SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 334 >>

بَاب إِذَا خَافَ الْجُنُبُ الْبَرْدَ أَيَتَيَمَّمُ

124. Soğuktan Korktuğu Zaman Cünub Kişi Teyemmüm  Edebilir Mi?

 

حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُثَنَّى أَخْبَرَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ أَخْبَرَنَا أَبِي قَالَ سَمِعْتُ يَحْيَى بْنَ أَيُّوبَ يُحَدِّثُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي حَبِيبٍ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ أَبِي أَنَسٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ جُبَيْرٍ الْمِصْرِيِّ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ قَالَ احْتَلَمْتُ فِي لَيْلَةٍ بَارِدَةٍ فِي غَزْوَةِ ذَاتِ السُّلَاسِلِ فَأَشْفَقْتُ إِنْ اغْتَسَلْتُ أَنْ أَهْلِكَ فَتَيَمَّمْتُ ثُمَّ صَلَّيْتُ بِأَصْحَابِي الصُّبْحَ فَذَكَرُوا ذَلِكَ لِلنَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ يَا عَمْرُو صَلَّيْتَ بِأَصْحَابِكَ وَأَنْتَ جُنُبٌ فَأَخْبَرْتُهُ بِالَّذِي مَنَعَنِي مِنْ الِاغْتِسَالِ وَقُلْتُ إِنِّي سَمِعْتُ اللَّهَ يَقُولُ وَلَا تَقْتُلُوا أَنْفُسَكُمْ إِنَّ اللَّهَ كَانَ بِكُمْ رَحِيمًا فَضَحِكَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَلَمْ يَقُلْ شَيْئًا قَالَ أَبُو دَاوُد عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ جُبَيْرٍ مِصْرِيٌّ مَوْلَى خَارِجَةَ بْنِ حُذَافَةَ وَلَيْسَ هُوَ ابْنُ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ

 

Amr bin el-As (r.a.)den demiştir ki; "Zatü's-selasil gazvesinde iken soğuk bir gecede ihtilam oldum. Gusledersem helak olacağımdan korkup teyemmüm ettim ve arkadaşlarıma (orduya) sabah namazını kıldırdım. (Medine'ye döndükten sonra) bunu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e haber verdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ya Amr, sen ashabına cünup olarak mı, namaz kıldırdın? diye sordu.

 

Beni yıkanmaktan alıkoyan şeyi haber vererek şöyle dedim; Ben Allah'ın şöyle buyurduğunu işittim: “Kendi kendinizi öldürmeyiniz, muhakkak Allah size karşı merhametlidir."[Nisa 29] Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) güldü, hiç bir şey demedi.

 

Ebu Davud dedi ki; Abdurrahman bin Cubeyr Mısırlı'dır, Harice bin Huzafe'nin azathsıdır. Cubeyr bin Nufeyr değildir.

 

 

Diğer tahric: Biraz değişik şekli için bk. Buharî, teyemmüm

 

AÇIKLAMA:     Zatü’s-selasil gazvesi hicri 8. senede yapılmıştır. Müşrikler, içlerinden bazılarının korkarak kaçmalarından çekindikleri için birbirlerine zincirlerle bağlanmışlardı. Bu yüzden bu isimle anılmaktadır. Bu isim hakkında başka görüşler varsa da meşhur olanı budur. Bu gazve hakkında kısaca şu bilgileri yazalım:

 

Kuzaa Kabilesinden bir gurup toplanarak Medine civarına yaklaşmak isdediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Amr bin As'ı çağırarak üç yüz kişi ile düşmana karşı gönderdi. Amr, onlara yaklaşınca çok kalabalık olduklarını öğrendi ve Hz. Peygamber'den yardım istedi. Efendimiz de içlerinde Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer de bulunan iki yüz kişilik bir kuvvetle Ebu Ubeyde'yi gönderdi. Müslümanlar, düşmana şiddetli bir hamle yaptılar. Onlar da korkarak dağıldılar.

 

Hadisten anlaşıldığına göre, soğuğun zarar vermesinden korkulduğu takdirde gusül yerine teyemmüm caizdir. Çünkü Peygamber Efendimiz Amr bin As'ın gusletmeyip teyemmüm etmesinin sebebini öğrenince ona karşı çıkmamış, bilakis gülerek mukabelede bulunmuştur. İbn Reslan, tebessüm ve gülmenin ikrar yönünden sükuttan daha kuvvetli olduğunu söyler. Ancak soğuktan korkan kimsenin gusül yerine teyemmüm edip edemeyeceği ulema arasında ihtilaflıdır.

 

Ata bin Ebi Rebah ve Hasen el-Basri'ye göre Ölecek de olsa, bu durumda teyemmüm caiz değildir, gusletmesi gerekir. Süfyan es-Sevri ve İmam Malik soğuğu hastalık mesabesinde tutarak mutlak manada teyemmümü caiz görmüşlerdir. İmam Ebu Hanife bu durumda teyemmümü hazarda bile caiz görürken, Ebu Yusuf ve Muhammed hazar halinde caiz görmemişler; cevazı seferle kayıtlamışlardır.

 

İmam Şafii'ye göre yıkandığı takdirde helak olacağından korkan kimse teyemmüm ederek namazını kılar, fakat sonradan bu şekilde kıldığı namazlarını kaza eder. Bu konuda İbn Reslan da şöyle der: "Suyu ısıtmaya veya hatta onu, zarar vermeyecek şekilde kullanmaya imkan bulan kimse teyemmüm edemez. Mesela Uzuvlarını teker teker yıkayıp örtmeye böylece soğuktan korunmaya muktedir olan kimse gusletmelidir. Ama buna imkan bulamazsa teyemmüm edebilir. Ulemanın çoğunuluğunun görüşü bu merkezdedir."

 

Bu durumda teyemmümü caiz görenler hükmen, suyu yok kabul etmişlerdir.Hanefilere göre sudan bir mil (1855m) uzakta olan kimse de hükmen suya sahip değildir. Teyemmüm edebilir. Yine aynı şekilde suya gittiği takdirde kendisine veya malına (İmam Ebu Hanife'ye göre bir dirhem, Malik'e göre temizleneceği suyun parası kadar bile olsa) zarar geleceğinden korkan kimseye göre de su hükmen yok sayılır, teyemmüm edebilir.

 

 

DEVAM