SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 782 >>

بَاب مَنْ لَمْ يَرَ الْجَهْرَ بِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

121-122. Besmelenin Gizli Okunması Görüşünde Olmayanlar(ın Delilleri)

 

حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأَبَا بَكْرٍ وَعُمَرَ وَعُثْمَانَ كَانُوا يَفْتَتِحُونَ الْقِرَاءَةَ بِ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

 

Enes (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Bekr, Ömer ve Osman (namazda) kıraata El-hamdulillahi rabbil alemin ile başlarlardı.

 

 

Diğer tahric: Buharî, ezan; Tirmızî, Mevakît; îbn Ma'ce İkame, Müslim, salat; Darımî, salat; Ahmed b. Hanbel, III, 101, 111, 114, 183.

 

AÇIKLAMA:     Cehri namazlarda imamın besmeleyi açıktan okuyup okumaması meselesi ilim adamları arasında büyük ihtilaflara sebep olmuş bir mevzudur.

 

Besmele Kur'an-ı Kerim'den bir ayet midir?

 

Fatiha'nın ilk ayeti midir?

 

Başında bulunduğu her surenin ilk ayeti midir?

 

Sure-i Neml'in içindeki besmelenin Kur'an-ı Kerim'den olduğunda kim­senin şüphesi yoktur. Fakat surelerin başında bulunan 113 besmeleye gelin­ce, bunlar hakkında dört ayrı görüş vardır:

 

1. Surelerin başında bulunan besmelelerden hiç biri Kur'an'dan değil­dir. İmam Malik ve Evzaî'nin görüşleri budur. İlk Hanefî imamlarının bazı­larının ve bazı Hanbelî imamlarının görüşü de böyledir.

 

2. Müteahhirîn denilen ve son halkayı teşkil eden Hanefi ulemasının tah­kikine göre İmam Ebu Hanife besmelenin teberrük ve surelerin arasını ayır­mak için nazil olmuş başlı başına, müstakil ve tam bir ayet olduğu görüşündedir. Çünkü vahye dayanarak Kuran’ın sahifeleri arasına girmiş­tir. Bu bakımdan bazı Hanefi alimleri Kuran’dan bir ayet maksadıyla na­mazda besmele okuduğu zaman farz olan kıraatin ifa edilmiş olacağını, yine Kuran’dan bir ayet kasdıyla cünüp ve hayızlı kadının besmele okumasının haram  olacağını söylerler. Delilleri de "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine "Bismillahirrahmanirrahim" nazil oluncaya kadar bir sureden bir sureye ge­çildiğini bilemezlerdi" mealindeki 788 no'Iu hadis-i şeriftir. Ancak mezkur hadis bunların görüşü için bir delil olduğu kadar aksi görüşte olan Şafiîler için de bir delildir.

 

3. Besmele, başında bulunduğu her surenin ilk ayetidir. Buna göre 113 surenin başında bulunan her besmele o sureden bir ayettir. Şafiî ile İmam Ahmed'in meşhur mezhebi böyledir. Abdullah b. Mübarek de bu görüştedir.

 

4. Yalnız Fatiha'dan bir ayettir. Surelerin başında bulunan besmeleler ise, o sureye besmeleyle başlayıp, besmeledeki berekete ve fazilete ermek için­dir. Bu görüş de Şafiîden rivayet edilmiştir.

 

Netice olarak besmelenin Fatiha'dan bir ayet olduğuna dair İmam Şa­fiî'nin bir sözü vardır. Ancak surelerden bir ayet olup olmadığına dair ken­disinden iki ayrı görüş rivayet edilmektedir. İmam Şafiî'nin besmelenin Fatiha'dan bir ayet olduğuna dair delili Ebu Hureyre'den rivayet edilen; "Pey­gamber (s.a.v.) "Elhamdülillahi Rabbi'l-alemîn" yedi ayettir. "Bismillahirrahmanirrahim" de ondan bir ayettir buyururdu” mealindeki hadis-i şeriftir.

 

Bu hadis-i Resul-i Ekrem (s.a.v.) besmeleyi Fatiha'dan bir ayet saymıştır ki, bu İmam Şafiîye göre, besmelenin Fatiha'dan olduğunu gösteren delil­lerden biridir. Aynı şekilde besmelenin Kur'an-i Kerimde Fatiha’nın başın­da yazılı oluşu da Fatiha'dan bir ayet olduğuna delalet eder. Çünkü her surenin ayetlerinin tertibi ve yazılışı vahiy mahsulüdür. Diğer surelerin başında bulu­nan besmelelerin o surelerden birer ayet olduğu da bir rivayete göre yine İmam Şafiî tarafından ileri sürülmüştür.

 

İşte bu farklı görüşlere bağlı olarak İmam Şafiî besmelenin namazda sesli, ebu Hanife ile Ahmed, Sevrî ve îshak da sessiz okunacağını savunmak­tadırlar. İmam Malik ise besmeleyi terk edip hemen "Elhamdulillahi Rabbi'l alemîn" ile namaza başlamayı müstehab görür. Evzaî ile Taberî de bu görüştedirler. İmam Malik'e göre farz namazlarda besmele -gizli veya aşikare-kesinlikle okunamaz. Nafile namazlarda kişi okuyup okumamakta serbest­tir. İbrahim en-Nehaî ise, besmeleyi açıktan okumak bid'attir demiştir.

 

Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerif besmeleyi namazda okumayan mezheb sahibleri tarafından bir delil olarak gösteriliyorsa da İmam Şafiî gi­bi terkini caiz görmeyenler hadisde geçen "Elhamdu lillahi Rabbi'l alemin den maksat Sure-i Fatihadır. Binaenaleyh bunda besmelenin Fatihadan olup olmadığına delalet eden bir şey yoktur" derler. Ve bu hadisten namazda bes­melenin okunmayacağı hükmünü çıkarmanın doğru olmayacağını söylerler.

 

Müslim'de rivayet edilen "Bismillahirrahmaniirahim sözlerim hiç söylemezlerdi"[bk. Muslini, salat] hadis-i şerifi de Şafiîlerce bes­melenin namazda terk edileceğine delil teşkil etmez. Sadece gizlice okunduğu için Hz. Enes'in besmeleyi işitmediğine delalet eder. Nitekim Nesaî ile İbn Hibban'ın rivayet ettikleri "Bismillahirrahmanurahim" lafizlarım cehren okumazlardı"[bk. Nesaî, iftılah] hadis-i şerifi de bu görüşü desteklemektedir.

 

O halde bu rivayetteki “Okumazlardı" sözü, besmelenin okunduğu halde işitilmemiş olduğuna, bu da olsa olsa besmelenin gizli okunduğuna delalet edebilir. İbn Huzeyme'nin: "Bismillahirrahmanirrahim'i gizlice okurlardı" rivayeti ise, bunu büsbütün kuvvetlen­dirmektedir. Şafiîlere göre, bütün bu rivayetler İmam Şafiî'nin besmelenin Fatihadan bir ayet olduğu görüşünü kuvvetlendirmektedir. Yine Beyhakî'nin rivayet edip de İbn Hüzeyme'nin sahih dediği, "Efendimizin besmele'yi Fatihadan saydığını" ifade eden Ümmü Seleme hadisi île, yine Sünen-i Bey-hakî'de Hz. Ali, Ebu Hureyre, ve îbn Abbas Hazretlerinden rivayet edilen hadiste "seb'uI-Mesanî" (yedi ayetli sure)nin Fatiha olup besmelenin de Fatiha'dan bir ayet olduğunun Fahr-i Kainat tarafından haber verilmesi ve Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği merfu hadiste "Elhamdü suresini okuduğunuzda Bismillahirrahmanirrahim'i de okuyunuz.Zira o ümmü'l-Kur'an (Kur'an'ın anası)dır. Seb'ul-Mesanîdir (yedi ayetlidir). Bismillahirrahmanirrahîm de ayetlerinden biridir."[el-Muttekî, Ken/u'I-Ummal, VII, 437] Buyurulması, Şafiîlere göre Besmele'nin Fatiha'dan bir ayet olduğuna delalet etmektedir. Ayrıca besmelenin namazda sesli olarak okunacağına dair bir çok sahabeden rivayetler vardır. Nitekim Buharî şarihlerinden ve Hanefî alimlerinden Aynî bu mevzuda: 1. Ebu Bekr es-Sıddîk, 2. Ali b. Ebi Talib, 3. İbn Abbas, 4. Ebu Hureyre, 5. Ümm-ü Seleme, 6. Enes, 7. Semure b. Cundub , 8. Ammar, 9. Abdullah b. Ömer, 10. Nu'man b. Beşîr, 11. Talha b. Ubeydillah, 12. Abdullah b. Ebî Evfa, 13. Mücahid b. Sevr, 14. Bişr b. Muaviye, 15. Huseyn b. Urfuta, 16. Ebu Musa el-Eşarî, 17. Hakem b. Umeyr, 18. Muaviye b. Ebî Sufyan, 19. Büreyde b. El-Husayb, 20. Cabir b. Abdillah, 21. Ebu Said el-Hudrî (r.anhum) hazretlerinden gelen rivayetleri teker teker sayarak Şafiînin dayandığı delilleri nakletmiş ve hepsine dair mütalaasını da ayrı ayrı belirtimiştir.

 

Aynî merhumun bu mevzudaki görüşleri şöyle hulasa edilebilir: "Bes­melenin namazda aşikare okunacağını bildiren hadisleri rivayet edenler çoksa da aslında bu hadislerin hepsi de zayıftır. Sahih hadis kitaplarına alınmadıkları gibi, meşhur Miisnedlerde de bulunmamaktadırlar. Bunların ekserisini Hakim ile Darekutnfnin rivayet ettikleri görülür. Hakim'in bu babda müsamahakar davrandığı ve zayıf hatta bazı mevzu hadisleri sahih diye kabul ettiği bilinmektedir. Darekutnî'ye gelince, o da kitabını garib şazz ve muallel hadislerle doldurmuştur. Ondan nice hadisler vardır ki, bu hadisler başka yerde bulunmaz. Ravileri arasında tarih kitabları ile cerh ve ta'dil ki-tablarında bile bulunmayan nice yalancılar, zayıflar ve meçhuller vardır ki Amr b. Semr, Cabir b. Cu'fî, Hasan b. Muarik, Ömer b. Hafs el-Mekkî, Abdullah b. Amr b. Hassan, "Yalan dağarcağı" lakabı verilen Ebü's-Salt el-Herevî, Ömer b. Harun el-Belhî, İsa b. Meymun el-Medenî v.s. hep bun­lar arasındadır. Böylelerinin rivayet ettiği hadisler Buharı ve Müslim'in Sa­hihlerinde Enes'ten rivayet ettikleri bir hadisle nasıl muaraza edebilir? Bu hadisi rivayet eden imamlardan birisi de Katade'dir ki, zamanının en büyük hafızı idi. Ondan da hadiste Emirü'l Mü'minin lakabını alan Şu'be rivayet etmiştir. Onlardan gelen rivayetleri kabul etmekte tereddüt göstermemiştir. Buharî bile, Ebu Hanife'nin mezhebine ifrat dereceye varan hücumlarda bu­lunmasına rağman Sahih'ine o zayıf ravilerden hiç birini koymamıştır. Sahih'inde tahric etmek için besmelenin aşikare okunacağım bildiren sahih bir hadis bulabilmek ümidiyle pek çok meşakkatlere katlanmış, fakat böyle bir hadis bulamamıştır. Müslim de öyledir. O da bu mevzuda hiç bir şey zikretmemiştir. İkisi de bu babta sadece Enes hadisini tahrîc etmişlerdir ki, o da besmelenin gizli okunacağına delalet eder. Şayet sen "Onlar her sahih hadi­si kitablanna almayı gerekli görmemişlerdir. Binaenaleyh kitaplarına alma­dıkları sahih hadisler arasında besmelenin aşikare okunacağını bildiren sahih hadisleri de terk etmiş olabilirler." dersen; ben de derim ki, bu sözü ancak muannitler yahut şaşkınlar söyleyebilir. Çünkü besmelenin aşikare okunması meselesi en güzide ve fıkhın en müşkil, en münakaşa götüren, kitaplarda en çok yer alan meselelerinden biridir. Buharî'nin kendi şartına uygun ve yakın böyle bir hadis bulmuş olsa onu kitabına alacağına insanın Allah'a müekked yeminler edeceği geliyor. Buharî'nin böyle bir hadis bulduğu halde, ki­tabına almadığım kabul etsek bile işte Ebu Davud, işte Tirmizî, işte Nesaî ve îbn Mace... Bu zatların kitaplarında zayıf senetli hadisler yer aldığı hal­de, besmelenin aşikar okunacağına dair hiç biri kitabına bir tek hadis alma­mıştır. Eğer bu zatlar nazarında besmelenin aşikare okunacağına dair olan hadisler tamamıyla bir hiçten ibaret olmasaydı, onları kitaplarına almadan bırakmazlardı. İçlerinden yalnız Nesaî bir tek Ebu Hüreyre hadisini rivayet etmiştir. Sözde bu hadis muhaliflerce bu mevzudaki rivayetlerin en kuvvetlisidir. Halbuki bu hadis de birçok yönlerden zayıftır." Aynî merhum, sö­zünün bundan sonraki kısmında besmelenin gizli okunmasını ifade eden hadisleri aşikare okunmasını ifade eden hadislere tercih edilecek nitelikte ol­duklarını söylemiş ve besmelenin aşikare okunacağını ifade eden hadislerin aslında mensuh olduğunu Hazimî'nin "el-İtibar fi'n-nasih ve'I-mensuh mine'l-asar" isimli eserinden naklederek sözlerine son vermiştir.

 

Hanefî ulemasından Kasanî'nin tahkikine göre: "Gerçekten besmele­nin gizli okunacağı görüşünde olan sahabe, tabiîn ve tebe-i tabiînden pek çok ilim adamı vardır. Nitekim Küfe uleması, Hz. Ömer, Ali, Ammar, Abdul­lah b. Mes'ud, Ebu Cafer Muhammed b. Ali b. Huseyn, el-Hasen, İbn Şî­rîn, İbn Abbas, îbn üz-Zübeyr (ancak İbn Abbas ile İbn üz-Zübeyr'den besmelenin namazda aşikare okunacağına dair de rivayet vardır), Süfyan, el-Hakem, Hammad, el-Evzaî, Ebu Hanife, Ahmed, Ebu Ubeyd, en-Nehaî, besmelenin gizli okunacağı görüşündedirler. Rivayet edildiğine göre Ebu Ömer de şöyle demiştir: İmam dört şeyi gizli okur: 1. Euzu, 2. Besmele, 3. Amin 4. Rabbana lekel-hamd. Aynı şekilde Abdullah b. Mes'ud, İbrahim, es-Sevrî, el-Esved, Tirmizî, el-Hazimî, Amr b. Ömer, İbnüz-Zübeyr de besmelenin gizli okunacağı görüşündedirler.[Daha fazla bilgi için bk. Kasanî, Bedayi', I, 204]

 

Her besmelenin aşikare mi yoksa gizli mi okunacağına dair her iki tara­fın kendi görüşlerini te'yid eden delillerini sergilemeleri karşısında merhum Ahmed Naim Efendi şöyle demiştir: "Mesaili hilafiyyede savab ve hakka mu-karin içtihadın hangisi olduğunu kesin olarak tayin etmedeki müşkilat bü­tün açıklığıyla ortadadır."[Tecrid Tercemesi, II, 572]

 

Bu mevzuya Hanefî ulemasının .namazda besmelenin gizli okunacağına dair delillerini zikrederek son vermek istiyoruz:

 

1. "Ali ve Abdullah b. Mesud (r.a.) besmeleyi asla aşikare oku­mazdı."[Heysemî, Mecmeu'z-zevaid, II, 108]

 

2. "İbn Mes'ud besmeleyi gizli okurdu."[Z. Ahmed et-Tehanevî; îlau's-Sünen, II, 183, 184]

 

3. "Resulullah (s.a.v.) ile Ebu Bekir ve Ömer (namazda) besmeleyi gizli okurlardı"[Heysemi, Mecmeu'z-zevaid, il. 108]

 

4. "Nebi (s.a.v.) Ebu Bekir, Ömer ve Osman Fatihanın ne başında ne de sonunda besmeleyi okurlardı"[Müslîm, salat]

 

5. "Ben Resulullah (s.a.v.), Ebu Bekir ve Osman'la namaz kıldım. Fakat bunların hiç birisinin besmele okuduklarını işitmedim."[Müslim, salat]

 

6. "Nebi (s.a.v.), Ebu Bekir ve Ömer namaza (besmele okumadan doğrudan doğruya) Fatiha ile başlarlardı."[Buharî, ezan]

 

7. Abdullah İbn Mes'ud besmeleyi (namazda) aşikare okuyan bir kimse gördü ve onu tenkid etti. Hz. Abdullah kendisi ve arkadaşları besmeleyi (na­mazda asla) sesli okumazlardı.[Z. Ahmed et-Tehanevî, İ'Iau's-sünen, II..188]

 

8. Abdullah b. Mağaffel'in oğlu şöyle dedi: "Babam, namaz kılarken "Bismillahirrahmanirrahim" dediğimi işitti ve: "Ey oğlum! Bu yaptığın bid'-attir. Bid'atten sakınmalısın. Hz. Nebi'in sahabîlerinden İslamda bid'at (meydana getirmek)ten daha çok tiksinen kişi görmedim. Ben, Nebi (s.a.v.) Ebu Bekir, Ömer ve Osman'la namaz kıldım. Hiçbirinin besmeleyi açık­tan okuduğunu işitmedim. Sen de (açıktan) okuma ve namaz kılacağın za­man "elhamduliİlahi rabbil alemin de." Tirmizî der ki: "Bu hadis hasendir. Nebi (s.a.v.)'in ashabından ilim ehlininin çoğuna göre amel bu hadis üzerindedir. Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali ve daha başkaları ve bazı tabiîn uleması bunlardandır. Sufyan es-Sevrî, İbnu'l-Mübarek, Ahmed ve İshak'-in görüşü de budur..."[Tirmizî, salat; Zafer Ahmed et-Tehanevi, İ'lau's-sünen II. 187]

 

Bilindiği gibi besmele "Bismillah: Allanın adıyla" veya "Bismillahirrahmanirrahîm: Rahman ve Rahim olan Allanın adıyla"[bk. Neml 30] sözüne verilen isimdir. Şu halde besmelenin Kur'andan olduğunda şüphe yoktur. Bu mev-zudaki ihtilaf sadece şu noktalardadır:

 

1. Nemi Suresi'nde geçen besmele tam bir ayet midir, yoksa “O gerçekten Süleyman’dandır" ayetinin bir parçası mıdır?

 

2. Surelerin başında bulunan besmeleler o süreden bir ayet midir, yok­sa Kur'an-ı Kerim'e teberrük için mi yazılmıştır?

 

3. Fatihanın başında bulunan besmele Fatiha'dan bir ayet midir, değil midir?

 

Yukarıda da arz ettiğimiz gibi bu noktalar üzerinde tevatür derecesinde bir nas bulunmadığı için taraflar kendilerince hak bildikleri görüşü benim­semekle beraber karşı tarafın görüşüne de saygı duymaktadırlar. Namazda besmele çekmenin hükmü ise, mezheplere göre şöyledir:

 

1. Fatihadan Önce besmele çekmek Şafiîlere göre farzdır.

 

2. Malikîlere göre mekruhtur. Fakat ihtilaftan kurtulmak maksadıyla farz namazlarda gizlice besmele çekmek mendubtur. Nafile namazlarda giz­lice çekmekte zaten herhangi bir sakınca yoktur.

 

3.  Hanbelî ve Hanefîlere göre ise sünnettir.[bk. el-Fıkh ale'l-Mezahibi'e-erba'a, I, 257]