اب: قوله صلى
الله عليه
وسلم : ليت كذا
وكذا.
4. NEBİ S.A.V.'İN "KEŞKE ŞÖYLE ŞÖYLE OLSAYDı" SÖZÜ
حدثنا خالد
بن مخلد:
حدثنا سليمان
بن بلال: حدثني
يحيى بن سعيد:
سمعت عبد الله
بن عامر بن ربيعة
قال: قالت
عائشة ، أرق
النبي صلى
الله عليه
وسلم ذات
ليلة، فقال:
(ليت رجلاً
صالحاً من
أصحابي
يحرسني
الليلة). إذ
سمعنا صوت
السلاح، قال:
(من هذا). قيل:
سعد يا رسول
الله، جئت
أحرسك، فنام
النبي صلى
الله عليه
وسلم حتى
سمعنا غطيطه .قال أبو عبد
الله: وقالت
عائشة: قال
بلال:
ألا ليت شعري
هل أبيتنَّ
ليلة - بواد
وحولي إذخر
وجليل فأخبرت
النبي صلى
الله عليه
وسلم .
[-7231-] Abdullah b. Amir b. Rebi'a'nın nakline göre Aişe
r.anha şöyle demiştir:
"Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (Medine'ye hicret
ettiği zaman düşman saldırısından endişe ederek) bir gece uyuyamadı ve
"Keşke sahabilerimden elverişli bir kişi bu gece benim için bekçilik
etse!" dedi. Tam bu sırada biz ansızın bir silah sesi işittik. Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Bu kimdir?" diye sordu. Sa'd b. Ebi Vakkas "Ya
Resulallah! Seni bekleyip korumak için geldim!" diye cevap verdi. Bunun
üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem uykuya daldı. Hatta biz onun
horladığını işittik."
Ebu Abdullah el-Buhari şöyle dedi: Hz. Aişe radıyallilhu anha'nın
ifadesine göre Bilal şu şiiri söyledi:
Ela leyte şi'rf hel ebftenne leyleten Bivadin ve havlf izhirun ve
celflü
Geceler miyim bir gece bilseydim keşke!
Etrafımda izhir ve celfl otu ve ben Mekke vadisinde!
Hz. Aişe radıyallahu anhil "Ben Bilal'in bu sözlerini Nebie
haber verdim" dedi. .
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in 'Keşke şöyle şöyle
olsaydı' sözü." "Leyte" temennı harflerinden birisi olup,
genellikle imkansızı, az olarak da mümkün olanı temennı etmede kullanılır. Bunlardan
birisi yukarıdaki hadistir. Çünkü bekçilik ve Bilal'in temennı ettiği yerde
gecelemesi gerçekleşmiş hadiselerdendir.
"Urika" vezin ve mana itibarı ile
"sehira=uyumadı" anlamınadır. Bunun açıklaması Savaşta Bekçilik Etme
başlığı altında geçmişti. "Bu kimdir?" sorusuna "Sa'd" diye
cevap verilmiştir.
Bir Uyarı
Cihad bölümünün "el-Hirase" başlığı altında
TirmizI'nin Abdullah b. Şakik vasıtasıyla Aişe r.anha' den naklettiği şu hadisi
zikretmiştik: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem" dl: ......... =Allah
seni insanlardan koruyacaktır"(Maide 67) ayet-i kerimesi ininceye kadar
korunuyordu. Bu haber, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ayet inmiş olduğu
için bu andan sonra korunmamış olmasını gerektirmektedir. Fakat birçok haberde
onun Bedir' de, Uhud' da, Hendek'te, Hayber'den dönerken Vadi'l-Kura'da, kaza
umresinde ve Huneyn'de korunduğu yer almaktadır." Sanki bu ayet Huneyn
savaşından daha sonra inmiş gibidir.
Bu fikri Taberanl'nin el-Mucemu's-Sağir'de naklettiği Ebu Said
hadisi teyit etmektedir: "Abbas, Nebi s.a.v.’ koruyan kimselerden biriydi.
Bu ayet inince o Resulullah s.a.v. korumayı bıraktı." (Taberani,
Mucemu's-Sağir, I, 26- 55)
Abbas, Mekke'nin fethinden sonra Resulullah s.a.v.’den hiç
ayrılmamıştır. Buna göre ayetin Huneyn'den sonra indiği düşünülür. Nebi
s.a.v.'in, Huneyn gecesi korunduğu haberini EbU Davud, Nesai ve el-Hakim, Sehl
b. elHanzallye' den şöyle nakletmiştir: "Enes b. Ebi Mersed o gece Hz.
Nebii beklemiştir." (Ebu Davud, Cihad; Hakim, el-Müstedrek, I, 362)
Bazıları Hz, Nebie bekçilik eden sahabilerin isimlerini
araştırmışlar ve bir araya toplamışlardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Sa'd
b. Muaz, Muhammed b. Mesleme, Zübeyr, Ebu Eyyub, Zekvan b. Abdulkays, el-Edra
es-Sülemi, Mihcen b. el-Edra. Bazıları Seleme, Abbad b. Bişr, Abbas, Ebu
Reyhane'yi de sayarlar. İsmi geçen bu sahabilerden her biri zikri geçen
olaylarda sadece Hz. Nebie bekçilik etmemişlerdir. Tam tersine bunların ismi
mutlak olarak bekçilik yaptıkları şeklinde zikredilmiştir. Ebu Eyyub gibi bazı
isimlerin sırf Hz. Nebie bekçilik ve koruma görevi yapmış olmaları mümkündür.
Nitekim Hz. Nebi sallallahu a1eyhi ve sellem Hayber'den dönüp de Safiye ile
gerdeğe girdiğinde Ebu Eyyub bekçilik yapmıştır, Enes b. Ebi Mersed örneğinde
olduğu gibi o savaşa katılan kimselere bekçilik yapılmas1 da mümkündür. Bu
konunun gerçek bilgisi Yüce Allah'ın katındadır.