SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-AHKAM

<< 2342 >>

باب: هدايا العمَّال.

24. MEMURLARA VERİLEN HEDİYELERİN HÜKMÜ

 

حدثنا علي بن عبد الله: حدثنا سفيان، عن الزُهري: أنه سمع عروة: أخبرنا أبو حميد الساعدي قال:

 استعمل النبي صلى الله عليه وسلم رجلاً من بني أسد، يقال له ابن الأتبيَّة، على صدقة، فلما قدم قال: هذا لكم وهذا أهدي لي، فقام النبي صلى الله عليه و سلم على المنبر - قال سفيان أيضا: فصعد المنبر - فحمد الله وأثنى عليه، ثم قال: (ما بال العامل نبعثه، فيأتي فيقول: هذا لك وهذا لي، فهلا جلس في بيت أبيه وأمه فينظر أيهدى أم لا؟ والذي نفسي بيده، لا يأتي بشيء إلا جاء به يوم القيامة يحمله على رقبته: إن كان بعيراً له رغاء، أو بقرة لها خوار أو شاة تيعر). ثم رفع يديه حتى رأينا عفرتي إبطيه: (ألا هل بلَّغت). ثلاثاً   .قال سفيان: قصه علينا الزُهري، وزاد هشام: عن أبيه عن أبي حميد  قال: سمع أذناي، وأبصرته عيني، وسلوا زيد بن ثابت، فإنه سمعه معي   .ولم يقل الزُهري: سمع أذني.

 

[-7174-] Ebu Humeyd es-Saidi şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Esed oğullarından İbnü'l-Utbiyye denilen bir adamı zekat toplamak üzere memur tayin etti. Bu adam (zekat malını alıp) geldiğinde

 

"(Ya Resulallah!) Bu sizin malınızdır, bu da bana hediye verilmiştir!" dedi. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem minberde ayağa kalktı -Süfyan, minbere çıktı ifadesini kullanmıştırAllah'a hamd ve Ona yakışan sıfatlarla Rabbini övdü, sonra şu konuşmayı yaptı:

 

"Şu memura ne oluyor ki onu bir görevle bir yere göndrediğimizde geri gelip bize 'Bu senin malındır, bu benimdir' diyor. Bu adam babasının yahut annesinin evinde otursaydı da o zaman kendisine hediye verilir miydi, yahut verilmez miydi? Canım kudret elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, zekat memurlarından herhangi bir kişi beytü'l-malden haksız olarak bir şeyalırsa kıyamet gününde muhakkak o kimse çaldığı malı boynuna yüklenerek haşr olunup gelecektir. Çaldığı hayvan deve ise omzunda inleyerek, eğer sığır ise böğürerek, koyun ise şiddetli bir şekilde meleyerek (Arasat meydanına) getirilecektir!" Sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem koltuk altlarının kırmızıyla karışık beyaz rengi görününceye kadar ellerini kaldırdı ve üç defa "Tebliğ ettim mi, tebliğ ettim mi, tebliğ ettim mi" diye ashabın tümüne sordu.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:        AÇIKLAMA’DAN SONRA BAB VE HADİS VAR

 

"Memurlara Verilen hediyelerin Hükmü." Bu başlık Ahmed b. Hanbel ve Ebu Avane'nin rivayet ettikleri bir hadisten alınmadır. Ebu Humeyd'in nakline göre Resulullah s.a.v. "Memur/ara verilen hediyeler dev/et malını zimmete geçirmektir" buyurmuştur. Ebu Humeyd bu konuda İbnü'l-Utbiyye olayına yer vermiştir. Bunun bazı açıklamaları, Hibe, Zekat, Hileleri Terk ve Cuma bölümünde geçmişti. Cihad Bölümünde Ganimetten Çalma ile ilgili bazı açıklamalara yer verilmişti.

 

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

1- Devlet başkanı önemli konularda konuşma yapabilir ve Cuma bahsinde geçtiği üzere konuşmasına " loI emma ba'du=imdi" ifadesini kullanarak başlayabilir.

 

2- Güvenilir olarak tayin edilen kimseyi hesaba çekmek meşrudur. Zekat Bölümünde bu konu ele alınmıştı.

 

3- Devlet başkanı, devlet görevlilerinin haklarında hüküm verme yetkileri olan kimselerden hediye kabul etmelerini yasaklayabilir. Bu konunun ayrıntısı Hilelerin Terk Edilmesi Bölümünde geçmişti. Sözkonusu yasaklığın geçerlilik alanı devlet başkanının izin vermediği yerlerdir. Zira Tirmizl'nin nakline göre Muaz b. Cebel şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem beni Yemen'e gönderdi ve bana 'Sakın iznim olmadan hiçbir şeyalma. Zira bu hakkın olmayan malı zimmete geçirmektir' buyurdu." (Tirmizi, Ahkam) Mühelleb şöyle demiştir: Hadise göre görevli bir şeyaldığında bunu beytü'l-male bırakır. Devlet görevlisi ancak devlet başkanının izin verdiği malları alabilir. Bu hüküm, İbnü'l-Utbiyye'nin kendisine hediye edildiğini söylediği şeylerin elinden geri alınmasına dayanmaktadır. İfadenin akışından anlaşılan budur. Özellikle daha önce geçen Ma'mer rivayetinden bu anlaşılmaktadır. Ancak ben bu konuda açık ve net bir şey görmedim.

 

İbn Kadame'nin el-Muğnl'deki ifadesi de buna benzemektedir. Zira o rüşvetten söz ederken şöyle der: Rüşvet alanın bunu sahibine geri iade etmesi gerekir. Bu malın beytü'l-male bırakılma ihtimali de vardır. Zira Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem İbnü 'l-Utbiyye'ye kendisine verilen hediyeyi verenlere geri iade etme emri vermemiştir. İbn Battal şöyle der: Borçlunun alacaklı olana hediye vermesi, görevlinin hediye alması kabilindendir. Fakat onun bunu borcuna mahsup etme imkanı vardır.

 

4- Hediye alanın aldığı kişiyi kayırmasını sağlayan ve onunla başbaşa kalma fırsatı veren her türlü yolu kapatmak gerekir.

 

باب : استقضاء الموالي واستعمالهم.

25. AZADLI KÖLELERİN HAKİMLİK VE DEVLET MEMURLUĞU GÖREVLERİNE ATANMALARI

 

حدثنا عثمان بن صالح: حدثنا عبد الله بن وهب: أخبرني ابن جريج: أن نافعاً أخبره: أن ابن عمر رضي الله عنهما أخبره قال:

كان سالم مولى أبي حذيفة يؤم المهاجرين الأولين وأصحاب النبي صلى الله عليه وسلم في مسجد قباء، فيهم أبو بكر وعمر وأبو سلمة وزيد  وعامر بن ربيعة.

 

[-7175-] Nafi'in nakline göre İbn Ömer şöyle demiştir: Ebu Huzeyfe'nin azatlı kölesi Salim Medine'ye ilk hicret etmiş olan muhacirlere ve Nebi s.a.v.'in sahabilerineKuba mescidinde imamlık ederdi. Bu cemaatin içinde Hz. Ebu Bekir, Ömer, Ebu Seleme, Zeyd, Amir b. Rebl'a vardı.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Azadlı Kölelerin Hakimlik ve Devlet Memurluğu Görevlerine Atanmaları."

Yani onların yargı görevine getirilmeleri ve kumandanıık veya haraç toplama memurluğu ya da imamlık gibi çeşitli görevlere tayinleri.