SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 529 >>

بَاب مَا جَاءَ فِي الدُّعَاءِ عِنْدَ الْأَذَانِ

37. Ezan Bitince Yapılacak Dua

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ عَيَّاشٍ حَدَّثَنَا شُعَيْبُ بْنُ أَبِي حَمْزَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَنْ قَالَ حِينَ يَسْمَعُ النِّدَاءَ اللَّهُمَّ رَبَّ هَذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ وَالصَّلَاةِ الْقَائِمَةِ آتِ مُحَمَّدًا الْوَسِيلَةَ وَالْفَضِيلَةَ وَابْعَثْهُ مَقَامًا مَحْمُودًا الَّذِي وَعَدْتَهُ إِلَّا حَلَّتْ لَهُ الشَّفَاعَةُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ

 

Cabir b. Abdillah (r.a.)'den, demiştir ki; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim ezanı işitince, ''Allahumme Rabbe Hazihi da'veti taammeti ve selati'l-kaimeh, Ati Muhammeden (s.a.v.) el vasilete ve'l-fadile ve beashu makame'l-Mahmude lillezi vaaddehu'' -Amin-

 

(Meali:) "Ey eksiksiz olan şu davetin ve (kıyamete kadar) devam edecek olan namazın sahibi olan Allahım, vesileyi (Cennette bulunan ve ancak O'na layık olan  yüksek makamı) ve fazileti (bütün kulların makamından daha üstün olan makamı) Muhammed'e ver ve onu kendisine va'd etmiş olduğun öğülmüş makama kavuştur" derse, kıyamet gününden kendisine şefaat (edilmesi) vacib olur"

 

 

Diğer tahric: Buharî, ezan; tefsir-i sure; Tirmizi, salat; Nesaî, ezan; İbn Mace, ezan

 

AÇIKLAMA:     Hadis-i şerifte geçen "vesile" kelimesinin sözlükteki anlamı gayeye eriştiren şeydir. Vesilenin dini bir terim olarak anlamı ise, ilim, taat ve ibadetle doğru yolda yürümektir. Yani dinin bütün emirleri insanı gayeye eriştiren bir vesiledir. Kısaca dini emirlere sarılmak yasaklar­dan da kaçınmaktır.[M. Zihnî Ni'met-i İslam, s. 65.]

 

Ancak vesile kelimesinin buradaki anlamı cennette bir makamdır. Bu makam sadece Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için hazırlanmıştır. Oraya ondan başka­sı layık değildir. Fakat bununla beraber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) O'nun büyüklüğü­nü ümmetine öğretmek, o mertebeye ermenin zevkini tatmak ve şefaat etme ümidini yaşatmak gibi duygu ve düşüncelerle Allah Teala'nın bu makamı kendisine nasibetmesi için dua etmelerini ümmetine tavsiye etmiştir. Bu mevzu ile ilgili malumat 523. hadiste geçmiştir.

 

Fadile / Fazîlet kelimesi ise, Cennette vesîleden ayrı bir makam olabileceği gibi, vesile kelimesinin bir açıklaması da olabilir.

 

Makam-ı Mahmud Cenab-ı Nebi (s.a.v.)'e verilen, bütün Ümmet-i Muhammed'in yararlanacağı şefaat-i uzma makamıdır. Eğer bu kelimenin o makama ait bir özel isim olduğu kabul edilirse, Mahmud kelimesi onun sıfatı olur. Nekre olduğu kabul edilirse Mahmud kelimesinin bedel veya atf-i beyan olduğu söylenebilir.

 

Beyhakî'nin rivayetinde bu duanın sonunda –İnneke la tuhliful miad- "Mu­hakkak ki sen sözden dönmezsin" ziyadesi vardır. Halk tarafından yapılan -fidderecetirrafiah- yüksek derece ve –Ya Erhamerrahimin-kelimeleri hiçbir sağlam ha­dis kitabında mevcut değildir.

 

 

SONRAKİ