DEVAM: 118-119. Namaza
Başladıktan Sonra Okunacak Dualar
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
أَخْبَرَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ
قَتَادَةَ
وَثَابِتٍ
وَحُمَيْدٍ
عَنْ أَنَسِ
بْنِ مَالِكٍ
أَنَّ
رَجُلًا
جَاءَ إِلَى
الصَّلَاةِ
وَقَدْ
حَفَزَهُ
النَّفَسُ
فَقَالَ
اللَّهُ
أَكْبَرُ
الْحَمْدُ لِلَّهِ
حَمْدًا
كَثِيرًا
طَيِّبًا
مُبَارَكًا
فِيهِ
فَلَمَّا
قَضَى
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
صَلَاتَهُ
قَالَ
أَيُّكُمْ
الْمُتَكَلِّمُ
بِالْكَلِمَاتِ
فَإِنَّهُ
لَمْ يَقُلْ
بَأْسًا
فَقَالَ
الرَّجُلُ أَنَا
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
جِئْتُ
وَقَدْ حَفَزَنِيَ
النَّفَسُ
فَقُلْتُهَا
فَقَالَ
لَقَدْ
رَأَيْتُ
اثْنَيْ
عَشَرَ
مَلَكًا يَبْتَدِرُونَهَا
أَيُّهُمْ
يَرْفَعُهَا
وَزَادَ
حُمَيْدٌ
فِيهِ
وَإِذَا
جَاءَ أَحَدُكُمْ
فَلْيَمْشِ
نَحْوَ مَا
كَانَ
يَمْشِي
فَلْيُصَلِّ
مَا
أَدْرَكَهُ
وَلْيَقْضِ
مَا سَبَقَهُ
Enes b. Malik'ten
rivayet edildiğine göre: Bir adam soluk soluğa namaza gelmiş ve; "Allah'a
halisane hayırlı ve çok hamd olsun" demiş. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) namazını bitirince, "Bu sözleri söyleyen hanginîzdi? Çünkü o
zararlı bir şey söylemedi" buyurmuştur. Bunun üzerine bir adam:
"Nefes nefese (koşarak) geldim de onları ben söyledim" demiş. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem); "Gerçekten bunları hangisi daha önce Allah'a
yetiştirecek diye yarışan on iki tane melek gördüm" buyurmuştur.
Humeyd buna (şunları da)
ilave etti: "Biriniz (namaza) gelirken (her zamanki) yürüdüğü gibi
yürüsün. Yetiştiğini (imamla) kılsın yetişemediğini de (yalnız başına) kaza
etsin."
Diğer tahric: Buharî,
ezan; Müslim, mesacid; Tirmizî; salat; Nesaî, tatbik, iftitah; Muvatta', Kur'an
; Ahmed b. Hanbel, III, 106, 158, 168, 188, 191, 252, 269, IV, 340.
AÇIKLAMA: Bu hadis-i şerifte sözü geçen kimse okumuş
olduğu duayı ister cemaate yetiştiğinden dolayı, isterse içten gelen bir
arzuyla mücerred bir ta'zim ve şükür maksadıyla okumuş olsun, her iki halde de
Resul-i Ekrem'in tasdik ve tasvibine mazhar olmuştur. On iki tane meleğin bu
hamd-ü senanın sevabını yazmakta yarış ettiklerini haber vermesiyle de bu
sözleri namazda söyleyen bir kimsenin büyük bir ecir ve sevaba nail olacağını
beyan ve bu fiile teşvik etmiştir. Müslim ve Nesaî'nin rivayetlerinde ise,
hadise: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını bitirince,
"o sözleri söyleyen hanginizdi?" diye sordu. Cemaat sükut ettiler.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem tekrar, "bunları söyleyen hanginizdi? Zira
zararlı bir şey söylemedi buyurdu" anlamına gelen lafızlarla
anlatılmaktadır.
Hanefiler
bu gibi zikirlerin ancak nafile namazlarda yapılabileceğini farz namazlarda
ise, teşehhüdden sora caiz olduğunu söylerler. "Bu duanın sevabını yazan
meleklerin sayısının on iki olmasının hikmetini ancak Allah ve Resulü bilir.
Humeyd'in
bu hadise ilave ettiği cümleden de anlaşılıyor ki, Nebiyy-i Ekrem (s.a.v.)
namaza koşarak gitmeyi hoş karşılamamıştır. Çünkü bilindiği gibi imama
teşehhüdde bile yetişen kimse cemaat sevabına nail olur. İmam selam verdikten
sonra da kalkar cemaatle kılamadığı rekatları yalnız başına kılar.
Hadisin
zahirine bakılırsa buradaki melaike-i kiramdan maksat Hafaza melekleri
değildir. Nitekim Buharî ile Müslim'in Ebu Hureyre (r.a.)den ittifakla rivayet
ettikleri hadis de bunu gösterir. Zira mezkur hadiste; "Allah Teala'nın
öyle melekleri vardır ki bunlar yollarda dolaşarak zikir ehlini ararlar''
buyurulmaktadır.[Buharî, deavat, Müslim, zikr]