باب من قضى
ولاعن في
المسجد.
18. MESCİDDE HÜKÜM VERME VE MÜLAANE YAPMA
ولاعن عمر
عند منبر
النبي صلى
الله عليه
وسلم. وقضى
شريح
والشَعبيُّ
ويحيى بن يعمر
في المسجد. و
قضى مروان على
زيد بن ثابت
باليمين عند المنبر.
وكان الحسن
وزرارة بن
أوفى يقضيان
في الرحبة
خارجاً من المسجد.
Hz. Ömer, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in minberi
yanında lian yaptırmıştır. Kadı Şureyh, Şa'bi, Yahya b. Ya'mer mescidde hüküm
vermişlerdir. Mervan minberin yanında Zeyd b. Sabit aleyhine yeminle hüküm
vermiştir. Hasan-ı Basri; Zürare b. Evffl da mescidin dışında geniş saha içinde
hüküm verirlerdi.
حدثنا علي بن
عبد الله:
حدثنا سفيان:
قال الزُهري،
عن سهل بن سعد
قال: شهدت
المتلاعِنَيْنِ،
وأنا ابن خمس
عشرة سنة،
وفُرِّق
بينهما.
[-7165-] Sehl b. Sa'd şöyle demiştir: "Ben onbeş
yaşımda iken bir karı kocanın lianlarında hazır bulundum. Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem onların arasını tefrik etti.
حدثنا يحيى:
حدثنا عبد
الرزاق:
أخبرنا ابن
جريج: أخبرني
ابن شهاب، عن
سهل أخي بني
ساعدة:
أن
رجلاً من
الأنصار جاء
إلى النبي صلى
الله عليه
وسلم فقال:
أرأيت رجلاً
وجد مع امرأته
رجلاً،
أيقتله؟ فتلاعنا
في المسجد
وأنا شاهد.
[-7166-] Saide oğullarının kardeşi olan Sehl b. Sa'd
şöyle anlatmıştır: Ensardan birisi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e
gelerek
"Karısıyla birlikte bir adamı yakalayan kimse hakkında ne
dersiniz? Bu adam onu öldürebilir mi?" diye sordu. Bunun akabinde karı
koca lian yaptılar, ben de o esnada orada hazır bulundum."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Hz. Ömer, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
minberi yanında lian yaptırmıştır. " Bu, mescidde lian yapmanın caizliği
konusunda esas alınacak en net ifadedir. Hz. Ömer'in Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in minberini seçmesi, onun minberinin yanında yapılacak
yeminin daha ağır olduğunu düşünmesindendir. Minberin yanında yemin verme
konusunda "Minberimin yanında yemin edilmez" şeklinde Cabir hadisi
vardır. Bu hadisten yeminlerin belli mekanlarda icra edilmek suretiyle ağırlaştırılabileceği
hükmü anlaşılmaktadır. Üzerine yemin edilen varlığın büyük olmasına rağmen
yemin, muayyen zaman ve mekanda icra edilmek suretiyle ağırlaşmaktadır. Zira
yemin eden kimsenin bizzat müşahede ettiği o büyük nesnenin yalan yere yeminden
kaçınmada etkisi vardır. İbn Battal şöyle der:
Bir grup bilgin mescidde hÜküm vermeyi müstehap görmüşlerdir.
İmam Malik'in bu konudaki görüşü şöyledir: Bu eski bir uygulamadır. Zira
hakimin huzuruna kadınlar ve zayıflar (rahatlıkla) girebilir. Yargılama hakimin
evinde olduğu takdirde görülmemesi muhtemelolduğu için insanlar kendisine
ulaşamazlar. İbn Battal şöyle der: Ahmed b. Hanbel ve İshak'ın görüşü de bu
doğrultudadır. Bir grup bilgin ise yargılamanın mescidde yapılmasını mekruh
görmüştür. Ömer b. Abdulaziz, el-Kasım b. Abdurrahman'a e yargılama yapma diye
mektup yazmıştır. Gerekçe olarak "Çünkü huzuruna adet halindeki kadınlar
gelebileceği gibi müşrikler de gelebilir" demiştir. İmam Şafiı ise şöyle
der: Bence en uygunu, bu gerekçelerden dolayı hakimin mescid dışında hüküm
vermesidir.
Kerabısı şöyle demiştir: Bazıları yargılama bir müslüman la
müşrik arasında geçebilir ve müşrik mescide girer gerekçesiyle mescidde hüküm
vermeyi mekruh görmüşlerdir. Kerabısı şöyle der: Müşrikin mescide girmesi
mekruhtur. Fakat onların arasında hüküm vermek, Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in mescidiyle başka mescidlerde seleften bu yana devam eden bir
uygulamadır. Kerabısı daha sonra bu konuda birçok rivayete yer verir.
İbn Battal şöyle demiştir: Sehl b. Sa'd hadisi mescidde hüküm
vermenin -evla olanı mescidi korumak olsa bile- caizliğine delildir. İmam Malik
şöyle demiştir: Eskiler mescidin dışındaki geniş sahada otururlardı. Burası ya
cenazenin konduğu yer olurdu ya da Mervan'ın evinin geniş sahası olurdu. İmam
Malik şöyle devam eder: Ben Yahudiler, Hıristiyanlar, adet halindeki kadınlar
ve zayıflar kolayca ulaşabilecekleri için büyük şehirlerde bunu hakime müstehap
görürüm. Hakimin bu durumu, tevazuya daha uygundur.
باب: من حكم
في المسجد،
حتى إذا أتى
على حدٍّ أمر
أن يخرج من
المسجد فيقام.
19. MESCİDDE HÜKÜM VERME. DİNİ BİR CEZA (HAD) UYGULANACAKSA
HAKİMİN MESCİDDEN DIŞARI ÇIKILMASINI EMRETMESİ VE CEZANIN DIŞARIDA UYGULANMASI
و قال عمر:
أخرجاه من
المسجد،
وضربه. ويذكر
عن عليٍّ نحوه.
Hz. Ömer "Mahkumu mescidden dışarı çıkarınız" demiş ve
orada dayak cezası uygulamıştır. Hz. Ali' den de bunun benzeri bir uygulama
nakledilir.
حدثنا يحيى
بن بكير:
حدثني الليث،
عن عقيل، عن
ابن شهاب، عن
أبي سلمة و
سعيد بن
المسيَّب، عن
أبي هريرة قال:
أتى
رجل رسول الله
صلى الله عليه
و سلم و هو في
المسجد،
فناداه فقال:
يا رسول الله،
إني زنيت،
فأعرض عنه، فلما
شهد على نفسه
أربعاً قال:
(أبك جنون). قال:
لا، قال:
(اذهبوا به
فارجموه).
[-7167-] Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem mescidde iken birisi geldi ve "Ya Resulallah'
Ben zina ettimı" diye seslendi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
ondan yüz çevirdi. Bu kişi kendi aleyhine dört kez zina itirafı yapınca,
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona
"Sende de/ilik var mı?" diye sordu. O kişi
"hayır" dedi. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Bunu götürün ve recm edin!" buyurdu.
قال ابن شهاب:
فأخبرني من
سمع جابر بن
عبد الله قال:
كنت فيمن رجمه
بالمصلى.
رواه يونس
ومعمر وابن
جريج، عن
الزُهري، عن أبي
سلمه، عن
جابر، عن النبي
صلى الله عليه
و سلم، في
الرجم.
[-7168-] İbn Şihab'a haber veren birisinin nakline göre
Cabir b. Abdullah
"Ben musallada o kişiyi taşa tutanların içinde idim"
demiştir.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Mescidde hüküm verme. Dini bir ceza (had) uygulanacaksa
hakimin mescidden dışarı çıkılmasını emretmesi ve cezanın dışarıda
uygulanması." İmam Buhari bu başlıkla mescidde hüküm vermenin caizliğini
mescidde bulunan kimseleri rahatsız edecek ya da mescide onu kirletmek gibi
eksiklik verecek bir şeyin bulunmaması durumu ile kısıtlayan görüşe işaret eder
gibidir.
İbn Battal şöyle demiştir: Kufe bilginleri, İmam Şafii, Ahmed b.
Hanbel ve İshak mescidde dini cezaları (hudud) uygulamanın yasaklı ğı görüşüne
varmışlardır. Şa'bi ve İbn Ebi Leyla ise bunu caiz görmüştür. İmam Malik şöyle
der: Mescidde birkaç kamçı vurma şeklinde cezalandırmanın sakıncası yoktur.
Cezanın miktarı arttığında bunun mescid dışında infaz edilmesi uygundur. İbn
Battal'a göre mescidin bu tip şeylerden uzak kılınması görüşü daha uygundur.
باب: موعظة
الإمام
للخصوم.
20. DEVLET BAŞKANININ (HAKİMİN) DAVACI VE DAVALIYA DAVA
ESNASINDA ÖGÜT VERMESİ
حدثنا عبد
الله بن
مسلمة، عن
مالك، عن
هشام، عن
أبيه، عن زينب
بنت أبي سلمة،
عن أم سلمة
رضي الله عنها:
أن
رسول الله صلى
الله عليه و
سلم قال: (إنما
أنا بشر،
وإنكم
تختصمون إلي،
ولعل بعضكم أن
يكون ألحن
بحجته من بعض،
فأقضي له على
نحو ما أسمع،
فمن قضيت له
بحق أخيه
شيئاً فلا
يأخذه، فإنما
أقطع له قطعة
من النار).
[-7169-] Ümmü Seleme'nin nakline göre Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz ben ancak bir beşerim. Sizler bana davalarınızı
getiriyorsunuz. Belki bazılarınız delilini diğerinden daha düzgün ifade etmiş
olabilir. Ben de ondan işitmekte olduğuma göre hükmederim. Dolayısıyla her
kimin kardeşinin hakkı olan bir şeyi onun lehine hükmetmiş isem sakın onu
almasın. Ben ona ancak ateşten bir parça kesmiş olurum."