DEVAM: 123. Cünübün
Teyemmüm Etmesi
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
أَخْبَرَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ
أَيُّوبَ
عَنْ أَبِي
قِلَابَةَ
عَنْ رَجُلٍ
مِنْ بَنِي
عَامِرٍ
قَالَ
دَخَلْتُ فِي
الْإِسْلَامِ
فَأَهَمَّنِي
دِينِي
فَأَتَيْتُ
أَبَا ذَرٍّ
فَقَالَ
أَبُو ذَرٍّ
إِنِّي
اجْتَوَيْتُ
الْمَدِينَةَ
فَأَمَرَ لِي
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِذَوْدٍ
وَبِغَنَمٍ
فَقَالَ لِي
اشْرَبْ مِنْ
أَلْبَانِهَا
قَالَ
حَمَّادٌ
وَأَشُكُّ
فِي أَبْوَالِهَا
هَذَا قَوْلُ
حَمَّادٍ
فَقَالَ
أَبُو ذَرٍّ
فَكُنْتُ
أَعْزُبُ
عَنْ
الْمَاءِ
وَمَعِي أَهْلِي
فَتُصِيبُنِي
الْجَنَابَةُ
فَأُصَلِّي
بِغَيْرِ
طَهُورٍ
فَأَتَيْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِنِصْفِ
النَّهَارِ
وَهُوَ فِي
رَهْطٍ مِنْ
أَصْحَابِهِ
وَهُوَ فِي
ظِلِّ
الْمَسْجِدِ
فَقَالَ أَبُو
ذَرٍّ
فَقُلْتُ
نَعَمْ
هَلَكْتُ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
قَالَ وَمَا
أَهْلَكَكَ
قُلْتُ
إِنِّي
كُنْتُ
أَعْزُبُ
عَنْ
الْمَاءِ وَمَعِي
أَهْلِي
فَتُصِيبُنِي
الْجَنَابَةُ
فَأُصَلِّي
بِغَيْرِ
طُهُورٍ
فَأَمَرَ لِي
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ بِمَاءٍ
فَجَاءَتْ
بِهِ
جَارِيَةٌ
سَوْدَاءُ
بِعُسٍّ
يَتَخَضْخَضُ
مَا هُوَ
بِمَلْآنَ
فَتَسَتَّرْتُ
إِلَى
بَعِيرِي
فَاغْتَسَلْتُ
ثُمَّ جِئْتُ
فَقَالَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ يَا
أَبَا ذَرٍّ
إِنَّ
الصَّعِيدَ
الطَّيِّبَ
طَهُورٌ
وَإِنْ لَمْ
تَجِدْ
الْمَاءَ
إِلَى عَشْرِ
سِنِينَ فَإِذَا
وَجَدْتَ
الْمَاءَ
فَأَمِسَّهُ
جِلْدَكَ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
رَوَاهُ
حَمَّادُ
بْنُ زَيْدٍ
عَنْ
أَيُّوبَ
لَمْ يَذْكُرْ
أَبْوَالَهَا
قَالَ
أَبُو دَاوُد
هَذَا لَيْسَ
بِصَحِيحٍ
وَلَيْسَ فِي
أَبْوَالِهَا
إِلَّا حَدِيثُ
أَنَسٍ
تَفَرَّدَ
بِهِ أَهْلُ
الْبَصْرَةِ
Ben-i Amir'den bir
zatın,şöyle dediği rivayet edilmiştir: "İslama (yeni) girmiştim. Dinim
beni gayrete getirdi. (Dini konulara sarıldım). Ebu Zerr'e geldim. Ebu Zerr şöyle
dedi: Medine'nin havası bana dokundu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bir zevd (üç yaş ile dokuz yaş arasındaki deve) ile bir koyun (almamı) emretti
ve "Sütlerinden iç " buyurdu.
Hammad dedi ki:
"(Şeyhimin) idrarından da iç (deyip demediğinde) şüphe ediyorum. "
Ebu Zerr devamla şöyle
dedi: Ben sudan uzakta idim, ve hanımım da benimle beraberdi. Bu yüzden cünup
oluyor ve abdestsiz namaz kılıyordum. (Bir gün) öğle vakti Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldim. Efendimiz ashabından bir cemaat içinde
mescidin gölgesinde idi. (Beni görünce): (Ne bu halin) Ebu Zerr? buyurdu.
Evet, ya Resulullah
helak oldum, dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Seni helak
eden nedir? "diye buyurdu.
Ben sudan uzakta idim ve
ailem benim yanımda idi. Bu yüzden cünup oluyor ve abdestsiz namaz kılıyordum,
dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benim için su getirilmesini
emretti ve siyah bir cariye içinde su çalkalanan bir kap getirdi. Tam dolu
olmayan o su kabını alıp devemin arkasına gizlenip yıkandım ve geldim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöye buyurdu:
Ey Eba Zerr, on seneye
kadar bile su bulamazsan muhakkak temiz toprak temizleyicidir suyu bulduğun
zaman suyla yıkan (guslet).
Ebu Davud şunları ilave
etti: Bunu Hammad bin Zeyd, Eyyub'dan "idrarlarını" zikretmeden
rivayet etti. (Bu hadiste) "idrarlarını" sözü sahih değildir.
"İdrarlar" (lafzı) hakkında Enes hadisinden başkası yoktur. Onu da
sadece Basralılar rivayet etmiştir.
Diğer tahric: Nesai,
tahare; Ahmed b. Hanbel, V, 146.
AÇIKLAMA: Görüldüğü gibi bu
rivayet, önceki hadisle hemen hemen aynıdır.Fazla olarak bu rivayette, Ebu Zerr
(r.a.)m koyunla birlikte bir de deve götürdüğü ve ailesi yanında olduğu için
cünüplüğün temas neticesinde meydana geldiği anlaşılmaktadır. Buna göre,
teyemmümale temizlenilen cünüplüğün isteyerek olması ile elde olmadan olması
arasında fark yoktur.
Hammad'ın
şüphe olarak belirtdiği fakat Enes hadisinde açıkça ifade edilen
"idrarları" kelimesinden, İmam Malik'le İmam Ahmed, deve ve buna
kıyasla eti yenen hayvanların idrarlarının temiz olduğu hükmüne varmışlardır.
Hanefi
ve Şafiilere göre eti yenen ve yenmeyen bütün hayvanların idrarları ve tersleri
pistir. "İdrardan sakınınız. Çünkü kabir azabının çoğu, idrardandır"
Hadisinin umumu delil olarak kabul edilmiştir. Bu görüş sahipleri, adı geçen
Enes hadisi ile yapılan istidlale, Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem)in
vahy ile şifa vereceğini bildiği için tedavi maksadıyle idrarı süte karıştırarak
içmeyi emrettiğini söyleyerek cevap vermişlerdir.
Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in, "Muhakkak temiz toprak
temizleyicidir" beyanının mutlak oluşundan, teyemmüm hususunda yolcu ile
yolcu olmayan arasında fark olamadığı, zaman uzasa bile suyu kullanma imkanı
olmadığı takdirde teyemmümün caiz olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü Efendimiz
teyemmümün cevazı için bir mekan tayin etmemiştir.