SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-FİTEN

<< 2325 >>

باب: يأجوج ومأجوج.

28. YE'CUC VE ME'CUC

 

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شعيب، عن الزُهري (ح). وحدثنا إسماعيل: حدثني أخي، عن سليمان، عن محمد بن أبي عتيق، عن ابن شهاب، عن عروة بن الزبير: أن زينب بنت أبي سلمة حدثته، عن أم حبيبة بنت أبي سفيان، عن زينب بنت جحش:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم دخل عليها يوماً فزعاً يقول: (لا إله إلا الله، ويل للعرب من شر قد اقترب، فتح اليوم من ردم يأجوج ومأجوج مثل هذه). وحلَّق بإصبعيه الإبهام والتي تليها: قالت زينب بنت جحش: فقلت: يا رسول الله، أفنهلك وفينا الصالحون؟ قال: (نعم، إذا كثر الخبث).

 

[-7135-] Zeynep bnt. Cahş şöyle anlatmıştır: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir gün korku ile Zeyneb'in yanına girerek "La ilahe illailah! Vukuu yaklaşan bir kötülükten dolayı vay Arapların haline! Bugün Ye'cüc ve Me'cüc'ün seddinde şunun gibi bir delik açıldı" buyurdu, sonra baş parmağı ile ona yakın olan şehadet parmağını halkaladı. Zeynep bnt. Cahş dedi ki:

 

Ben "Ya Resulallah! İçimizde bu kadar iyi kimseler varken biz helak edilir miyiz?" diye sordum. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Evet, fısk u fücur çoğaldığı zaman (helak olursunuz)" buyurdu.

 

 

حدثنا موسى بن إسماعيل: حدثنا وهيب: حدثنا ابن طاوس، عن أبيه، عن أبي هريرة،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (يفتح الردم ردم يأجوج ومأجوج مثل هذه). وعقد وهيب تسعين.

 

[-7136-] Ebu Hureyre r.a.'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Redm, -Ye'cüc ve Me'cüc Seddi- şunun gibi açıldı" buyurmuştur.

 

Ravi Vüheyb, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in "Şunun gibi" işaretini göstermek için baş parmağının bir tarafını, şehadet parmağının iki boğumu arasına koymak ve şehadet parmağının bir tarafını da onun üzerine koymak suretiyle "doksan" işareti yapmıştr.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması: 

 

"Ye'cüc ve Me'cüc" Enbiya bölümünde Zülkarneyn başlığı altında Ye'cüc ve Me' cüc' e dair birtakım açıklamalar geçmişti. Bunların önce Ademoğlu, sonra da Yafes b. Nuh'un çocukları oldukları ifade edilmişti ve başkaları bunu kesin bir dille ifade etmişlerdir. Bazı ilim adamları bunların Yafes b. Nuh'un çocuklarından kabul edilen Moğollar olduğu ile ilgili kanaat sergilemişlerdir. Ed-Dahhak bu kanaaJte olanlardan birisidir.

 

"Vukuu yaklaşan bir kötülükten dolayı vay Arapların haline!" Hadiste tehlike açısından sadece Araplardan söz edilmesi, o zamanlar İslam'a girenlerin büyük bir kısmının Arap olmasından dolayıydı. Hadisteki "kötülük" kelimesinden maksat, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den sonra meydana gelen Osman'ın katli olayıdır. Bundan sonra fitneler ardarda gelmiş ve Araplar diğer milletlerin arasında bir başka hadisteki ifadesiyle yemek yiyenlerin önündeki çanak gibi olmuşlardır. "Birilerinin yemek çanağına üşüştükleri ve saldırdıkları gibi başka milletlerin sizin aleyhinize birbirlerini davet edecekleri ve size saldıracakları günler yakındır. "(Taberani, el-Mucemu'l-Evsat, VII, 180 (Benzer lafızia) Bu hadisteki muhatap Araplardır. Kurtubi şöyle demiştir:

 

Hadisteki "kötülük" kelimesinden maksat, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Ümmü Seleme hadisinde işaret ettiği şeyolabilir:

 

"Bu gece ne fitneler indi! Ne hazineler indiI" Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bununla kendisinden sonra yapılacak fetihlere işaret etmiştir. Gerçekten Müslümanların elinde mallar çoğalmış ve fitneleri çeken rekabet ve yarışma baş göstermiştir. İktidar konusundaki yarışma da böyledir. Zira Hz. Osman'a muhalif olanların ona yönelttikleri en büyük tenkit Ümeyye oğullarından ve başkalarından akrabalarını göreve tayin etmesiydi. İşte bu tavrı onun şehidedilmesine yol açtı. Hz. Osman'ın katledilmesi Müslümanlar arasında tarihte şöhret bulan ve devam eden savaşlara yol açtı.

 

"Redm, -Ye'cüc ve Me'cüc Seddi- şunun gibi açıldı." Hadiste geçen "redm" kelimesinden maksat, Zülkarneyn'in yaptırmış olduğu seddir. Bunun niteliği Enbiya bölümündeki hadislerde Zülkarneyn anlatılırken geçmişti.

 

"Baş parmağının bir tarafını, şehadet parmağının iki boğumu arasına koyarak halkaladı." Yani bu iki parmağı halka gibi yaptı. "Evet, fısk u fücur çoğaldığı zaman (helak olursunuz)." Hadiste geçen "habes" kelimesini zina, zinadan dünyaya gelen çocuklar, fısk ve fücur olarak tefsir etmişlerdir. Bu daha iyidir. Zira "habes" kelimesinin zıttı "salah" yani iyiliktir. İbnü'l-Arabi şöyle demiştir:

 

Hadis-i şerif iyi insanların kötülerin kötülüğünü değiştirmedikleri takdirde onların helakıyla helak olacaklarını açıklamaktadır. İyiler, kötüleri değiştirdiğinde ancak bu fayda vermeyip, kötülük işlemeye devam ettiklerinde, kötülük yaygınlık gösterip çoğaldığında ve fesat her tarafı kapladığında da az olanlar da, çok olanlar da helak olup gideceklerdir. Sonra herkes kendi niyetine göre dirilecektir.

 

Ye'cuc ve Me'cüc'un seddinde hadiste sözü edilen kadar bir açıklık meydana gelmesi ifadesinden, bunun devam etmesi dunımunda duvardaki yarığın onların çıkacağı derecede genişleyeceği anlaşılmaktadır. Sanki o esnada Ye'cüc ve Me' cüc'ün insanların karşısına çıkmaları onlar için genel bir helak olacağı anlaşılır. Ye'cüc ve Me'cüc'un ortaya çıktığı andaki dunımları hakkında Müslim'de en-Newas b. Sem'an'ın naklettiği bir hadis yer almaktadır. Bu hadiste Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Deccal'den ve onu Hz. İsa'nın öldüreceğinden söz ettikten sonra sözü Ye'cüc ve Me'cüc'e getirerek şöyle demektedir:

 

"Sonra İsa'ya Yüce Allah 'ın Deccal' den korumuş olduğu bir topluluk gelir. İsa onlann yüzlerini mesh eder ve kendilerine cennetteki derecelerinden söz eder. O tam bundan söz ederken Yüce Allah İsa'ya 'Ben (birtakım) kullar çıkardım ki hiç kimse onlarla savaşamaz. Sen kullanmı al, Tur dağına çıkar' diye vahyeder. Allah Teala Ye'cüc ve Me'cüc'ü gönderir. Onlar her tepeden akın ederler. Ye'cüc ve Me'cüc'un baş tarafı Taberiye gölüne vardığında göldeki suyu içer. Son kısmı oraya geldiğinde 'Bu gölde eskiden su vardı' derler. Allah 'ın Nebii İsa ve beraberinde bulunanlar kuşatılır. (O hale gelirler ki bir öküzün başı onlar için yüz dinardan daha hayırlı olur. Allah'ın Nebii İsa ve beraberinde bulunanlar Yüce Allah'a dua ederler. Allah onlann boyunlanna bir böcek gönderir ve sanki bir kimsenin ölmesi gibi tümü birden ölü hale gelirler. Sonra Allah'ın Nebii İsa ve beraberinde bulunanlar yere inerler. Yeryüzünde onlann kan ve pis kokulannın olmadığı bir kanş yer bulamazlar. İsa ve beraberindekiler Allah'a dua ederler. Yüce Allah Horasan develerinin başı gibi bir kuş sürüsü gönderir. Bunlar leşleri yerden alıp Yüce Allah 'ın dilediği bir yere atar/ar. Sonra Allah bir yağmur gönderir. Bu yağmur sayesinde hiçbir çamur veya kıldan yapılmış ev kalmaz. Yağmur bütün yeryüzünü yıkayıp, ayna gibi yapar. Sonra yeryüzüne 'Meyven i bitir, eski bereketini tekrar getir' denir. O gün orada bulunan topluluk nardan yer ve altında gölgelenir. Onlar bu durumda iken Yüce Allah hoş bir esinti gönderir. Bu, onlan koltuklannın altından alır ve her mu'min ve Müslümanın ruhunu kabzeder. Geriye insanlann kötüleri kalır, onlar tıpkı eşeklerin yaptığı gibi birbirleriyle açıktan ilişkide bulunur ve kıyamet onlann başına kopar."(Müslim, fiten) 

 

Hadiste geçen "ez-zelefe" ayna demektir. Bazıları bunun suyu toplamak için yapılan biralet olduğunu söylemişlerdir. Söylenmek istenen şudur: Su yeryüzünün her tarafını kaplar, yeryüzünü öyle temizler ki yere bakan kimse orada kendi yüzünü görür.

 

Yine Müslim' de yer alan bir başka rivayete göre Ye' cüc ve Me' cüc "Yeryüzündekileri öldürdük. Şimdi gidip göktekileri öldürelim" derler ve oklarını göğe doğru fırlatırlar. Bunun üzerine Yüce Allah oklarını kana bulanmış olarak onlara iade eder. (Müslim, fiten)