SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 763 >>

DEVAM: 118-119. Namaza Başladıktan Sonra Okunacak Dualar

 

حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَعِيلَ أَخْبَرَنَا حَمَّادٌ عَنْ قَتَادَةَ وَثَابِتٍ وَحُمَيْدٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَجُلًا جَاءَ إِلَى الصَّلَاةِ وَقَدْ حَفَزَهُ النَّفَسُ فَقَالَ اللَّهُ أَكْبَرُ الْحَمْدُ لِلَّهِ حَمْدًا كَثِيرًا طَيِّبًا مُبَارَكًا فِيهِ فَلَمَّا قَضَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ صَلَاتَهُ قَالَ أَيُّكُمْ الْمُتَكَلِّمُ بِالْكَلِمَاتِ فَإِنَّهُ لَمْ يَقُلْ بَأْسًا فَقَالَ الرَّجُلُ أَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ جِئْتُ وَقَدْ حَفَزَنِيَ النَّفَسُ فَقُلْتُهَا فَقَالَ لَقَدْ رَأَيْتُ اثْنَيْ عَشَرَ مَلَكًا يَبْتَدِرُونَهَا أَيُّهُمْ يَرْفَعُهَا وَزَادَ حُمَيْدٌ فِيهِ وَإِذَا جَاءَ أَحَدُكُمْ فَلْيَمْشِ نَحْوَ مَا كَانَ يَمْشِي فَلْيُصَلِّ مَا أَدْرَكَهُ وَلْيَقْضِ مَا سَبَقَهُ

 

Enes b. Malik'ten rivayet edildiğine göre: Bir adam soluk soluğa namaza gelmiş ve; "Allah'a halisane hayırlı ve çok hamd olsun" demiş. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını bitirince, "Bu sözleri söyleyen hanginîzdi? Çünkü o zararlı bir şey söylemedi" buyurmuştur. Bunun üzerine bir adam: "Nefes nefese (koşarak) geldim de onları ben söyledim" demiş. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem); "Gerçekten bunları hangisi daha önce Allah'a yetiştirecek diye yarışan on iki tane melek gördüm" buyurmuştur.

 

Humeyd buna (şunları da) ilave etti: "Biriniz (namaza) gelirken (her zamanki) yürüdüğü gibi yürüsün. Yetiştiğini (imamla) kılsın yetişemediğini de (yalnız başına) kaza etsin."

 

 

Diğer tahric: Buharî, ezan; Müslim, mesacid; Tirmizî; salat; Nesaî, tatbik, iftitah; Muvatta', Kur'an ; Ahmed b. Hanbel, III, 106, 158, 168, 188, 191, 252, 269, IV, 340.

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis-i şerifte sözü geçen kimse okumuş olduğu duayı ister cemaate yetiştiğinden dolayı, isterse içten gelen bir arzuyla mücerred bir ta'zim ve şükür maksadıyla okumuş olsun, her iki halde de Resul-i Ekrem'in tasdik ve tasvibine mazhar olmuştur. On iki tane meleğin bu hamd-ü senanın sevabını yazmakta yarış ettiklerini haber vermesiyle de bu sözleri namazda söyleyen bir kimsenin büyük bir ecir ve sevaba nail olacağını be­yan ve bu fiile teşvik etmiştir. Müslim ve Nesaî'nin rivayetlerinde ise, hadi­se: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını bitirince, "o sözleri söyleyen hanginizdi?" diye sordu. Cemaat sükut ettiler. Bunun üzerine Resul-i Ekrem tekrar, "bun­ları söyleyen hanginizdi? Zira zararlı bir şey söylemedi buyurdu" anlamına gelen lafızlarla anlatılmaktadır.

 

Hanefiler bu gibi zikirlerin ancak nafile na­mazlarda yapılabileceğini farz namazlarda ise, teşehhüdden sora caiz oldu­ğunu söylerler. "Bu duanın sevabını yazan meleklerin sayısının on iki olmasının hikmetini ancak Allah ve Resulü bilir.

 

Humeyd'in bu hadise ilave ettiği cümleden de anlaşılıyor ki, Nebiyy-i Ekrem (s.a.v.) namaza koşarak gitmeyi hoş karşılamamıştır. Çünkü bilindiği gibi imama teşehhüdde bile yetişen kimse cemaat sevabına nail olur. İmam selam verdikten sonra da kalkar cemaatle kılamadığı rekatları yalnız başına kılar.

 

Hadisin zahirine bakılırsa buradaki melaike-i kiramdan maksat Hafaza melekleri değildir. Nitekim Buharî ile Müslim'in Ebu Hureyre (r.a.)den ittifakla rivayet ettikleri hadis de bunu gösterir. Zira mezkur hadiste; "Al­lah Teala'nın öyle melekleri vardır ki bunlar yollarda dolaşarak zikir ehlini ararlar'' buyurulmaktadır.[Buharî, deavat, Müslim, zikr]