ki, Nebiliğe Kur'an'a, şefaate
ve benzerlerine şamildir. Resulullah (s.a.v.)'den Rivayet edilen bir hadis
meali; "O Cennette bir nehirdir. Rabbim onu bana va'd etti. Onda pek çok
hayr var. Suyu baldan tatlı sütten beyaz, kardan, soğuk, kaymaktan yumuşaktır.
İki kenarı zeberceddir. Bardakları gümüştendir. Ondan içen bir daha susuzluk
duymaz."[Çantay, Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim, III, 1202.]
Fahr-i
Kainat Efendimizin; Kevser nedir? bilir misiniz?" diye sormasının
hikmeti, Kevser'in ümmeti tarafından bilinmesini şiddetle arzu etmesidir.
Kevser'in, Kur'an-ı Kerîm, İslam, şefaat olduğuna dair daha başka tefsirler
varsa da muhakkak ki bunlar içinde en doğru tefsir, Resul-i Ekrem'in,
"Onun Cennet'te kendisine va'd edilen bir nehir" olduğunu ifade eden
tefsiridir.