DEVAM: 68. İmamın
Oturarak Namaz Kıldırması
حَدَّثَنَا
عَبْدَةُ
بْنُ عَبْدِ
اللَّهِ أَخْبَرَنَا
زَيْدٌ
يَعْنِي
ابْنَ الْحُبَابِ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ صَالِحٍ
حَدَّثَنِي
حُصَيْنٌ
مِنْ وَلَدِ
سَعْدِ بْنِ
مُعَاذٍ عَنْ
أُسَيْدِ
بْنِ
حُضَيْرٍ أَنَّهُ
كَانَ
يَؤُمُّهُمْ
قَالَ
فَجَاءَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يَعُودُهُ
فَقَالُوا
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
إِنَّ
إِمَامَنَا
مَرِيضٌ فَقَالَ
إِذَا صَلَّى
قَاعِدًا
فَصَلُّوا
قُعُودًا
قَالَ أَبُو
دَاوُد
وَهَذَا
الْحَدِيثُ
لَيْسَ
بِمُتَّصِلٍ
Useyd b. Hudayr'dan;
(rivayet edildiğine göre); Kendisi kavmine imamlık edermiş. (Bir gün
hastalanmış) ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu ziyarete gelmiş.
(O sırada kavmi) Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e; "Ya
Resulallah imamımız hastalandı... (Ne yapacağız?) diye sormuşlar. Resul-i Ekrem
(s.a.v.) de; "O namaz'ı oturarak kılarsa, siz de oturarak kılınız"
buyurmuştur.
Ebu Davud der ki; Bu
hadis muttasıl bir hadis değildir.
AÇIKLAMA: Müellif Ebu Davud'un ifadesine göre, bu
hadisin senedinde kopukluk vardır. Yani raviler zinciri arasında bulunması
gereken bağ Husayn'dan sonra kopmuştur. Çünkü Husayn tebe-i tabiindendir. Bu
bakımdan sahabelerle görüşmesi söz konusu değildir. Bilindiği gibi Useyd b.
Hudayr büyük bir sahabidir. Demek ki; Husayn ile Useyd (r.a.) arasında bir veya
birkaç ravinin bulunması gerekir. İşte bu sebeple merhum müellif bu hadis için
"muttasıl değildir" tabirini kullanmıştır.
Sonuç
olarak, hasta veya halsiz olan birinin imamlığı caizdir. Ancak buna iktida
edenlerin özellikle farz namazlarda muktedir oldukları takdirde ayakta
uymaları gerekir. Zira mazereti olan imamdan farz olan kıyamın düşmesi
mazeretine binaendir. Muktedîlerin mazeretleri olmadığına göre, farz olan
kıyamın onlardan düşmemesi ve ayakta imama uymaları gerekir. Zira farzlarda
oturarak namaz kılana ayakta uyulması, nafilelerde ise oturarak iktida
edilebileceğine yukarıda işaret edilmiştir.