بَاب
مَا جَاءَ فِي
الدُّعَاءِ
عِنْدَ الْأَذَانِ
37. Ezan Bitince
Yapılacak Dua
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
مُحَمَّدِ
بْنِ حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
عَلِيُّ بْنُ
عَيَّاشٍ
حَدَّثَنَا
شُعَيْبُ
بْنُ أَبِي
حَمْزَةَ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
الْمُنْكَدِرِ
عَنْ جَابِرِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَنْ قَالَ
حِينَ
يَسْمَعُ النِّدَاءَ
اللَّهُمَّ
رَبَّ هَذِهِ
الدَّعْوَةِ
التَّامَّةِ
وَالصَّلَاةِ
الْقَائِمَةِ
آتِ مُحَمَّدًا
الْوَسِيلَةَ
وَالْفَضِيلَةَ
وَابْعَثْهُ
مَقَامًا
مَحْمُودًا
الَّذِي وَعَدْتَهُ
إِلَّا
حَلَّتْ لَهُ
الشَّفَاعَةُ
يَوْمَ
الْقِيَامَةِ
Cabir b. Abdillah
(r.a.)'den, demiştir ki; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Kim ezanı işitince, ''Allahumme
Rabbe Hazihi da'veti taammeti ve selati'l-kaimeh, Ati Muhammeden (s.a.v.) el
vasilete ve'l-fadile ve beashu makame'l-Mahmude lillezi vaaddehu'' -Amin-
(Meali:) "Ey
eksiksiz olan şu davetin ve (kıyamete kadar) devam edecek olan namazın sahibi
olan Allahım, vesileyi (Cennette bulunan ve ancak O'na layık olan yüksek makamı) ve fazileti (bütün kulların
makamından daha üstün olan makamı) Muhammed'e ver ve onu kendisine va'd etmiş
olduğun öğülmüş makama kavuştur" derse, kıyamet gününden kendisine şefaat
(edilmesi) vacib olur"
Diğer tahric: Buharî,
ezan; tefsir-i sure; Tirmizi, salat; Nesaî, ezan; İbn Mace, ezan
AÇIKLAMA: Hadis-i şerifte geçen "vesile"
kelimesinin sözlükteki anlamı gayeye eriştiren şeydir. Vesilenin dini bir terim
olarak anlamı ise, ilim, taat ve ibadetle doğru yolda yürümektir. Yani dinin
bütün emirleri insanı gayeye eriştiren bir vesiledir. Kısaca dini emirlere
sarılmak yasaklardan da kaçınmaktır.[M. Zihnî Ni'met-i İslam, s. 65.]
Ancak
vesile kelimesinin buradaki anlamı cennette bir makamdır. Bu makam sadece Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) için hazırlanmıştır. Oraya ondan başkası layık
değildir. Fakat bununla beraber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) O'nun
büyüklüğünü ümmetine öğretmek, o mertebeye ermenin zevkini tatmak ve şefaat
etme ümidini yaşatmak gibi duygu ve düşüncelerle Allah Teala'nın bu makamı
kendisine nasibetmesi için dua etmelerini ümmetine tavsiye etmiştir. Bu mevzu
ile ilgili malumat 523. hadiste geçmiştir.
Fadile
/ Fazîlet kelimesi ise, Cennette vesîleden ayrı bir makam olabileceği gibi,
vesile kelimesinin bir açıklaması da olabilir.
Makam-ı
Mahmud Cenab-ı Nebi (s.a.v.)'e verilen, bütün Ümmet-i Muhammed'in yararlanacağı
şefaat-i uzma makamıdır. Eğer bu kelimenin o makama ait bir özel isim olduğu kabul
edilirse, Mahmud kelimesi onun sıfatı olur. Nekre olduğu kabul edilirse Mahmud
kelimesinin bedel veya atf-i beyan olduğu söylenebilir.
Beyhakî'nin
rivayetinde bu duanın sonunda –İnneke la tuhliful miad- "Muhakkak ki sen
sözden dönmezsin" ziyadesi vardır. Halk tarafından yapılan
-fidderecetirrafiah- yüksek derece ve –Ya Erhamerrahimin-kelimeleri hiçbir
sağlam hadis kitabında mevcut değildir.