DEVAM: 121. Teyemmüm
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
أَبَانُ
قَالَ سُئِلَ
قَتَادَةُ عَنْ
التَّيَمُّمِ
فِي
السَّفَرِ
فَقَالَ حَدَّثَنِي
مُحَدِّثٌ
عَنْ
الشَّعْبِيِّ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ أَبْزَى
عَنْ
عَمَّارِ
بْنِ يَاسِرٍ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ إِلَى
الْمِرْفَقَيْنِ
Katade'ye seferde iken
teyemmümün hükmü soruldu. Katade; Bana bir muhaddis Şa'bi'den, o Abdurrahman
bin Ebza'dan o da Ammar bin Yasir'den (Ammar'ın) şöyle dediğini haber verdi:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (bana yüzü ve) dirseklere kadar
(elleri) meshetmemi emretti."
AÇIKLAMA: Bu rivayet elleri
dirseklere kadar meshetmeyi şart görenlerin görüşlerini te’yid etmektedir.
Katade'nin
kendisinden hadis aldığı muhaddisin ismini söylememesi hadisin sıhhatine mani
değildir. Çünkü bu zat onun katında güvenilir bir kimsedir. Nitekim, Buhari'nin
de bu şekilde rivayet ettiği hadisler vardır.