DEVAM: 36. Müezzini
Duyan Kişinin Söyleyecekleri
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْمُثَنَّى
حَدَّثَنِي
مُحَمَّدُ
بْنُ
جَهْضَمٍ
حَدَّثَنَا
إِسْمَعِيلُ
بْنُ
جَعْفَرٍ
عَنْ عُمَارَةَ
بْنِ
غَزِيَّةَ
عَنْ حَبِيبِ
بْنِ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ إِسَافٍ
عَنْ حَفْصِ
بْنِ عَاصِمِ
بْنِ عُمَرَ عَنْ
أَبِيهِ عَنْ
جَدِّهِ
عُمَرَ بْنِ
الْخَطَّابِ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهُ أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ إِذَا
قَالَ
الْمُؤَذِّنُ
اللَّهُ
أَكْبَرُ
اللَّهُ
أَكْبَرُ
فَقَالَ
أَحَدُكُمْ
اللَّهُ
أَكْبَرُ
اللَّهُ
أَكْبَرُ
فَإِذَا قَالَ
أَشْهَدُ
أَنْ لَا
إِلَهَ
إِلَّا اللَّهُ
قَالَ
أَشْهَدُ
أَنْ لَا
إِلَهَ
إِلَّا اللَّهُ
فَإِذَا
قَالَ
أَشْهَدُ
أَنَّ مُحَمَّدًا
رَسُولُ
اللَّهِ
قَالَ
أَشْهَدُ أَنَّ
مُحَمَّدًا
رَسُولُ
اللَّهِ
ثُمَّ قَالَ
حَيَّ عَلَى
الصَّلَاةِ
قَالَ لَا
حَوْلَ وَلَا
قُوَّةَ
إِلَّا
بِاللَّهِ
ثُمَّ قَالَ
حَيَّ عَلَى
الْفَلَاحِ
قَالَ لَا
حَوْلَ وَلَا
قُوَّةَ
إِلَّا
بِاللَّهِ
ثُمَّ قَالَ
اللَّهُ أَكْبَرُ
اللَّهُ
أَكْبَرُ
قَالَ
اللَّهُ أَكْبَرُ
اللَّهُ
أَكْبَرُ
ثُمَّ قَالَ
لَا إِلَهَ
إِلَّا
اللَّهُ
قَالَ لَا
إِلَهَ
إِلَّا اللَّهُ
مِنْ
قَلْبِهِ
دَخَلَ
الْجَنَّةَ
Ömer b. el-Hattab
(r.a.)'dan, Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’in şöyle buyurduğu rivayet
edilmiştir: "Müezzin, Allahu ekber, Allahu ekber" dediği vakit,
sizden biriniz, "Allahu ekber, Allahu ekber" müezzin, "Eşhedü
en la ilahe illallah" dediği vakit, o da; "Eşhedü en la ilahe
illallah" müezzin, "Eşhedü enne Muhammeden Resulullah "dediğinde
o da, "Eşhedu enne Muhammeden Resulullah"; müezzin, "Hayye
ale's-salah" dediği vakit, "La havle ve la kuvvete illa billah";
müezzin, "Hayye ale'l-felah" deyince o, "La havle vela kuvvete
illa billah"; Allahu ekber, Allahu ekber", dediğinde, "Allahu
ekber Allahu ekber" sonra müezzin, "La ilahe illallah" dediği
vakit, bütün kalbiyle, "La ilahe illallah" derse, cennete girer.
Diğer tahric: Müslim,
salat
AÇIKLAMA: Ezana icabet etme mevzuunu 522 numaralı
hadisin şerhinde açıkladığımızdan, burada aynı konu üzerinde durmaya lüzum
görmüyor, ezan ve ikametin okunuş şekillerini açıklamak istiyoruz.
Bilindiği
gibi ezan cümlelerinin sonunda bir sekte ile durulacağı mevzuunda dört mezheb
alimleri arasında ittifak vardır. İkamette ise, sekte yapılmaz sür'at
gösterilir.
Bu
hüküm Hanefî imamlarından İbnu'l-Hümam tarafından şöyle ifade edilmiştir:
"Ezanda iki defa okunan cümlelerinden her iki cümlenin arası bir sekte ile
ayrılır"[Fethu'l-Kadir,
I, 170.]
İbn
Nuceym ise el-Bahru'r-raik isimli eserinde "ezan yavaş, ikamet ise
sür'atli okunur, bunun ölçüsü ezanda, tekrarlanan kelimeler arasında durmak,
ikamette ise, durmamaktır" [İbnü'n-Nüceym, el-Bahru'r-raik, I, 271.] diyor. Yine Hanefî
alimlerinden İbn Abidîn merhum şunları söylemektedir: "Ben Efendimiz
Abdülğanî'nin bu mevzuda özel bir risale yazdığını gördüm. Bu risalede netice
olarak şunları söylüyordu: "Sünnet olan birinci Allahu ekber lafzının
üzerinde durarak (ra)'yı sakin okumaktır. Şayet birinci Allahu ekber'i ikinciye
bitiştirirse yine üzerinde durmaya niyyet eder fakat ra'nın harekesini fetha
okur. Eğer ra'nın harekesini zamme okursa, sünnete aykırı hareket etmiş
olur."[İbn
Abidîn Tercemesi, II, 71.]
Bu
mevzuda Ni'met-i İslam sahibi Muhammed Zihnî Efendi sözü geçen eserinde
şunları nakletmektedir: "Ezan ve ikamet meczumdur ki, gerek tekbirler, gerek
sair cümleler, birbirine vasi olunmamak üzere ahirleri sakin bırakılır.
Tekbirlerin bitîştirilmesinde "ra"lar nakl-i hareke ile meftuh olur
‘Allahu ekbere Allahu ekber’ şeklinde okunur.Nas bundan gafillerdir. Ezanda
hakikaten vakf ikamette niyyeten vakf
vardır.”[M.
Zihrî, Ni'met-i islam s.175.]
Hadis-i
şerifte "kim bu şekilde hareket ederse cennete girdi" şeklinde geçmiş
zaman sîgası (kipi) kullanılarak "girecektir" manasının kast edilmesi
ileride Cennete gireceğinin kesinliğine delalet eder. Ancak buradaki Cennete
girmek kelimesiyle kast edilen, cehennemde günahlarının azabını çektikten sonra
Cennete girmek değildir. Bilakis ilk Cennete girenlerden olacaktır anlamına
gelmektedir. Çünkü günahının azabını çektikten sonra Cennete girmek, zaten her
mü'min için söz konusudur.