بَاب
الْوُضُوءِ
ثَلَاثًا
ثَلَاثًا
52. Abdest Organlarını
Üçer Kerre Yıkamak
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
أَبُو عَوَانَةَ
عَنْ مُوسَى
بْنِ أَبِي
عَائِشَةَ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
شُعَيْبٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ جَدِّهِ
أَنَّ
رَجُلًا
أَتَى النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ فَقَالَ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
كَيْفَ
الطُّهُورُ
فَدَعَا
بِمَاءٍ فِي
إِنَاءٍ
فَغَسَلَ
كَفَّيْهِ
ثَلَاثًا
ثُمَّ غَسَلَ
وَجْهَهُ
ثَلَاثًا
ثُمَّ غَسَلَ
ذِرَاعَيْهِ
ثَلَاثًا
ثُمَّ مَسَحَ
بِرَأْسِهِ
فَأَدْخَلَ
إِصْبَعَيْهِ
السَّبَّاحَتَيْنِ
فِي
أُذُنَيْهِ
وَمَسَحَ
بِإِبْهَامَيْهِ
عَلَى
ظَاهِرِ
أُذُنَيْهِ
وَبِالسَّبَّاحَتَيْنِ
بَاطِنَ أُذُنَيْهِ
ثُمَّ غَسَلَ
رِجْلَيْهِ
ثَلَاثًا
ثَلَاثًا
ثُمَّ قَالَ
هَكَذَا
الْوُضُوءُ
فَمَنْ زَادَ
عَلَى هَذَا
أَوْ نَقَصَ
فَقَدْ
أَسَاءَ
وَظَلَمَ أَوْ
ظَلَمَ
وَأَسَاءَ
Amr b. Şuayb'ın babası
(Şuayb b. Muhammed b. AbdilIah b. Amr b.. As) vasıtasıyla dedesinden (Abdullah
b. Amr b. As) rivayet ettiğine göre, Abdullah b. Amr demiştir ki: Bir adam
Rasul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gelip "Ya Rasulallah
(s.a.v.) abdest nasıl alınır?" diye
sordu.
Rasul-i Ekrem
(sallallahu aleyhi ve sellem) de bir kap su isteyerek, ellerini üç kere, yüzünü
üç kere, kollarını üç kere yıkadı. Başına mesh etti. Şehadet parmaklarını
kulaklarına sokarak uçlarıyla içini, baş parmaklarıyla dışlarını meshetti. Daha
sonra ayaklarını üçer kere yıkadı ve akabinde de: "İşte abdest böyle
alınır. Kim, buna bir şey ekler veya eksiltirse (Rasulullah'a muhalefetten
dolayı) kendisine isaet etmiş ve zulmetmiş olur." veya "zulmetmiş ve
isaet etmiş olur" buyurdu."
Diğer tahric: Nesai,
tahare; İbn Mace, tahare
AÇIKLAMA: Bu Hadisten kamil
(eksiksiz) abdestin abdest organlarının üçer kere yıkanmasıyla gerçekleşeceği
anlaşılmaktadır. Ancak Rasulullah (s.a.v.)'in abdest organlarını bazan bir
[Buhari, vudu'; Tirmizi, tahare 26, 32, 34, 35; Nesat tahare; İbn Mace, tahare
45,47; Darimi, tahare 29 ve (138 nolu hadis)] bazan da iki defa [53.bab
hadislerine bak] yıkayarak bu sayılarda abdest organlarını yıkamanın da caiz
olduğunu fiilen ifade ettiğinden bu Hadiste geçen "Kim buna bir şey ilave
eder veya bunu eksiltirse İsaet etmiş veya zulm etmiş olur" cümlesindeki
"Isaet ve Zulm" kelimeleri üzerinde çeşitli açıklamalar yapmışlardır.
Yıkanan abdest organlarının üçten fazla yıkanması Rasul-i Ekrem (s.a.v.)'in
sünnetine uymadığından hem sevabı yoktur, hem de nefsi yormak ve suyu israf
etmektir ki bu nefse zulüm ve haddi aşmaktır. Sünnet terk edildiği için de bir
isaet yani adaba riayetsizlik veya abdestin sevabından ve kemalinden mahrum
kalmaya sebep olacağı için de nefse zulümdür.
Abdest
organlarını üçden az yıkamanın isaet (adaba riayetsizlik) veya nefse zulüm
olması ise, üç kere bu organları yıkayanın abdestindeki kemale ve sevaba
nisbetledir. Aslında bir veya iki kere abdest organlarını yıkamakla da abdest
sahih olur. Ancak üçden az yıkamayı isaet veya zulüm olarak tavsif etmek
hususunda Hadisler arasında ifade birliği yoktur. Bu bakımdan ibn Hacer,
Müslim'in bu hadisi ravi Amr b. Şuayb'den dolayı münker saydığını söyleyerek bu
hadisin zayıf olduğuna dikkat çekmekte ve bir veya iki kere abdest organlarının
yıkanmasıyla abdestin sahih olacağını ve sahibinin ise isaet ve zulüm işlemiş
olmayacağını ifade etmektedir.
ibn
Mevvak ise, "isaet veya zulm*' kelimelerindeki tereddüt ve şüphe ifade
eden "veya" lafzının hadisin aslında olmayıp raviye ait bir söz
olduğunu böyle bir şüphenin, ravi Ebu Avane'yi güvenilir bir ravi olmaktan
çıkaramayacağını, zira bu türlü şüphelerden Allah'ın muhafaza ettiği kişilerden
başka kimsenin kurtulamayacağını, binaenaleyh bu hadisin zayıflığına
hükmetmenin doğru olmayacağı görüşünü bildirmiştir.
Hanefi
ulemasından Ayni de buradaki isaet, "abdest organlarını üç'ten daha az
sayıda yıkamadan ileri gelen adaba riayetsizliktir. Zulüm ise nefsi, abdesti
bütün organları üçer kere yıkayarak alınan kamil abdestin faziletinden mahrum
bırakmaktır" diye tefsir etmiştir. Yine Ayni buradaki "abdest
organlarını fazla yıkamak'tan maksadın, sünnet olduğuna inanarak üçten fazla
yıkamak: "noksan yıkamak"tan maksadın da, sünnet olduğuna inanarak
üçten az yıkamak olduğuna dair bir görüşün bulunduğunu haber vermekte ve
sözlerine şöyle devam etmektedir: "Eğer Rasul-i Ekrem (s.a.v.)'in abdest
organlarını bazen birer, bazan da ikişer kere yıkayarak abdest aldığı sabit
iken, üç'ten az sayıda yıkayarak abdest alan kişi, nasıl zalim olur, dersen ben
de sana şöyle cevap veririm:
Abdest
organlarını üç'ten az sayıda yıkayan kimse'nin zalim sayılmasının manası, üç
kere yıkamaktaki fazileti ve kemali terketmesidir. Üç kere yıkamak sünnete
uygun değildir, inancıyla bir veya iki kere yıkadığından dolayı zalim sayılır.
Bu
hadisin ravileri arasında Amr b. Şuayb gibi rivayetleri tenkide uğramış bir
ravi bulunduğundan, bu mevzuda gelen sahih hadisleri bırakarak bununla amel
ettiği için zalim sayılır."
Hafız
ibn Hacer ise Telhis'de "isaet ve zulüm kelimelerinin üçten az veya çok
yıkayanların her ikisi için birden kutlanılmış olması mümkün olduğu gibi, isaet
kelimesinin sadece üçten az yıkayanlar için; zulüm kelimesinin de sadece üçten
fazla yıkayanlar için kullanılmış olması da mümkündür" demiştir.
Mir'at'ta'da
İmam Nesefi'den şu görüşler naklediliyor: İsaet veya zulüm, sünnete uymak
niyyet ve inancıyla üçten az veya çok sayıda abdest organlarını yıkayanlar için
söz konusudur. Amma abdest organlarının iyice yıkanıp yıkanmadığı konusunda
kalpde doğan bir şüpheyi gidermek için veya ikinci bir abdeste niyyetten dolayı
üç'ten fazla sayıda yıkamakta ise, herhangi bir sakınca yoktur.
Ebu
Davud şarihlerinden Menhel sahibi Mahmud Muhammed Hattab es-Subki de bu mevzuda
şunları ilave ediyor: "Ben de derim ki, kalbin şüpheden kurtulması için üç
kere yıkamak kafidir. İkinci bir abdest için abdest organlarının yıkanması
abdest alırken düşünülemez. İkinci abdeste niyyet ancak birinci abdest
bittikten sonra mümkün olur. Ayrıca tam olarak abdest aldıktan sonra hiçbir
ibadet yapmadan tekrar abdest almanın suyu israf olacağından doğru olmadığını
ve mekruh olduğunu fukahamız beyan etmişlerdir."