DEVAM: 120-121. Namaza
Başlarken (Hafif) Susmak
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ
حَدَّثَنَا
سَعِيدٌ
حَدَّثَنَا
قَتَادَةُ
عَنْ
الْحَسَنِ
أَنَّ
سَمُرَةَ
بْنَ جُنْدُبٍ
وَعِمْرَانَ
بْنَ حُصَيْنٍ
تَذَاكَرَا
فَحَدَّثَ
سَمُرَةُ
بْنُ جُنْدُبٍ
أَنَّهُ
حَفِظَ عَنْ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
سَكْتَتَيْنِ
سَكْتَةً
إِذَا
كَبَّرَ
وَسَكْتَةً
إِذَا فَرَغَ
مِنْ
قِرَاءَةِ
غَيْرِ الْمَغْضُوبِ
عَلَيْهِمْ
وَلَا
الضَّالِّينَ
فَحَفِظَ
ذَلِكَ
سَمُرَةُ
وَأَنْكَرَ
عَلَيْهِ
عِمْرَانُ
بْنُ
حُصَيْنٍ
فَكَتَبَا
فِي ذَلِكَ
إِلَى
أُبَيِّ بْنِ
كَعْبٍ
فَكَانَ فِي
كِتَابِهِ
إِلَيْهِمَا
أَوْ فِي
رَدِّهِ
عَلَيْهِمَا
أَنَّ
سَمُرَةَ
قَدْ حَفِظَ
Semure b. Cündub
(namazda) iki defa susulduğunu Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
öğrendiğini söylemiştir. (Biri) tekbir aldıktan sonraki sükut, (diğeri de)
‘ğaril mağdubi aleyhim veleddallin...’ (ayetin)i okuduktan sonraki sükut.
Semure bunu (böyle)
öğrenmişti. (Fakat) İmran b. Husayn buna inanmadı. Bunun üzerine bu mevzuda
Übeyy b. Kab'a mektub yazdılar; Ubeyy onlara (yazdığı) mektubunda veyahut
onlara (verdiği) cevabında (şöyle demişti): "Semure gerçekten iyi
bellemiş."
AÇIKLAMA: Semure'nin rivayet ettiği bu hadis görünüşte
yine kendisinin rivayet etmiş olduğu 777 no'Iu hadis-i şerife aykırıdır.Burada
ikinci sükutun ‘ğaril mağdubi aleyhim veleddallin...’ ayetinden sonra olduğu
ifade edildiği halde 777 no'lu hadiste Fatiha'yı ve zamm-i süreyi bitirdikten
sonra susulacağı ifade edilmektedir. Fakat bu çelişkinin sadece görünüşte olup
gerçekte böyle bir çelişkinin olmadığını söylemek mümkündür. Çünkü 777 no'lu hadis,
Resul-i Ekrem'in bir tekbirden sonra, bir de zamm-i sureden sonra olmak üzere
iki yerde susarak namaz kıldığını ifade ettiği halde, konumuzu teşkil eden
hadis bir kere iftitah tekbirinden sonra, bir kere de Fatiha'dan sonra susarak
namaz kıldığını beyan etmektedir ki, bu iki ifadenin arasını şu şekilde
uzlaştırmak mümkündür: Resul-i Ekrem aslında namazın üç yerinde sükut ederdi:
1. Tekbirden sonra, 2. Fatiha'dan sonra, 3. Zamm-i sureden sonra. Ancak Semure
rivayetlerin bazısında birinci sükut ile ikinciden bahsettiği halde üçüncüden
bahsetmemiş, bazısında da birinci ile üçüncüden bahsettiği halde, ikinciden
bahsetmemiştir. Fakat rivayetler birleştirilince Resul-i Ekrem'in cemaatle
kılınan bir namazın üç yerinde sükut etmiş olduğu ortaya çıkar. Nitekim İbn
Ebî Şeybe'nin Musannef inde Hafs, Amr ve el-Hasen senediyle Resul-i Ekrem'e
ulaşan bir hadis-i şerifte namaz kıldırırken, iftitah tekbirinden, Fatiha'dan
ve zamm-ı sureden sonra olmak üzere üç yerde sükut ettiği ifade edilmektedir.
Ancak 777 no'lu hadisin izahında da ifade ettiğimiz gibi Evza'i, Şafiî ve Ahmed
b. Hanbel'e göre iftitah tekbirinden sonraki sükuttan maksat, imamın sesini kısarak
iftitah duasını oku-masıdır. Fatihadan sonraki sükuttan maksat, imamın tamamen
sesini keserek cemaatin Fatiha okumalarını te'mindir. Kıraatten sonraki
sükuttan maksatsa, kıraatle rüku' tekbirini ayırmaktır ve bu üç yerde sükut
etmek müstehabtır. İftitah tekbirinden sonraki sükuttan maksat, hakiki manada
sükut olmayıp, imamın sesini kısarak içinden, alçak sesle iftitah duasını
(sübhaneke) okumasıdır. Fatihadan sonraki sükut ise, iyice sesini kısarak
içinden gizlice "amin" demesidir. Zamm-ı sureden sonraki sükuttan
maksatsa, kıraatle rüku'un arasını ayırmak ve acele etmemekten ibarettir.
Kasden uzatılacak olursa, mekruh olur. Yanılarak uzatılacak olursa secde-i sehv
icab eder. Çünkü bununla rüku' te'hir edilmiş olur. Hadisin esas metninin;
"Übeyy onlara yazdığı mektubunda" şeklinde mi; yoksa "onlara
verdiği cevabında" şeklinde mi olduğuna dair tereddüd raviye aittir.