DEVAM: 118-119. Namaza Başladıktan Sonra Okunacak Dualar
حَدَّثَنَا
الْعَبَّاسُ
بْنُ عَبْدِ
الْعَظِيمِ
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ بْنُ
هَارُونَ أَخْبَرَنَا
شَرِيكٌ عَنْ
عَاصِمِ بْنِ
عُبَيْدِ
اللَّهِ عَنْ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَامِرِ بْنِ
رَبِيعَةَ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ عَطَسَ
شَابٌّ مِنْ الْأَنْصَارِ
خَلْفَ
رَسُولِ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَهُوَ فِي الصَّلَاةِ
فَقَالَ
الْحَمْدُ
لِلَّهِ حَمْدًا
كَثِيرًا
طَيِّبًا
مُبَارَكًا
فِيهِ حَتَّى
يَرْضَى
رَبُّنَا
وَبَعْدَمَا
يَرْضَى مِنْ
أَمْرِ
الدُّنْيَا
وَالْآخِرَةِ
فَلَمَّا انْصَرَفَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ مَنْ
الْقَائِلُ الْكَلِمَةَ
قَالَ
فَسَكَتَ
الشَّابُّ
ثُمَّ قَالَ
مَنْ
الْقَائِلُ
الْكَلِمَةَ
فَإِنَّهُ
لَمْ يَقُلْ
بَأْسًا
فَقَالَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ أَنَا
قُلْتُهَا
لَمْ أُرِدْ
بِهَا إِلَّا
خَيْرًا
قَالَ مَا
تَنَاهَتْ
دُونَ عَرْشِ
الرَّحْمَنِ
تَبَارَكَ
وَتَعَالَى
Amir b. Rabia
babasından; demiştir ki: Ensardan bir genç Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in arkasında namaz kılarken aksırdı ve; "bize bağışladığı (gerek) dünya ve (gerekse) ahiret (nimetlerin)den dolayı Allah'a pek çok, güzel ve her
an ziyadeleşen hamdler olsun" dedi. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
namazı bitirince: "(Bu) duayı okuyan kimdi?" diye sordu. (Amir) dedi
ki, genç sükut etti. Sonra "(bu) duayı okuyan
kimdi? Gerçekten o kimse sakıncalı birşey
söylemedi" buyurdu. Bunun üzerine (o genç): O duayı ben okumuştum, ey
Allah'ın Resulü; ben bu dua ile hayırdan başka bir şey kastetmedim diye cevap
verdi. (Nebiyy-i Ekrem sallallahu
aleyhi ve sellem de): "(Bu dua) zikri sonsuz
derecede büyük olan Rahman'ın Arşına erişti" buyurdu.
Sadece Ebu Davud rivayet etmiştir.
AÇIKLAMA: Metinde geçen "Arş” kelimesi sözlükte
taht, çatı, tavan gibi manalarına gelir.Kur'an-ı
Kerim ve hadislerde beyan edildiğine göre Arş, yedi göğün ve kürsinin üzerine bulunur. Bunların hepsini kuşatır, Kur'an'da Allah'ın, Arşın sahibi ve Rabbi olduğu
belirtilir: “Allah (c.c.) yüce Arşın sahibidir."[Neml
26] Allah gökleri ve yeri altı günde yaratmış ve sonra onun emri Arş üzerinde
hükümran olmuştur"[A'raf 54; Yunus 3] "Alem yaratılmadan önce Arş su üstünde idi"[Hud 7] "Allah Arş üzerinde istiva etmiş",
"O'nun emri ve hükmü Arşı kaplamıştır."[Taha 5; Secde 4; Hadîd 4]
Ehl-i sünnet alimleri Allah'ın Arş
üzerine istiva etmesinden, orada oturmasının ve mekana muthaç
bulunmasının gerekmeyeceğini söyleyerek bu gibi ifadeleri müteşabih
saymışlar ve te'vili cihetine gitmişlerdir.
Buna
göre Arş, Allah'ın mutlak hüküm verme ve yürütme gücünün ifadesidir. Arş
Allah'ın kudret ve saltanatının tecelli yeridir. O bir manada bütün kainatı ifade etmektedir. Bazı ayetlerde meleklerin Arşın
etrafını kuşattığı,[Zumer 75] bazılarının Arşı
yüklendiği[Mu'min 7] belirtilir.
Hadiste
geçen "Rahman” kelimesi ise, Cenab-ı Hakk'ın el-Esmau'l-Hüsna'sındandır. Kur'an-ı
Kerim'in ilk Suresi olan Fatiha Suresinde Allah Teala'nın
hem Rahman hem de Rahîm olduğu ifade edilmektedir. Kur'an
ilimleriyle uğraşanlara göre Rahman sıfatı Allah'ın dünya ile ilgili rahmet
sıfatıdır. Yani Allah dünyada mü'min-kafir ayırımı yapmadan herkesin rızkını verir.
Çalışmalarını boşa çıkarmaz; hakkıyla hakkının verilmesini emr
eder. Rahim sıfatı ise, ahiretteki rahmet sıfatıdır
ve yalnız inananlara aittir. Yani Allah Teala, ahirette yalnız mü'minlere
acıyacak ve onları rızıklandı-racaktır.
Allah Teala Rahmetinin herşeyi
kapladığını Kur'an-ı Keriminde haber vermiştir.[bk. A'raf 156] "Rahmetim azabımı ve gadabımı
geçmiştir*' mealinde bir kudsi hadis de rivayet
edilmektedir.
Hadisteki
"duanın Rahmanın Arşına erişmesi" tabiriyle bu duanın Allah katında
kabul edildiği kast edilmiştir.
Bu
hadis-i şerifle ilgili diğer açıklamalar bir önceki hadis-i şerifte geçmiştir.
Oraya müracaat edilebilir. Ancak bu hadis-i şerif zayıftır. Çünkü senedinde
Asim b. Ubeydullah vardır. Daha önce de ifade
ettiğimiz gibi bu kimse zayıftır.