DEVAM: 61. Kadınların
İmamlığı
حَدَّثَنَا
الْحَسَنُ
بْنُ
حَمَّادٍ
الْحَضْرَمِيُّ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ فُضَيْلٍ
عَنْ
الْوَلِيدِ
بْنِ
جُمَيْعٍ عَنْ
عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ
خَلَّادٍ
عَنْ أُمِّ وَرَقَةَ
بِنْتِ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
الْحَارِثِ
بِهَذَا
الْحَدِيثِ
وَالْأَوَّلُ
أَتَمُّ
قَالَ
وَكَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَزُورُهَا
فِي
بَيْتِهَا
وَجَعَلَ
لَهَا
مُؤَذِّنًا
يُؤَذِّنُ
لَهَا
وَأَمَرَهَا
أَنْ تَؤُمَّ
أَهْلَ
دَارِهَا
قَالَ عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
فَأَنَا رَأَيْتُ
مُؤَذِّنَهَا
شَيْخًا
كَبِيرًا
Bir evvelki (591 nolu)
hadis birbaşka senedlede Ümmü Veraka bint Abdillah'dan rivayet edilmiştir.
(Veki'den gelen) Önceki rivayet daha tamdır.
(Muhammed b. Fadl) dedi
ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ümmü Veraka'-yı evinde ziyaret ederdi ve
ona bir müezzin tayin edip, kendisinin de ev halkına imam olmasını emretmişti.
Abdurrahman b. Hallad "Ümm-ü Veraka'nın müezzinini yaşlı bir kimse olarak
gördüm" dedi.
Sadece, Ebu Davud rivayet
etmiştir.
AÇIKLAMA: Hakim'in rivayetine göre[el-Müstedrek, I,
203.] Hz. Nebi Ümm-ü Veraka hakkında "geliniz şehideyi ziyaret edelim*'
derdi ve onu daima evinde ziyaret ederdi. Ümmü Veraka'nın ricası üzerine
Efendimiz özel olarak kendisine bir müezzin tayin etmiş ve hadîs-i şerifte izah
edildiği şekilde kendisinin de ev halkına farz namazlarda imamlık yapmasını
emretmişti. Bu hadis-i şeriften içlerinde erkek bulunsa bile, bir kadının ev
halkına imamlık yapmasının caiz olduğu anlaşılmaktadır. Zira Ümmü Veraka'nın
evine özel olarak tayin edilen müezzin yaşlı bir erkekti. Ayrıca evinde bir de
kölesi vardı. İşte bu hadisin zahirine bakarak Davud, Ebu Sevr, Müzenî, Taberî
gibi alimler kadının erkeklere imamlığının caiz olduğu kanaatine varmışlardır.
Fakat
alimlerin büyük çoğunluğu İbn Mace'nin merfu olarak rivayet ettiği şu hadis-İ
şerife bakarak kadının erkeğe imamlık yapmasının caiz olmadığı görüşünü
benimsemişlerdir: "Kadın erkeklere kesinlikle imamlık yapmasın, çünkü
kadın erkeklere ne müezzin olabilir, ne de imam."[ibn Mace, ikame]
Kadının
erkeklere imam olabileceğini ifade eden hadis-i şerif, "'Belki de bu
müezzin ezan okuduktan sonra namazı başka bir mescitte kılmıştır. Kölenin de
aynı şekilde başka bir mescitte namaz kıldığı düşünülebilir" şeklinde
te'vil edilmiştir.
Darakutnî'nin
Amr b. Şeybe'den rivayet ettiği şu hadis-i şerif, böyle bir te'vili
desteklemektedir: "Resulullah (s.a.v.) Ümmü Veraka'ya hem ezan okuması,
hem de ikamet etmesi için özel olarak bir müezzin tayin etmişti. Ümm-ü Veraka
da kadınlara imamlık yapardı."[ed-Darakutnî, sünen, I, 403.]
Kadının
kadınlara imamlık yapması konusunda imamlar arasında ihtilaf vardır. Bu
mevzudaki görüşleri kısaca şu şekilde özetleyebiliriz:
1.
Şafiî imamları, Hanbelîler ve bir rivayete göre İmam Malik, yukarıda geçen
hadis-i şeriflere dayanarak kadının kadınlara imamlık etmesinin caiz olduğunu
söylemişlerdir.
Ayrıca
yine Darakutnî'nin Raytatu'l-Hanefiyye'den rivayet ettiği şu, "Hz. Aişe
validemiz farz namazlarda aramıza dururdu"[ed-Darakutnî, sünen, I, 404.]
hadis-i şerifini delil getirirler.
İbn
Münzir, H7. Aişe, Seleme, Ata, Sevrî, Evzaî, İshak ve Ebu Sevr hazretlerinin de
kadınların kadınlara imam olabileceği görüşünde olduklarını rivayet
etmektedir.
2.
Hasan el-Basrî, Süleyman b. Yesar, Maliki imamları ise, kadının kadınlara
imamlık etmesinin kesinlikle caiz olmadığı görüşündedirler. Bu mevzuda farzlar
ile nafileler arasında bir fark görmezler. Bir rivayete göre İmam Malik de bu
görüştedir.
3. Hanefi ulemasına göre ise, kadın'ın kadınlara
imamlık etmesi caizdir. Fakat mekruhtur. Bu mevzuda İmam Kasanî, Bedayi'
isimli eserinde şöyle demektedir: "Hanefî imamlarınca kadının kadınlara
imamlık etmesi caizdir. Ancak imamlık ederken kadınların önüne geçmeyip,
ortalarında bulunması gerekir. Nitekim Hz. Aişe (r.anha)'dan gelen bir
rivayete göre, O, kadınlara ikindi namazını kıldırmış fakat namaz esnasında
onların ortalarına durmuştur. Ümmü Seleme (r.anha) da öyle yapmıştı. Çünkü bu
hal, onların daima tesettürü esas almalarını gerekli gören hükümlere daha
uygundur. Ancak bize göre, kadının imametinde kerahet vardır. Şafiîlerde ise,
kadınların cemaatle namaz kılmaları müstehabdır. Kadınların imamlık
yapmalarının caiz olduğunu ifade eden hadis-i şerifler varsa da bunlar nesh
edilmiştir."[Kasanî,
bedayi', I, 157.]
İbn
Hümam ise bu mevzu üzerinde uzun uzudıya durarak şöyle der: "Bu mevzuda
nesh kesin değildir. Bu mevzuda neshin varlığı kabul edilse bile, nesh kadının
imamlığının sünnet olması ile ilgili olduğundan kadının imam-hkyapmasının hükmü
tahrimen mekruh değil, tenzihen mekruh olur."[Fethu'I-Kadîr, I, 251.] Yine Hanefi
mezhebinden Aliyyü'l-Kaari ise Nukaye şerhi'nde şunları söylemektedir:
"Her ne kadar Şerhü'l-Mecma'da, Hz. Aişe ve Ümm-ü Seleme'nin imamlık yaptıkları
ve bunun İslamın ilk devirlerinde müstehab olduğu fakat sonraları
buımüstehabhğıntneshedildiği söyleniyorsa da, ben derim ki; mekruh olan
kadının dışarı çıkmasıdır. Ama örtünerek evinde imamlık yapmasında herhangi
bir sakınca yoktur."[Bezlu'I-mechud,
IV, 210]