بَاب
فِي
الرَّجُلِ
يَطَأُ
الْأَذَى
بِرِجْلِهِ
80. (Ayağıyla)
Necaset'e Basan Kimse'nin Abdest Alıp Almayacağı
حَدَّثَنَا
هَنَّادُ
بْنُ
السَّرِيِّ
وَإِبْرَاهِيمُ
بْنُ أَبِي
مُعَاوِيَةَ
عَنْ أَبِي مُعَاوِيَةَ
ح و
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنِي
شَرِيكٌ وَجَرِيرٌ
وَابْنُ
إِدْرِيسَ
عَنْ
الْأَعْمَشِ
عَنْ شَقِيقٍ
قَالَ قَالَ
عَبْدُ
اللَّهِ كُنَّا
لَا
نَتَوَضَّأُ
مِنْ
مَوْطِئٍ وَلَا
نَكُفُّ
شَعْرًا
وَلَا
ثَوْبًا قَالَ
أَبُو دَاوُد
قَالَ
إِبْرَاهِيمُ
بْنُ أَبِي
مُعَاوِيَةَ فِيهِ
عَنْ
الْأَعْمَشِ
عَنْ شَقِيقٍ
عَنْ مَسْرُوقٍ
أَوْ
حَدَّثَهُ
عَنْهُ قَالَ
قَالَ عَبْدُ
اللَّهِ
وَقَالَ
هَنَّادٌ
عَنْ شَقِيقٍ
أَوْ
حَدَّثَهُ
عَنْهُ
Abdullah (b. Mes'ud)
(r.a.) şöyle demiştir:"Biz (Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'le
beraber olur) pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) saçın ve
elbisenin yere değmesine de mani olmazdık."
Ebu Davud şöyle
demiştir; İbrahim b. Ebi Muaviye hadisinde, "A'rneş'ten o da Şakik'den o
da Mesruk'tan (vasıtalı olarak)" veya, "Şakik el-A'meş'den
(aralarında vasıta olmadan) Mesruk'tan Abdullah (b. Mes'ud) şöyle dedi... diye
haber verdi." dedi.
Hennad'da;
"(Mesruk'tan veya A'meş, Ebu Muaviye'ye) Şakik'den haber verdi ki Abdlulah
(b. Mes'ud) şöyle demiştir..." dedi.
Diğer tahric: Tirmizî,
tahare; İbn Mace İkame
AÇIKLAMA: Bu Hadisin Hakim
tarafından rivayeti, "Biz Resulullah’la birlikte namaz kılar pisliğe
basmaktan dolayı abdest almazdık" şeklindedir. Buradaki لَا
نَتَوَضَّأُ ibaresinin "Abdest almazdık" anlamında şer'i
manasında mı yoksa "Ayağımızı yıkamazdık" anlamına lügavi manasında
mı kullanıldığı alimler arasında ihtilaf konusu olmuştur.
Hattabi,
Kelimeyi "abdest almazdık*' manasına alarak, "Bununla, ayaklarına
pislik bulaştığında abdesti yenilemediklerini kasdetmiştir. Ayaklarını
yıkamadıklarını, pislikten temizlemediklerini değil" demiştir.
İraki
de şöyle der; "Buradaki vudu'un temizleme anlamına lügavi manasına
kullanılmış olması muhtemeldir. Buna göre mana: Onlar çamur gibi şeylere
basmaktan dolayı ayaklarını yıkamazlar, çamurun aslının temiz oluşuna binaen
onun üzerinde yürürlerdi, şeklinde olur."
Ancak
Hakim'in rivayetinde pisliğe bastıktan sonra namaz kıldıkları ifade edildiğine
göre Hattabi'nin söylediğinin daha sahih olması uygun görünmektedir.
Beyhaki,
daha değişik bir anlayışla buradaki necasetin kuru necaset olduğunu ve Ashabın
buna basmaktan dolayı ayaklarını yıkamadıklarını ifade etmiştir.
Tirmizi,
bu konuda şöyle der: "Bu, ehl-i ilimden bir çoklarının görüşüdür. İnsan, pis
bir yere bastığı zaman ayağını yıkaması gerekmez, ancak pislik yaş ise yıkaması
lazımdır, dediler."
Abdullah
b. Mes'ud hadisin son tarafında saçlarını ve elbiselerini yerden
sakınmadıklarını da ilave etmiştir.
Hattabi,
bu konu ile alakalı olarak da şunları kaydetmektedir: "Bunun manası şudur:
Namaz kıldığımızda onların tozlanmaması için topraktan korumazdık. Bilakis
onları yere değecek biçimde salıverirdik. Onlar da azalarla birlikte secde
ederlerdi. Ancak saçların temiz olan yerlere dökülmesi halinde buna mani
olunmaz."