باب: إذا قضى
الحاكم
بجَورٍ، أو
خلاف أهل العلم
فهو ردٌّ.
35. HAKİM ZULÜM İLE HÜKMETTİĞİNDE VEYA İLİM EHLİNE ZIT BİR HÜKÜM
VERDİĞİNDE BU HÜKMÜNÜN REDDEDİLECEĞİ
حدثنا محمود:
حدثنا عبد
الرزاق:
أخبرنا معمر، عن
الزُّهريِّ،
عن سالم، عن
ابن عمر: بعث
النبي صلى
الله عليه وسلم
خالدًا (ح).
وحدثني أبو
عبد الله
نُعيم بن حمَّاد:
أخبرنا عبد
الله: أخبرنا
معمر، عن الزُهري،
عن سالم، عن
أبيه قال:
بعث
النبي صلى
الله عليه
وسلم خالد بن
الوليد إلى
بني جذيمة،
فلم يحسنوا أن
يقولوا:
أسلمنا، فقالوا
صبأنا صبأنا،
فجعل خالد
يقتل ويأسر،
ودفع إلى كل
رجل منَّا
أسيره، فأمر
كل رجل منا أن
يقتل أسيره،
فقلت: والله
لا أقتل
أسيري، ولا يقتل
رجلاً من
أصحابي
أسيره،
فذكرنا ذلك
للنبي صلى
الله عليه
وسلم، فقال:
(اللهمَّ
إنِّي أبرأ
إليك ممَّا
صنع خالد بن
الوليد). مرتين.
[-7189-] Salim'in nakline göre İbn Ömer şöyle demiştir:
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Halid b. Velid'i Cezıme oğulları üzerine
(bir askeri birlikle) gönderdi. (Halid onları İslam'a davet etti.) Fakat onlar
"eslemna = biz Müslüman olduk" demeyi güzelce beceremiyorlardı. Bunun
yerine "sabe'na, sabe'na = şirkten çıktık, şirkten çıktık!"
diyorlardı. Bunun üzerine Halid bunlardan bir kısmını öldürmeye, bir kısmını da
esir etmeye başladı ve bizden seriyyede bulunan her bir askere kendi esirini
verdi ve bizden her bir askere kendi elindeki esiri öldürmesini emretti. Bunun
üzerine ben
"Vallahi ben esirimi öldürmem, arkadaşlarımdan hiçbirisi de
esirini öldürmeyecektir!" dedim. Seferin sonunda Nebi s.a.v.'in huzuruna
vardığımızda bunu kendisine arz ettik. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
iki kere
'Allah'ım! Ben Halid'in işlediği bu işten sana sığınıyorum!"
diye dua etti.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Hakim zulüm ile hükmettiğinde veya ilim ehline zıt bir
hüküm verdiğinde bu hükmünün reddedileceği." Başlıktaki
"reddun", kelimesi reddedilmiştir anlamınadır. Bu hadisin açıklaması,
Meğazı bölümünün Halid'in Cezıme oğullarına gönderilmesi başlığı altında
geçmişti. Başlıktan maksat Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
"Allah'ım Halid'in bu yaptığından uzak olduğumu sana arz ederim!"
şeklindeki ifadesidir. Bunun manası Halid ne kastettiklerini sormadan
"sabe'na" diyen o kimseleri öldürmesinden uzak olduğumu sana
arzediyorum demektir. Zira haberde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
İbn Ömer ve ona uyanların, hadiste sözü geçen kimseleri öldürmeleri yolunda
Halid'in emrine uymayı terk etme şeklindeki tavırlarını doğru bulduğuna işaret
vardır. Hattabı şu açıklamayı yapmıştır:
Nebi s.a.v.'in -Halid'i içtihat ettiği için cezalandırmamakla
birlikte- yaptığı fiilden beri ve uzak olduğunu söylemesindeki hikmet, bu
konuda kendisine izin vermediğinin bilinmesidir. Zira o bazılarının Halid'in bu
hareketi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in izniyle yaptığı inancına
kapılabileceklerinden korkmuştur. Bir de bundan sonra Halid' den başkasının
onun bu uygulamasını yapmaya kalkışmasını önlemek istemiştir. İbn Battal şöyle
der:
Bir müçtehidin verdiği hükmün, ilim ehli kimselerin aksine
olduğu ortaya çıktığında her ne kadar günah düşmüş ise de -ihtilaflı olmakla
birlikte- çoğunluğa göre hata eden kimsenin tazminat vermesi gerekir. Sözkonusu
tazminatın hakimin akilesi tarafından mı, yoksa beytü'l-malden mi ödeneceği
konusunda farklı yorumlar vardır. Diyetler bölümünd2 bu konuya kısaca işaret
edilmişti. Bu konuda ortaya çıkan sonuç şudur:
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu fiilden uzak
olduğunu belirtmesi, onu işleyenin günaha girmiş olmasını gerektirmediği gibi,
kendisine mali ceza yüklemeyi de gerektirmez. Çünkü hata eden kimsenin günahı
-yaptığı fiil güzel değilse de- kaldırılmıştır.