SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-AHKAM

<< 2352 >>

باب: بطانة الإمام وأهل مشورته.

42. DEVLET BAŞKANININ SIRDAŞLARI VE DANIŞIP İSTİŞARE ETTİĞİ KİMSELER

 

البطانة: الدُّخَلاء.

Başlıkta kullanılan " البطانة el-Bitane, ed-Duhala yani başkanın yanına yalnızken giren ve onun gizli işlerini bilen kişi demektir.

 

حدثنا أصبغ: أخبرنا ابن وهب: أخبرني يونس، عن ابن شهاب، عن أبي سلمة، عن أبي سعيد الخدري،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (ما بعث الله من نبي، ولا استخلف من خليفة، إلاَّ كانت له بطانتان: بطانة تأمره بالمعروف وتحضه عليه، وبطانة تأمره بالشر وتحضه عليه، فالمعصوم من عصم الله تعالى).

وقال سليمان، عن يحيى: أخبرني ابن شهاب بهذا. و عن ابن أبي عتيق،

وموسى، عن ابن شهاب مثله. وقال شعيب، عن الزُهري: حدثني أبو سلمة، عن أبي سعيد قوله. وقال الأوزاعيُّ ومعاوية بن سلام:حدثني الزُهري: حدثني أبو سلمة، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم .وقال ابن أبي حسين وسعيد بن زياد، عن أبي سلمة، عن أبي سعيد قوله. وقال عبيد الله بن أبي جعفر: حدثني صفوان، عن أبي سلمة، عن أبي أيوب قال: سمعت النبي صلى الله عليه وسلم.

 

[-7198-] Ebu Said el-Hudrl'nin nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

 

"Allah Teala bir Nebi gönderdiği ve bir kimseyi halife yaptığı zaman muhakkak onun iki tür sırdaşı olmuştur. Bunlardan biri ona iyiliği emreder ve onu o yola teşvik eder. Öbürü de ona kötülüğü emreder ve onu buna teşvik ecer. Masum olan ise Yüce Allah'ın {fenalıklardan} koruduğu kimsedir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"el-Bitane, ed-Duhala yani başkanın yanına yalnızken giren ve onun gizli işlerini bilen kişi demektir." Bu söz Ebu Ubeyde'ye aittir. Yüce Allah bu kelimeyi bir ayette şu şekilde kullanmaktadır:

 

"Ey iman edenler! Kendi dışımzdakileri slrdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar. "(Al-i İmran 1l8) "elBitane" sırdaş demektir. "el-Habal" ise kötülük anlamınadır.

 

"ed-Duhala", "dahil" kelimesinin çoğuludur. Anlamı, başkanın yanına yalnızken giren, başkanın kendisine sır verdiği, halkın durumuna dair bilmediği şeyleri haber verdiğinde sözüne inandığı, gereğine göre hareket ettiği kişidir. İmam Buharl'nin yukarıdaki başlıkta başkanın "danıştığı kimseler"i "el-bitane" kelimesi üzerine atfetmesi, dar anlamlı kelimeyi (hass) daha geniş anlamlı kelimeye (amm) atıf kabilindendir. Danışmanın hükmünü "Kişi yargı görevini ne zaman hak eder" başlığı altında belirtmiştim.

 

"Bunlardan biri ona iyiliği emreder." Süleyman'ın rivayetinde "maruf" kelimesi yerine "hayr" kelimesi yer almaktadır. Muaviye b. Selam'ın rivayetinde ise bu cümle "Biri ona iyiliği emredip, kötülüğü yasaklar" şeklinde yer almaktadır. Bu cümle "hayr" kelimesinden neyin kastedildiğini açıklamaktadır.

 

"Öbürü de ona kötülüğü emreder." Evzal'nin rivayetinde bu cümle "Diğeri ona kötülükten geri durmaz" şeklinde yer almaktadır. Bu taksim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem açısından problemli görülmüştür. Zira Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına girip çıkan kimseler arasında kötü kimselerin bulunabileceği aklen her ne kadar mümkün ise de onun bu kişiye kulak vereceği ve sözüne göre hareket edeceği tasawur edilemez. Zira Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ismet sıfatı vardır. Bu yaklaşıma şöyle cevap verilmiştir:

 

Hadisin kalan kısmında Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu gibi bir tehlikeye düşmekten salim olacağına işaret edilmektedir. Zira Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Masum olan ise Yüce Allah'ın {fenalıklardan} koruduğu kimsedir" buyurmaktadır. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e kötülüğü tavsiye eden bir kişinin bulunması, onun sözünü kabul etmesini gerektirmez. Bazıları şöyle demişlerdir:

 

"Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem açısından iki sırdaştan maksat melek ve şeytandır." Nitekim Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in "Fakat Allah ona karşı bana yardım etmiştir ve o Müslüman olmuştur" şeklindeki sözü buna işaret etmektedir. Evzai'nin rivayetinde geçen "Kötülükten geri kalmaz" ifadesi, sizin iyiliğinize çalışma şeklindeki işini fesada uğratmaktan geri kalmaz demektir. Bu cümle Yüce Allah'ın "la yelunekum habala" ifadesinden alınmıştır. İbnü't-Tin'in nakline göre Eşheb şöyle demiştir:

 

"Hakimin insanların durumunu gizlice kontra! edecek kişiler edinmesi uygun olur. Böyle bir kişinin güvenilir, akıllı ve zeki birisi olması gerekir." Çünkü güvenilir olan hakime musibet onun güvenilmez kimselere iyi ian leyip de onların sözünü kabul ettiği takdirde gelir. Netice olarak hakimin bu gibi kişileri araştırması gerekir.

 

"Masum olan ise Yüce Allah'ın {fenalıklardan} koruduğu kimsedir." Bundan maksat her şeyin Yüce Allah'tan olduğunu vurgulamaktır. Onların içinden dilediğini koruyan Yüce Allah'tır. "Masum olan ise kendi nefsini koruyan değil,

       

Yüce Allah'ın koruduğu kimsedir." Zira gerçek anlamda Yüce Allah tarafından korunmuş kimse yoktur. Bu hadiste bir üçüncü kısma daha işaret vardır. O da insanların işlerini görmeyi üstlenen kimseler arasında sürekli olarak kötü sırdaşlardan değil, iyi sırdaşlardan görüş kabul edenler vardır. Nebi s.a.v.'e layık olan budur. Buradan hareketle Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hadisin sonunda "el-ismetü" kelimesini kullanmıştır. Bazıları da iyiliği emreden sırdaşların değil, kötülüğü emreden sırdaşların sözünü kabul eder. Bu tip kimseler bulunabilir. Özellikle de kafirlerin arasından böyle kimseler çıkabilir.