بَاب
الرَّجُلِ
يَؤُمُّ
الْقَوْمَ
وَهُمْ لَهُ
كَارِهُونَ
62. Kendini İstemeyen
Topluluğa Kişinin İmam Olması
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
حَدَّثَنَا عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
عُمَرَ بْنِ
غَانِمٍ عَنْ
عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ زِيَادٍ
عَنْ
عِمْرَانَ
بْنِ عَبْدٍ
الْمَعَافِرِيِّ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَمْرٍو
أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ كَانَ
يَقُولُ
ثَلَاثَةٌ
لَا يَقْبَلُ
اللَّهُ
مِنْهُمْ
صَلَاةً مَنْ
تَقَدَّمَ
قَوْمًا
وَهُمْ لَهُ كَارِهُونَ
وَرَجُلٌ
أَتَى
الصَّلَاةَ
دِبَارًا
وَالدِّبَارُ
أَنْ
يَأْتِيَهَا
بَعْدَ أَنْ
تَفُوتَهُ
وَرَجُلٌ
اعْتَبَدَ مُحَرَّرَهُ
Abdullah b. Ömer
(r.a.)'in rivayet ettiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
(şöyle) buyurmuştur: "Üç kişi vardır ki, Allah onların namazlarını kabul
etmez: (1)-Kendisini istemeyen bir topluluğa imamlık eden kimse, (2)-namazı
sonra (yani vakti geçtikten sonra) kılan kimse, (3)-hürriyetine kavuşturduğu
köleyi (tekrar) köle edinen kimse"
Diğer tahric: Tirmizî,
mevakît; ibn Mace, ikame
AÇIKLAMA: Hadis-i şerifte geçen, namazları kabul
olunmaz" sözünden, "namazları caiz değildir" manası
anlaşılabildiği gibi, "namazlarının sevabı yoktur, bu bakımdan
noksandır" manası da anlaşılabilir.
Bu
sebeble hadis-i şerif, cemaat tarafından istenmeyen bir imamın imamlık
yapmasının tahrimen mekruh olduğunu söyleyenler için bir delildir. Lakin
cemaatin imamı istemeyişinin dinî bir sebebe bağlı olması lazımdır. Yoksa dinî
sebeblerin dışında şahsî ve hissî düşüncelerin mahsulü olan nefretlere itibar
edilemez. Yine nefret eden kimselerin cemaatin çoğunluğunu teşkil etmesi
lazımdır. Cemaat içinde azınlıkta kalan kimselerin nefretinin de ehemmiyeti
yoktur. İslamî bir toplumda devlet reisine karşı ehl-i dinin dışında kalan
kimselerin nefret duygularının da bir değeri yoktur. Bu hususta da itibar ehl-i
dinin duygu ve düşüncelerinedir.
Ravileri
içinde Abdurrahmen b. Ziyad bulunduğu için her ne kadar bu hadis-i şerifi
"zayıf" sayanlar varsa da, gerçekte bu hadisi destekleyen ve takviye eden
pek çok hadis-i şerifler vardır. Bunlardan bazıları şunlardır;
1.
"Üç kişi vardır ki, namazları kulaklarını aşmaz: Firar eden köle
(dönünceye kadar), Kocasını gücendirmiş olarak geceyi geçiren kadın, Kendisini
istemeyen cemaata imam olan kişi."[Tirmizi, mevakît; ibn Mace, ikame; Ahmed b. Hanbel II, 439,
480.]
2.
"Resulullah (s.a.v.) üç kişiye lanet etti: Kendisini istemeyen cemaata
imam olan kişiye, kocasını gücendirmiş olarak geceyi geçiren
kadına, "Haydin felaha" davetini işitip de icabet etmeyen kişiye”[Tirmizi, mevakit]
3.
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Üç kişi vardır ki bunların namazları
başlarının üstüne bir karış bile yükselmez (kabul olmaz): Kendisim istemeyen
bir topluma imam olan kimse, kocasını gücendirmiş olarak geceleyen kadın, bir
biriyle çekişen kardeşler.”[ibn
Mace, ikame]
Hadis-i
şerifte geçen "Vakti çıktıktan sonra namazı kılan kişi" sözüyle,
namazın vaktini her zaman geçiren ve herkes namazını kıldıktan sonra kılmayı
adet edinen kimse kasdedilmiştir. Ancak bu söz ravînin hadisi açıklayıcı
mahiyette yaptığı bir ilavedir. Ravilerin her ne maksatla olursa olsun,
yaptığı bu şekildeki ilavelere "idrac"; İlave ettikleri sözlere de
"müdrec" denir. Ki bunlar hadisin aslından sayılmazlar.
İbn
Melek merhum, "hadisteki bu tehdid, namazın vaktini tamamen geçirmeyi ve
geciktirmeyi alışkanlık haline getirenler içindir" demektedir.
"Hürriyetine
kavuşturduğu köleyi tekrar köle edinen kimse" azad ettiği köleyi tekrar
köle gibi istihdam eden veya azad etmesine rağmen bunu gizleyen veya inkar
eden kimsedir.
Meşhur
hanefî alimi Aynî (ölümü 855 / 1451) şunları söylemiştir: "Günümüzdeki bazı
krallar ve hakanların yaptığı işler bu hadisin şümulüne girmektedir. Onlar
kölelerini önce hürriyete kavuşturuyorlar, sonra da bunu inkar ederek yine köle
olarak kullanmaya devam ediyorlar. Onlardan bir kısmı da kölesini hürriyetine
kavuşturduğunu açıkladığı halde yine onu zorla işinde kullanıyor. Bir kısmı da
hür olduklarını bildikleri halde bazı çocukları köle diye satın alıp onları
köleleştiriyorlar."