SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 247 >>

DEVAM: 97. Cünublükten Ğusletmek (Yıkanmak)

 

حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ بْنُ جَابِرٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُصْمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ قَالَ كَانَتْ الصَّلَاةُ خَمْسِينَ وَالْغُسْلُ مِنْ الْجَنَابَةِ سَبْعَ مِرَارٍ وَغَسْلُ الْبَوْلِ مِنْ الثَّوْبِ سَبْعَ مِرَارٍ فَلَمْ يَزَلْ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَسْأَلُ حَتَّى جُعِلَتْ الصَّلَاةُ خَمْسًا وَالْغُسْلُ مِنْ الْجَنَابَةِ مَرَّةً وَغَسْلُ الْبَوْلِ مِنْ الثَّوْبِ مَرَّةً

 

Abdullah b. Ömer (r.a.)'den, şöyle demiştir: "Namaz elli (vakit), cünuplükten dolayı yıkanmak yedi defa ve elbiseden idrarı yıkamak yedi defa idi. Resululah (sallallahu aleyhi ve sellem) namaz beş vakit, cünuplükten dolayı yıkanmak bir ve elbiseden sidiği yıkamak da bir defaya indirilinceye kadar (Allah'a) duaya devam etti."

 

 

AÇIKLAMA:     Hadisten anlaşıldığına göre, Allah Teala başlangıcında namazı elli vakit, cünuplükten dolayı yıkanmayı yedi defa ve elbisedeki sidiği yıkamayı yedi defa gerekli kılmıştı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah Teala'nın rahmetinin büyüklüğüne güvenerek bunların hafifletilmesi için dua ve tazarruda bulunmaya başladı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in isteği namaz beş vakit, diğerleri de birer defa oluncaya kadar devam etti.

 

Namazın önce elli vakit olarak farz kılınıp da sonra beş vakte indirilmesi Mi'rac gecesinde olmuştur. Müslim'deki rivayete göre, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hadiseyi şu şekilde haber vermiştir:

 

"Allah (c.c) bana her gün ve gece de elli vakit namazı farz kıldı Musa (a.s.)'ın yanına indim, bana "Allah, ümmetine neyi farz kıldı" diye sordu, ben de "elli vakit namazı" dedim.

 

Rabbine dön ve hafifletilmesini iste. Çünkü ümmetinin gücü buna yetmez. Ben israil oğullarını imtihan edip denedim   dedi. Ben de Rabbime dönüp "Ya Rabbi benim ümmetime (namazı) hafiflet" diye dua ettim. Allah (c.c) beş vaktini indirdi. Sonra tekrar Musa (a.s.)'a döndüm ve Allah'ın benden beş vakti eksilttiğini söyledim, Musa (a.s.):

 

Ümmetinin gücü buna da yetmez, Rabbine dön ve hafifletilmesini iste, dedi. Allah Teala: "Ya Muhammed, bunlar her gece ve gündüz beş namazdır. Her namaz için on namaz (sevabı) vardır, bu da elli eder" buyuruncaya kadar Allah (c.c) ile Musa (a.s.) arasında gidip gelmeye devam ettim."[410]

 

Cünuplükten dolayı yıkanmanın bir defaya indirilmesi ile, elbisedeki idrarı yıkamanın bir defaya indirilmesinin namazla birlikte Mi'rac gecesinde veya ayrı ayrı zamanlarda olması muhtemeldir.

 

Ancak sarihlerin beyanına göre İslam'ın ilk yıllarında olabileceğini söylemeleri yanında hadis zayıf olduğu için delil değildir, diyenler üzerinde fazla durmadıklarından yeterli bilgi elde edilememiştir. Hadisin sahih olduğu kabul edilse bile namazın elli vakitten beş vakte indirilmesi hususu sahih hadislerle sabittir. Fakat cünuplükten temizliğin, elbisenin yedi defa yıkanarak temizlenmesinin hükmü sahih hadislerde varid olmamıştır. Buna göre de imamların ittifak ettikleri husus cünüplekte su bütün vücuda nüfuz etmesi halinde bir defa ile iktifa edileceğidir. Elbisede de durum aynıdır.

 

Elbisedeki bir pisliğin yıkanması, Şafii ve Malikilere göre bir defadır. Ancak Şafiilere göre üç defa yıkamak menduptur. Eğer necaset bir veya üç defa yıkamakla yok olmamışsa, zail oluncaya kadar yıkamaya devam etmek gerekir. Ahmed b. Hanbel'den gelen iki rivayetten biri de bu şekildedir. Muğni müellifi İbn Kudame bunu tercih etmiştir.

 

Hanefilere göre necaset ikiye ayrılır:

 

Necaset-i Galiza: İnsanın tersi ve sicjiği, eti yenmeyen hayvanların tersi, sidiği ve salyası, eti yenen hayvanlardan tavuk, kaz ve ördeğin tersi, kan, irin, meni, mezi, vedi, hayz ve nifas ile istihaza kanları ağız dolusu kusuntu gibi insanın bedeninden çıkıp da abdesti bozan şeyler bir de şarap ve boğazlanmadan ölmüş hayvanın eti ve derisi.

 

Necaset-i hafife: Atın ve eti yenen ehli ve vahşi hayvanların sidiği, eti yenmeyen kuşların tersi, eti yenen hayvanların, eşek ve katırın sidiği, İmam A'zam'a göre galiza, imameyne göre hafifedir. Fetva İmameynin görüşüne göre verilmektedir. (Ebu Yusuf ve Muhammed r.a.)

 

Bu necasetlerden galiza'nın katı olanının dirhem miktarından fazlası namaza mani, daha azı mani değildir. Sıvı olanında ise, avuç içi miktarından azı namaza mani değil, daha fazlası manidir.

 

Necaset-i hafifenin isabet ettiği yer elbisenin veya bedenin dörtte birinden az ise namaza mani değil, dörtte birine denk veya daha fazla ise, namaza manidir.

 

İmam Ebu Yusuf'a göre enine boyuna bir karış miktarı namaza mani değil, daha fazlası manidir. Elbise veya bedende namaza mani olacak miktarda pislik varsa (ister galiza, ister hafife) hemen yıkanması gerekir. Bu pisliklerde ya gözle görülür yani, kuruduktan sonra iz bırakır, ya da gözle görülmez yani kuruduktan sonra iz bırakmaz.

 

Gözle görülen bir necasetle pislenmiş olan şey, pisliğin aynı ve eseri yok olunca temiz olur. Temizleme yolunun, yıkamak, silmek, ovalamak (v.s.) olması arasında fark yoktur. Pislik yıkanarak giderilecekse suyun akıcı veya durgun,az veya çok olması arasında fark olmadığı gibi yıkamanın adedi de mühim değildir. Mühim olan pisliğin kendisi ve eserinin ortadan kaldırılmasıdır.

 

Renk ve kokudan ibaret olan eserin kalması, (izalesi meşakkatli olduğu için) zarar vermez. Bunları gidermek için sabun ve deterjan kullanmak zarureti yoktur.

 

Gözle görülmeyen (iz bırakmayan) necasetle pislenmiş olan şey, yıkayanın zann-i galibine göre temizlenmiş oluncaya kadar yıkanır.Müftabih olan görüşe göre aded mühim değildir. Ancak zann-ı galib üç defa yıkamak ve yıkanılan şey sıkılabilecek cinsten ise, her seferinde sıkmakla hasıl olur. Bilhassa üçüncü yıkayışta damlalar kesilinceye kadar sıkılmaya devam edilmelidir.

 

Bu hususta itibar sıkanın kendi kuvvetinedir. Tahtavi'nin beyanına göre, galebe-i zannın üç defa yıkamakla hasıl olacağı şeklinde bir mecburiyet yoktur. Bu üçten az yıkamakla da hasıl olabilir. Hatta pis bir elbise üzerinden su akıtılsa ve zann-ı galibe göre o elbisenin temizlendiği kanaati hasıl olsa. yıkama ve sıkma olmadığı halde, o elbisenin kullanılması caiz olur.Vesveseli olmayan kimse hakkında zahir budur. Vesveseli olan için uygun olan, zann-ı galibi sayı ile takdir etmektir ki, o da üçtür.

 

Eğer elbisenin yıkandığı su akıcı olmazsa, o zaman her bir yıkanışta sıkılması zahir-i rivayete göre lazımdır. Ebu Yusuf'tan sıkılmanın şart olmadığına dair bir görüş de rivayet edilmiştir. Esas olan temiz olduğuna dair zann-i galibin hasıl olmasıdır.

 

 

DEVAM