SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 330 >>

DEVAM: 122. Hazarda Teyemmüm

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الْمَوْصِلِيُّ أَبُو عَلِيٍّ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ ثَابِتٍ الْعَبْدِيُّ أَخْبَرَنَا نَافِعٌ قَالَ انْطَلَقْتُ مَعَ ابْنِ عُمَرَ فِي حَاجَةٍ إِلَى ابْنِ عَبَّاسٍ فَقَضَى ابْنُ عُمَرَ حَاجَتَهُ فَكَانَ مِنْ حَدِيثِهِ يَوْمَئِذٍ أَنْ قَالَ مَرَّ رَجُلٌ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي سِكَّةٍ مِنْ السِّكَكِ وَقَدْ خَرَجَ مِنْ غَائِطٍ أَوْ بَوْلٍ فَسَلَّمَ عَلَيْهِ فَلَمْ يَرُدَّ عَلَيْهِ حَتَّى إِذَا كَادَ الرَّجُلُ أَنْ يَتَوَارَى فِي السِّكَّةِ ضَرَبَ بِيَدَيْهِ عَلَى الْحَائِطِ وَمَسَحَ بِهِمَا وَجْهَهُ ثُمَّ ضَرَبَ ضَرْبَةً أُخْرَى فَمَسَحَ ذِرَاعَيْهِ ثُمَّ رَدَّ عَلَى الرَّجُلِ السَّلَامَ وَقَالَ إِنَّهُ لَمْ يَمْنَعْنِي أَنْ أَرُدَّ عَلَيْكَ السَّلَامَ إِلَّا أَنِّي لَمْ أَكُنْ عَلَى طُهْرٍ قَالَ أَبُو دَاوُد سَمِعْت أَحْمَدَ بْنَ حَنْبَلٍ يَقُولُ رَوَى مُحَمَّدُ بْنُ ثَابِتٍ حَدِيثًا مُنْكَرًا فِي التَّيَمُّمِ قَالَ ابْنُ دَاسَةَ قَالَ أَبُو دَاوُد لَمْ يُتَابَعْ مُحَمَّدُ بْنُ ثَابِتٍ فِي هَذِهِ الْقِصَّةِ عَلَى ضَرْبَتَيْنِ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَرَوَوْهُ فِعْلَ ابْنِ عُمَرَ

 

(Abdullah bin Ömer'in azatlısı) Nafi' demiştir ki; Bir ihtiyaç için ibn Ömer'le beraber İbn Abbas'a gittik. İbn Ömer, (İbn Abbas'la ilgili olan) ihtiyacını giderdi, (sonra döndük). İbn Ömer o günkü konuşması arasında şöyle dedi: (Medine) yollar(m)dan birinde bir adam büyük veya küçük abdestinden çıkmış olan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e rastlayıp selam verdi. Fakat Efendimiz selamını almadı. Adam nerede ise sokakta kayboluyordu (uzaklaşmıştı) ki, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ellerini duvara vurdu yüzünü mesnetti. Sonra tekrar vurdu, kollarını meshetti, sonra da adamın selamını iade edip şöyle buyurdu: "Selamını almadığıma sebep abdestsiz olmamdan başka bir şey değildir."

 

Ebu Davud dedi ki; Ahmed bin Hanbel'i, "(Bu hadisin raviierinden olan) Muhammed bin Sabit teyemmüm hakkında münker bir hadis rivayet etti" derken işittim. (Ebu Davud'un talebelerinden) ibn Dase de şöyle demiştir: Ebu Davud; "Bu kıssadaki yere iki defa vurmanın Resulullah (s.a.v.)'den nakledildiğinde Muhammed bin Sabit'e mutabeat edilmemiştir. (Başkaları) onu İbn Ömer'in fiili olarak rivayet etmişlerdir" dedi.

 

 

Hadisi sadece Ebu Davud rivayet etmiştir.

 

AÇIKLAMA:     SENED: Musannifin bu son ilaveleri yapmaktan maksadı hadisin zayıflığına işarettir. Ayni, Buhari'nin, Muhammed b, Sabit'in bu hadisi Resulullah'a kadar ref etmesini red ettiğini söylerken, Hattabi de Muhammed bin Sabit'in hadisi ile amel edilemeyecek kadar zayıf bir ravi olduğunu, bu yüzden bu hadisin sahih olmadığını kaydeder. Beyhaki ise, bazı Hafızların bu hadisin Resulullah'a ref'ini inkar ettiklerini, bir gurubun da bunu Nafi'den İbn Ömer'in fiili olarak rivayet ettiklerini söylemiştir. Daha sonra bu hadisin ref'inin münker olmadığını, Müslim bin İbrahim'in Muhammed bin Sabit'i övüp ondan rivayette bulunduğunu ilave etmiştir.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın yolda karşılaştığı sahabinin kim olduğu bu hadiste tasrih edilmemiştir. Fakat eğer bu hadise, evvelki Hadiste beyan edilen hadisenin aynısı ise, o zatın Ebu'l-Cuheym olması gerekir.

 

METİN: Efendimizin bu zatın selamını almaması Hadiste de beyan edildiği üzere abdesti olmadığından dolayıdır. Bu konuda Ayni, İbn'l-Cevzi'nin şöyle dediğini söylemiştir: "Ya, Selam Allah'ın isimlerinden biri olduğu için, Resulullah abdestsizken selam almayı doğru bulmamıştır, ya da önceden hüküm bu iken sonradan değişmiştir."

 

Tahavi, şerhinde ise "Abdestsiz iken selam aimayı men'eden hadis abdest ayeti ile neshedümiştir. Bu hükümün ''Resulullah her zaman Allah'ı zikrederdi" mealindeki Hz. Aişe hadisi ile neshedildiği de söylenmiştir" denilmektedir.

 

 

DEVAM