باب: من شاقَّ
شقَّ الله
عليه.
9. İNSANLARI MEŞAKKATE SOKANI YÜCE ALLAH'IN SIKINTIYA SOKACAĞI
حدثنا إسحق
الواسطي:
حدثنا خالد،
عن الجريري،
عن طريف أبي
تميمة قال:
شهدت
صفوان
وجندباً
وأصحابه وهو
يوصيهم، فقالوا:
هل سمعت من رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
شيئاً؟ قال:
سمعته يقول:
(من سمَّع
سمَّع الله به
يوم القيامة،
قال: ومن
شاقَّ شقَّ
الله عليه يوم
القيامة).
فقالوا:
أوصنا. فقال:
إن أول ما
ينتن من
الإنسان
بطنه، فمن
استطاع أن لا
يأكل إلا
طيِّباً فليفعل،
ومن استطاع أن
لا يحال بينه وبين
الجنة بملء
كفٍّ من دم
أهراقه
فليفعل.
قلت لأبي عبد
الله: من يقول
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
جندب؟ قال:
نعم جندب.
[-7152-] Tarif Ebu Temime şöyle anlatmıştır: Saffan,
Cündeb ve arkadaşlarını bir mecliste gördüm. Cündeb onlara tavsiyelerde
bulunuyordu. Onlar Cündeb'e "Sen Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'den herhangi bir şey işitti n mi?" dediler. Cündeb de onlara şöyle
cevap verdi: (Evet), ben Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den işittim:
"Her kim duyulsun diye bir iş işlerse kıyamet gününde Allah
da onun rüsvaylığını duyurur" buyuruyordu. Yine Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem
"Her kim de halka meşakkat ve zahmet verirse Allah da kıyamet
günü o kimseyi meşakkatlendirir" buyurdu. Bunun üzerine ona
"Bize nasihat et!" diye rica ettiler. Cündeb şöyle dedi:
"İnsanın (öldükten sonra) ilk önce kokuşacak organı karnıdır. Her kim
yalnız helal şeyden başkasını yememeye gücü yeterse bunu yapsın. Her kim de
kendisi ile cennet arasını (haksız yere) döktüğü kan ile dolu eliyle ayırmamaya
gücü yeterse bunu yapsın!"
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"İnsanları meşakkate sokanı Yüce Allah'ın sıkıntıya
sokacağı." Başlığın manası şudur: Her kim insanlara meşakkat verecek
olursa Yüce Allah da onu meşakkate sokar. Bu, verilecek cezanın amel cinsinden olması
kabilindendir. Hadiste yer alan "arkadaşları" kelimesinden maksat,
Safvan'ın arkadaşlarıdır. "O" yani Cündeb "Onlara nasihat
ediyordu." Mizzi bu hadisi el-Atrafta "Safvan ve arkadaşlarını
gördüm. Cündeb onlara nasihatte bulunuyordu" şeklinde zikretmektedir.
........ döktüğü kandan dolayı anlamınadır.
Hadis mu'minler hakkında çirkin söz söylemeyi, onların
ayıplarını ve kötülüklerini ortaya dökmeyi, onların yollarından başka bir yol
tutmayı yasaklamakta, onların camiasına yapışmayı emretmekte, onları meşakkate
sokmayı ve zarar vermeyi yasaklamaadır.
باب: القضاء
والفتيا في
الطريق.
10. YOLDA İKEN HÜKÜM VE FETVA VERMEK
وقضى يحيى بن
يعمر في
الطريق. وقضى
الشعبي على
باب داره.
Merv kadısı Yahya b. Ya'mer yolda, eş-Şa'bi de kendi evinin kapısı
önünde hüküm vermiştir.
حدثنا عثمان
بن أبي شيبة:
حدثنا جرير،
عن منصور، عن
سالم بن أبي
الجعد، حدثنا
أنس بن مالك رضي
الله عنه قال:
بينما
أنا والنبي
صلى الله عليه
وسلم خارجان من
المسجد،
فلقينا رجل
عند سدَّة
المسجد، فقال:
يا رسول الله،
متى الساعة؟
قال النبي صلى
الله عليه
وسلم: (ما
أعددت لها).
فكأن الرجل
استكان، ثم
قال: يا رسول
الله، ما أعددت
لها كبير صيام
ولا صلاة ولا
صدقة، ولكني
أحب الله
ورسوله، قال:
(أنت مع من
أحببت).
[-7153-] Enes b. Malik şöyle demiştir: Ben ve Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem birlikte mescidden çıktığımız sırada karşımıza
birisi dikildi ve
"Ya Resulallah' Kıyamet ne zaman kopacak?" diye sordu.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona "Sen kıyamet için ne
hazırladın?" diye sordu. O kişi boyun eğer gibi bir tavır takındI. Sonra
"Ya Resulallah! Ben ahiret için oruçtan, namazdan, sadakadan çok bir
hazırlık yapmadım. Fakat ben Allah'ı ve Resulünü seviyorum!" diye cevap
verdi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Sen sevdiğin kimse ile
berabersin!" buyurdu.
Fethu’l-Bari Açıklaması:
İbn Battal şöyle demiştir: Enes hadisi bir alimin soru soran
veya fetva isteyen kimseye sorulan meselenin cevabını bilmiyorsa ya da mesele
insanların ihtiyaç duymadığı bir konuysa veya hakkında fitneden veya yanlış
tevilden korktuğu bir meseleyse cevap vermeyip, susmasının caiz olduğunu
göstermektedir. Mühelleb'in şöyle bir ifadesi nakledilir: Yolda, hayvan
üzerinde ve buna benzer yerlerde fetva vermenin hükmü değişiktir. Fetva zayıf
bir kimseye verilecekse bu övülmüştür, dünya ehli bir kişiye veya lisanından
korkulan bir kimseye verilecekse bu hoş görülmemiştir.
Biz de şunu ekleyelim: İkinci örnek pek uygun değildir. Çünkü
soruya muhatap olan kimseye bundan dolayı bir zarar gelebilir ve onun
kötülüğünden emin olmak için cevap verir. Bu durumda ise fetva vermek iyi olur.
İbn Battal şöyle demiştir: Yürürken veya giderken hüküm verme konusunda ihtilaf
edilmiştir. Eşheb: "bu, hakimin olayı anlamasına engelolmuyorsa sakınca
yoktur" demiştir. Sahnun ise bu durumda fetva vermek uygun değildir derken,
İbn Hab'ib basit bir mesele ise giderken fetva vermede sakınca yoktur. İnceleme
gerektiren yeni bir dava ise caiz olmaz demiştir. İbn Battal "bu
güzeldir" değerlendirmesinde bulunmuştur.