باب: قول الله
تعالى:
{أطيعوا الله
وأطيعوا الرسول
وأولي الأمر
منكم} /النساء: 59/.
1.ALLAH TEALA'NIN "ALLAH'A İTAAT EDİN. NEBİ'YE VE SİZDEN
OLAN ULU'L.EMR'E DE İTAAT EDİN"(Nisa 59) EMRİ.
حدثنا عبدان:
أخبرنا عبد
الله، عن يونس،
عن الزُهري:
أخبرني أبو
سلمة ابن عبد
الرحمن: أنه
سمع أبا هريرة
رضي الله عنه:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: (من
أطاعني فقد
أطاع الله،
ومن عصاني فقد
عصى الله، ومن
أطاع أميري
فقد أطاعني،
ومن عصى أميري
فقد عصاني).
[-7137-] Ebu Hureyre (r.a.)'in nakline göre Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Her kim bana itaat ederse Allah'a itaat etmiştir. Her kim de
bana isyan ederse Allah'a isyan etmiştir. Her kim benim emirim (olan kişiy) ‘e
itaat ederse bana itaat etmiştir. Her kim de benim emirime isyan ederse, bana
isyan etmiştir."
حدثنا
إسماعيل:
حدثني مالك،
عن عبد الله
بن دينار، عن
عبد الله بن
عمر رضي الله
عنهما:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: (ألا
كلكم راع
وكلكم مسؤول
عن رعيته،
فالإمام الذي
على الناس راع
وهو مسؤول عن
رعيته،
والرجل راع
على أهل بيته
وهو مسؤول عن
رعيته،
والمرأة
راعية على أهل
بيت زوجها وولده
وهي مسؤولة
عنهم، وعبد
الرجل راع على
مال سيده وهو
مسؤول عنه،
ألا فكلكم راع
وكلكم مسؤول
عن رعيته).
[-7138-] Abdullah b. Ömer r.a.'den gelen bilgilere göre:
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Dikkat ediniz! Her biriniz çobandır ve her biriniz güttüğü
sürüden sorumludur. Şöyle ki insanların başında bulunan en büyük yönetici
{devlet başkanı} bir çobandır ve o da idaresi altında bulunanlardan sorumludur.
Erkek, kendi ev halkı üzerinde bir çobandır, o da eli altındakilerden
sorumludur. Kadın da kocasının ev halkı ve çocukları üzerinde bir çobandır ve o
da onlardan sorumludur. Kişinin kölesi de efendisinin malı üzerinde bir
çobandır ve o da o malların korunmasından sorumludur. Dikkat edin! Ve’l-hasıl,
her biriniz birer çobansınız ve her biriniz güttüğünüz sürüden
sorumlusunuz!"
Fethu'l-Bari Açıklaması:
Yüce Allah'ın 'Allah'a itaat edin. Nebie ve sizden olan
ulü'l-emr'e de itaat edin' emri." Bu başlık, İmam Buharl'nin bu ayetin
-alimler hakkında indiğini söyleyenlerin iddialarının aksine- idarecilere itaat
hakkında indiği görüşünü tercih ettiğine işaret etmektedir. Bunu Taberi de
tercih etmiştir. Söz konusu ayetin Nisa suresinde tefsiri yapılırken bu konuda
geniş bir açıklama yapılmıştı.
İbn Uyeyne şöyle demiştir: Zeyd b. Eslem'e bu ayeti sordum. O
zamanlar Muhammed b. Ka'b'ın dışında Medine'de Kur'an'ı onun gibi tefsir
edebilecek bir başka kişi daha yoktu. Bana "Ayetin bir öncesini oku
anlarsın" dedi. Ben de ayetin öncesini okudum. Yüce Allah; ''Allah size,
mutIaka emanetIeri ehIi olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz
zaman adaletle hükmetmenizi emreder"(Nisa 58) buyurulmakta idi. Zeyd b.
Eslem "Bu ayet idareciler
hakkındadır" dedi. Ayet-i kerimede -aslında itaat edilen
Yüce Allah olduğu halde"itaat ediniz" fiili Resul kelimesiyle
birlikte tekrar edildiği halde "ulü'l-emr" ile tekrar edilmemesinin
sebebi mükellefiyetin bilindiği kaynağın Kur'an ve sünnet olmasındandır. Buna
göre ayetin takdiri şöyledir:
Kur'an'da size belirttiği hususlarda Allah' a itaat ediniz, Kur'
an' da beyan ettiği ve sünnette belirttiği hususlarda Rasulullah'a itaat
ediniz.
Hoş cevaplardan birisi tabıun alimlerinden birinin Emevı
idarecilerinden birisine verdiği şu cevaptır. Emevı idarecisi ona "Yüce
Allah Kur'an'da 'Sizden olan ulü'l-emre itaat ediniz' emriyle bize itaat
etmenizi emretmiyor mu?" deyince, o tabıun alimi şöyle cevap vermiştir:
Siz hakka muhalefet ettiğinizde o itaat sizden şu ayette çekilip
alınmamış mıdır? "Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah'a ve
ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu Allah'a ve Resulüne götürün. (Onların
talimatına göre halledin.) Bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha
güzeldir. "(Nisa 59) Tıbı şöyle demiştir:
Yüce Allah "Nebie itaat edin" cümlesinde fiili
tekrarlayarak Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in itaatte müstakil olduğuna
işaret etmiştir. Bunu ulü'l-emr'de tekrarlamayarak onların içinde itaatı
gerekli olmayan kişiler bulunabileceğine işaret etmiştir. Yüce Allah bu hususu
"Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz" ifadesiyle belirtmiştir.
Burada adeta şöyle denilmektedir:
idareciler hakka göre hareket etmezlerse onlara itaat etmeyiniz
ve çekişmeye düştüğünüz şeyi Allah'ın ve Nebiinin hükmüne götürünüz.
"Her kim bana itaat ederse Allah'a itaat etmiştir." Bu
cümle Yüce Allah'ın "Kim Resu/e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur.
"(Nisa 80) ayet-i kerimesinden alınmıştır. Bu şu demektir:
Çünkü ben ancak Yüce Allah'ın emrettiğini emrederim. Her kim
benim emrettiğimi yapacak olursa ancak onu emretmemi bana emredene (Allah'a)
itaat etmiş olur. Mananın şu şekilde olması da muhtemeldir:
Çünkü Yüce Allah bana itaati emretmiştir. Her kim bana itaat
ederse Allah'ın bana itaat edilmesi gerektiği ile ilgili emrine itaat etmiş
olur. Masiyette de durum böyledir.
İtaat, emredileni yerine getirmek, yasak edilenden kaçınmak
demektir. isyan ise bunun tam aksidir.
"Her kim benim emirime itaat ederse bana itaat
etmiştir." ibnü't-Tın şöyle demiştir: ifade edildiğine göre Kureyş ve
civarındaki Araplar idarecilik (emirlik) nedir bilmiyorlardı. Onlar emirlere
soğuk bakıyorlardı. ibnü't-Tln dedi ki:
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu sözü, başlarına
emir tayin ettiği kimselere itaate, müfrezelerle bir yerlere gönderdiğinde
kumandanlara boyun eğmeye, bir belde üzerine yönetici tayin ettiğinde tefrika
çıkmaması için onlara isyan etmemeye teşviktir.
Biz de İmam Şafil'nin el-Umm'deki ifadesinin bu şekilde olduğunu
belirtelim. Bu hadis idarecilere itaatin gerekli olduğunu ifade etmektedir.
Ancak bu, Fiten bölümünün baş taraflarında geçtiği üzere masiyet ve günahı
emretmemekle kayıtlıdır. İdarecilere itaat emrindeki hikmet, tefrikada fesad
olduğu için birlik ve beraberliği muhafazada kendini göstermektedir.
"Kişinin kölesi de efendisinin malı üzerinde bir
çobandır." Hartabı şöyle demiştir: Devlet başkanı, erkek ve diğer adı
geçenier, isimlendirmede yani "çoban" olarak nitelendirilmelerde
ortak olmuşlardır. Ancak onların fonksiyonları birbirinden farklıdır. Halifenin
halkı gözetmesi ve gütmesi şer'ı cezaları uygulayıp, yönetiminde adil davranmak
suretiyle şeriatı muhafaza etmesi demektir. Erkeğin ailesini gütmesi, onların
işlerini yürütüp, haklarını kendilerine vermesidir. Bir kadının çobanlığı ise
ev, çoluk-çocuk, hizmetçilerin işlerini çekip çevirmesi, her hususta kocasına
içtenlikle bağlı olması demektir. Bir hizmetçinin çobanlığı ise eli altında
olan şeyleri koruyup, vermesi gereken hizmeti yerine getirmesi demektir.