بَاب
التَّيَمُّمِ
فِي
الْحَضَرِ
122. Hazarda Teyemmüm
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْمَلِكِ
بْنُ شُعَيْبِ
بْنِ
اللَّيْثِ
أَخْبَرَنَا
أَبِي عَنْ جَدِّي
عَنْ
جَعْفَرِ
بْنِ
رَبِيعَةَ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ
هُرْمُزَ
عَنْ
عُمَيْرٍ
مَوْلَى
ابْنِ عَبَّاسٍ
أَنَّهُ
سَمِعَهُ
يَقُولُ
أَقْبَلْتُ
أَنَا
وَعَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
يَسَارٍ
مَوْلَى
مَيْمُونَةَ
زَوْجِ
النَّبِيِّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
عَلَى أَبِي
الْجُهَيْمِ
بْنِ
الْحَارِثِ
بْنِ الصِّمَّةِ
الْأَنْصَارِيِّ
فَقَالَ
أَبُو
الْجُهَيْمِ
أَقْبَلَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
نَحْوَ
بِئْرِ
جَمَلٍ فَلَقِيَهُ
رَجُلٌ
فَسَلَّمَ
عَلَيْهِ
فَلَمْ
يَرُدَّ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
عَلَيْهِ
السَّلَامَ حَتَّى
أَتَى عَلَى
جِدَارٍ
فَمَسَحَ
بِوَجْهِهِ
وَيَدَيْهِ ثُمَّ
رَدَّ
عَلَيْهِ
السَّلَامَ
İbn Abbas (r.a)'ın
azatlısı Umeyr şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in zevcesi Meymune (r.anha)'nın azatlısı Abdurrahman bin Yesar'la
birlikte geldik ve Ebu Cuheym bin Haris bin Simme el-Ensari'nin yanına girdik.
Ebu Cuheym şunları söyledi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bi'ri
Cemel tarafından geliyordu. Kendisine bir adam rastlayıp selam verdi. Fakat
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selamını almadı. Bir duvara gelip
yüzünü ve ellerini meshetti sonra da adam'ın selamını aldı."
Diğer tahric: Buhari,
teyemmüm; Müslim, hayz; Nesai, tahare; Ahmed b. Hanbel, IV, 169.
AÇIKLAMA: Bu Hadisin ana mevzuu,
şartların elverdiği takdirde seferde olduğu gibi hazarda da teyemmümün caiz
olduğudur.
İkinci
husus ise Hz. Peygamber'in selamı almak için de teyemmüm etmeleri hususudur.
Halbuki yine ittifakla kabul edilen hükme göre selam alan birinin abdestli veya
teyemmümlü olması gerekmez. Abdestsiz bir kimse de selam alabilir. Ancak burada
Peygamber (s.a)'ın taharetsiz gezmemeye ve zikrullah olan selamı da taharet
üzere almasına itinası görülmektedir ve bunda ümmeti teşvik vardır. Bu
husustaki hadisler ilerde gelecektir.
Resulullah
(s.a.v.)'in, Medine'nin yakınındaki Bi'r-i Cemel denilen yerden gelirken
karşılaşıp abdesti olmadığı için selamına karşılık vermediği şahabı, Ebu
Cuheym'in, Begavi'deki rivayetinden anlaşıldığına göre, kendisidir. Bu hadise,
Medine içinde vuku bulduğu için seferde olduğu gibi hazarda da teyemmümün caiz
olduğuna delildir. Dört mezhebin muteber görüşü de budur.
Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in teyemmüm yaptığı duvar, ya vakıf gibi mubah
bir maldır ya da Efendimiz, sahibinin rızası olacağını bildiği için izin almak
ihtiyacını hissetmedi. Rıza halinde sahibine sormadan bir kimsenin malından
istifade etmek müslümanlara caizdir.
Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu teyemmümünü bazı alimler suyu bulamadığına
hamletmişlerdir. Ayni şöyle der: "Şeyh Muhyiddin; Bu hadis, Peygamber
(s.a.v.) suyu bulamadığına hemledilir. Çünkü suyun bulunması halinde, onu
(suyu) kullanmaya muktedir olan kimsenin ister vakit dar, ister geniş, ister
cenaze ve bayram namazı olsun, teyemmümün caiz olmadığını söylemiştir. Ben de
derim ki, hadis mutlaktır. Bundan selam almak gibi bir şey için, su bulunsa da
bulunmasa da teyemmüm etmenin caiz olduğu anlaşılır. Vaktin çıkmasından
korkulduğu takdirde cenaze ve bayram namazları için de hüküm budur. Yani su
olsa bile teyemmüm yapılabilir. Onun için hadisi, suyun bulunmadığına hamletme
mecburiyeti yoktur."
Begavi,
Şafiilerden naklen, vaktin darlığı halinde teyemmüm ederek farz namazın
kılınacağını, sonra abdest alarak o namazın kaza edileceğini söylemişse de bu
Şafiiler arasında pek muteber değildir. Hatta onlara göre vaktin daralması
sebebiyle cenaze ve bayram namazları için bile (su bulunduğu takdirde) teyemmüm
edilemez.
Hanefilere
göre, hüküm yukarıda Ayni'den naklettiğimiz gibidir. Vaktin çıkması korkusuyla
vakit ve cuma namazı için teyemmüm yapılamaz. Fakat cenaze ve bayram namazı
için caizdir. Ayrıca Hanefi alimlerinden bazıları bu hadise dayanarak, suyu
kullanma imkanı olduğu halde mendup olan abdestin yerine teyemmümün caiz
olduğunu söylemişlerdir.
Yine
bu hadis taş üzerinde teyemmüm caiz olduğu görüşünü de te'yid etmektedir. Çünkü
Medine'nin duvarları taş ile yapılmakta idi. Resulullah öyle bir duvarda
teyemmüm yaptı. Teyemmüm için tozu şart koşan Şafiiler . hadisi duvarda tozun
bulunduğuna hamletmişlerdir.