SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 777 >>

بَاب السَّكْتَةِ عِنْدَ الِافْتِتَاحِ

120-121. Namaza Başlarken (Hafif) Susmak

 

حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا إِسْمَعِيلُ عَنْ يُونُسَ عَنْ الْحَسَنِ قَالَ قَالَ سَمُرَةُ حَفِظْتُ سَكْتَتَيْنِ فِي الصَّلَاةِ سَكْتَةً إِذَا كَبَّرَ الْإِمَامُ حَتَّى يَقْرَأَ وَسَكْتَةً إِذَا فَرَغَ مِنْ فَاتِحَةِ الْكِتَابِ وَسُورَةٍ عِنْدَ الرُّكُوعِ قَالَ فَأَنْكَرَ ذَلِكَ عَلَيْهِ عِمْرَانُ بْنُ حُصَيْنٍ قَالَ فَكَتَبُوا فِي ذَلِكَ إِلَى الْمَدِينَةِ إِلَى أُبَيٍّ فَصَدَّقَ سَمُرَةَ قَالَ أَبُو دَاوُد كَذَا قَالَ حُمَيْدٌ فِي هَذَا الْحَدِيثِ وَسَكْتَةً إِذَا فَرَغَ مِنْ الْقِرَاءَةِ

 

Semure (r.a.) şöyle demiştir: Ben namazda iki yerde sekte olduğunu öğrendim: Birincisi, İmam tekbiri aldıktan sonra okumaya (başlayıncaya) kadar. İkincisi de Fatiha ve Sureyi bitirince rüku'a varmadan önce.

 

(Ravî Hasan el-Basrî) dedi ki: "İmran b. Husayn (Semure'nin) bu söz(ün)e inanmadı. Bunun üzerine bu mevzuda Medine'ye Ubey'ye mektub yazdılar. O da Semure'yi tasdik etti.

 

Ebu Davud dedi ki: Bu hadisi Humeyd, "sükutun biri de kıraat bitirdikten sonradır" şeklinde rivayet etti.

 

 

AÇIKLAMA:     Metinde geçen sekte'den maksat, sesli okumayı keserek biri iftitah tekbirinden sonra, diğeri de rüku'dan evvel olmak üzere Hz. Nebi'den iki yerde susulacağını öğrendiğini kesinlikle ifade ettiği halde îmran b. Husayn, Semure'nin bu haberine inanmamış ve bu mesele­nin tahkiki için o sırada Medine'de yaşamakta olan sahabî Übey b. Kab'a bir mektub yazılarak bu mevzudaki fikri sorulmuş, o da Semura (r.a.)'nın sözünü tasdik etmiştir.

 

Buna göre cemaatle kılınan bir namazın ilk rekatinda imam iki yerde sesini kısacaktır, birinde sübhaneke duasıyla meşgul olduğu için, diğerinde de kıraat esnasında nefesi daraldığından dolayı nefes almak ve kendini toparlamak içindir.

 

Hattabî'nin beyanına göre, imam kıraatten sonra da susar ve arkasında bulunan cemaatin kıraati tamamlamasına imkan verir, bu sayede imamla cemaatin kıraati arasında bir çelişkinin doğması önlenmiş olur. Nitekim Evzaî, Şafiî ve Ahmed b. Hanbel'e göre bu sükut müstehabdır. Malik b. Enes'le Ebu Hanife (r.a.) ve taraftarlarına göre ise, imamın bu şekilde susması mekruhtur.[Hattabî, Mealimu's-sünen, I, 492; Şevkanî, Neylü'l-evtar, II, 267]

 

Şafıî alimlerinden Nevevi’nin beyanına göre ise, imam bir de Fatiha'dan sonra cemaatin bir Fatiha okumasına yetecek kadar su­sar, bu müddet içerisinde kendisi sessizce dua, zikir veya kıraatle meşgul olur. Çünkü imamın tamamen susması caiz değildir. Neylu'l-evtar sahibinin be­yanına göre ve kelimeleri arasında susmak, Şafiî mezhe­bine göre müstehabtır.[Şevkanî, Neylu'l-evtar, II, 261.]

 

Ancak Hafız el-Mubarekfurî, Tirmizi üzerine yazdığı Tuhfetu'l-ahvezî isimli eserinde şunları söylemektedir: İmamın sus­masının bir Fatiha okunacak miktarda olması bir delile muhtaçtır. Aynı şe­kilde sessizce dua, zikir veya kıraatle meşgul olması da bir delile muhtaçtır. Böyle bir delil ise bilinmemektedir.[Neylu'l-evtar, II, 267.]

 

Tirmizî'nin rivayetinde ise, bu sükutun üç yerde olduğu şöyle ifade edi­liyor: "Said diyor ki: Katade'ye bu iki sekte nedir, diye sorduk. Birinci sek­te (ara verme) namaza girdiği zaman ve ikincisi kıraati bitirdiği zaman, dedi. Biraz durdu, sonra ve, okuduğu zaman, dedi.[bk. Tirmizi, salat]

 

Tirimizî'nin bu rivayeti ile 781 no'lu Ebu Hureyre hadisi göz önünde bulundurulursa Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in cemaatle kılınan namazın üç yerinde sükut ettiği anlaşılır:

 

1. İftitah tekbirinden sonra, 2. Fatihadan sonra, 3. Zamm-i Sureden son­ra. Bu üçüncü sükut diğer ikisinden daha az olur. Ancak kıraat ile rüku tek­birini biri birinden ayıracak kadardır. Çünkü Resul-i Ekrem (s.a.v.) bu ikisinin birbirine eklenmesini yasaklamıştır.

 

Cemaatin, Semure'nin haberinin doğru olup olmadığını tahkik için Medine'ye mektub yazması, mektubla hadis alıp rivayet etme usulünün caiz ol­duğuna delalet ediyor ki, buna miikatebe (yazışma) denir.

 

İmam Ebu Hanife (r.a.) ile taraftarlarına göre hadis-i şerifteki tek­birden sonraki sükuttan maksat, tamamen susmak değil, sesi kısarak gizlice okumaktır. Nitekim imam iftitah tekbirinden sonra gizlice sübhaneke okur. Fatihadan sonra sessizce "amin" der. Zamm-i sureden sonra sükut ederek kıraatle rüku-arasını ayırır. Acele rüku'a gitmez, fakat bu sükut kasden uzatılırsa, mekruh olur. Sehven uzatılırsa sehv secdesi gerekir.

 

Müellif Ebu Davud'un bu hadis-i şerifin sonundaki talikten maksadı, bu hadisi rivayet eden Yakub b. İbrahim'in rivayeti ile bu hadisi başka bir senedle rivayet eden Humeyd'in rivayeti arasındaki farkı belirtmektir.

 

Bu talikten anlaşıldığına göre Yakub; "Resul-i Ekrem Fatihayı ve zamm-i sureyi okuduktan sonra susardı" dediği halde, Humeyd "Zamm-: sureyi bi­tirdikten sonra susardı" demiştir. Humeyd'in bu rivayeti Ahmed b. Han-bel'in Müsned'inde [Ahmed b. Hanbel, V, 11 - 12.] merfu' olarak geçmektedir.