SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEVHİD

<< 2437 >>

باب: قول الله تعالى: {كل يوم هو في شأن} /الرحمن: 29/.

42. ALLAH TEALA'NIN "O HER AN BİR İŞTEDİR"(Rahman 29) SÖZÜ

 

و{ما يأتيهم ذكر من ربهم محدث} /الأنبياء: 2/. وقوله تعالى: {لعل الله يحدث بعد ذلك أمراً} /الطلاق: 1   /.وأنَّ حدثه لا يشبه حدث المخلوقين .لقوله تعالى: {ليس كمثله شيء وهو السميع البصير} /الشورى: 11   /.وقال ابن مسعود، عن النبي صلى الله عليه وسلم: (إن الله يحدث من أمره ما يشاء، وإن مما أحدث: أن لا تكلَّموا في الصلاة).

"Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse onlar bunu hep alaya alarak kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir. "(Enbiya 2) "Olur ki Allah bundan sonra bir durum ortaya çıkanverir. "(Talak 1) Onun meydana çıkardığı iş, mahlukların meydana çıkardıkları işe benzemez. Çünkü Yüce Allah "Onun benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir"(Şura 11) buyurmaktadır. İbn Mesud'un nakline göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Şüphesiz Allah dileyeceği herhangi bir işi meydana çıkanr ve onun meydana çıkardığı işlerden birisi namazda konuşmamanızdır" buyurmuştur.

 

حدثنا علي بن عبد الله: حدثنا حاتم بن وردان: حدثنا أيوب، عن عكرمة، عن ابن عباس رضي الله عنهما قال:

 كيف تسألون أهل الكتاب عن كتبهم، وعندكم كتاب الله، أقرب الكتب عهدا بالله، تقرؤونه محضاً لم يُشَب؟

 

[-7522-] İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: Sizler kitap ehli olanlara onların kitaplarından nasıl saru sorarsınız! Halbuki sizin yanınızda kendisine bir şey karışmamış olarak okumakta olduğunuz semavi kitapların Allah'a zaman itibariyle en yakın bulunan Allah'ın kitabı vardır.

 

 

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شعيب، عن الزُهري: أخبرني عبيد الله بن عبد الله: أن عبد الله بن عباس قال:

 يا معشر المسلمين، كيف تسألون أهل الكتاب عن شيء، وكتابكم الذي أنزل الله على نبيكم صلى الله عليه وسلم أحدث الأخبار بالله، محضاً لم يُشَب، وقد حدثكم الله: أن أهل الكتاب قد بدَّلوا من كتب الله وغيَّروا، فكتبوا بأيديهم، قالوا: هو من عند الله ليشتروا بذلك ثمناً قليلاً، أوَ لا ينهاكم ما جاءكم من العلم عن مسألتهم؟ فلا والله، ما رأينا رجلاً منهم يسألكم عن الذي أنزل عليكم.

 

[-7523-] Abdullah b. Abbas r.a. şöyle demiştir: Ey müslümanlar topluluğu! Herhangi bir şeyi Kitap ehli olanlara nasıl sorarsınız? Halbuki Allah'ın, Nebiiniz üzerine indirmiş olduğu kitabı, Allah'tan haberlerin halisi olarak en yenisi ve başka şey ile karışmamış alanıdır. Oysa Allah, sizlere Kur'an'ında ve Resulünün diliyle kitap ehli olanların Allah'ın kitaplarını tebdil etmiş ve değiştirmiş olduklarını, onların bu kitapları kendi elleriyle yazıp, onlar sebebiyle az bir bahayı satın almaları için "Bu Allah'ın katındandır" dediklerini bildirmiştir. Size gelmiş olan ilim, sizleri onlara sormaktan yasaklamıyar mu? Hayır valiahi bizler onlardan hiçbir kimsenin Allah'ın sizlere indirmiş olduğu kitaptan bir şey soranını görmemişizdir."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

Yüce Allah'ın 'O her an bir iştedir' sözü." Bu ayetin tefsiri hakkındaki görüşler Rahman Suresinin Tefsirinde geçmişti.

 

"Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse onlar bunu hep alaya alarak kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir." "Olur ki Allah bundan sonra bir durum ortaya çıkarıverir." "Şüphesiz Allah dileyeceği herhangi bir işi meydana çıkarır ve onun meydana çıkardığı işlerden birisi namazda konuşmamanızdır. " İbn Ebi Hatim'in Hişam b. Ubeydullah er-Razl'den nakline göreCehmiyye mezhebine mensup bir kişi, Kur'an'ın mahluk olduğu şeklindeki iddiasına bu ayeti delilolarak getirdi. Bunun üzerine Hişam ona "Kur'an bizim açımızdan ve kullar açısından muhdestir (sonradan tebliğ edilmedir)" dedi. Ahmed b. İbrahim ed-Oeruki' den de buna benzer bir görüş nakledilmiştir.

 

Nuaym b. Hammad'ın nakline göre Hişam "Kur'an Allah katında değil, insanların nezdinde muhdestir" demiştir ve şöyle devam etmiştir: Bundan maksat Kur'an Nebi s.a.v.'in nezdinde muhdestir. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu ömrünün ilk yıllarında bilmezken, sonradan öğrenmiştir. Ama Yüce Allah ezelde alimdi ve hala alimdir. O bir başka yerde şöyle söyler:

 

Allah'ın kelamı muhdes değildir. Çünkü o ezelden beri konuşandır (mütekellim). Yoksa bir zamanlar konuşmayıp, sonra kendisine kelam ihdas etmiş değildir. Bunu iddia eden kimse, Allah'ı yaratıklarına benzetmiş olur. Çünkü insanlar bir zamanlar konuşmuyorlardı. Sonra kendilerine kelam icad ettiler ve bununla konuşmaya başladılar.

 

Herevl'nin el-Faruk isimli eserde isnadıyla ifadesine göre Harb el-Kirmani şöyle demiştir: İshak b. İbrahim el-Hanzali'ye yani İbn Rahuye'ye Yüce Allah'ın "Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse onlar bunu hep alaya alarak kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir" ayetini sordum. Bana dedi ki:

 

O Rabbu'l-İzze açısından kadimdir. Yeryüzüne inme açısından muhdestir. Buharl'nin selefinin bu konudaki görüşü böyledir.