باب: تغيير
الزمان حتى
تُعبد
الأوثان.
23. ZAMANIN DEĞİŞMESİ VE NİHAYET PUTLARA TAPILMASI
حدثنا أبو
اليمان:
أخبرنا شعيب،
عن الزُهري قال:
قال سعيد بن
المسيَّب:
أخبرني أبو
هريرة رضي
الله عنه:
أن
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
قال: (لا تقوم
الساعة حتى
تضطرب أليات
نساء دوس على
ذي الخلصة).
وذو الخلصة:
طاغية دوس
التي كانوا
يعبدون في الجاهلية.
[-7116-] Ebu Hureyre'nin nakline göre Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Devs kabilesinin kadınlarımn kıçları Zülhalasa (putuna doğru)
çalkalanmadıkça kıyamet kopmaz" buyurmuştur.
Zülhalasa, cahiliye döneminde Devs kabilesinin tapmış oldukları
putun adıdır.
حدثنا عبد
العزيز بن عبد
الله: حدثني
سليمان، عن
ثور، عن أبي
الغيث، عن أبي
هريرة:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: (لا
تقوم الساعة
حتى يخرج رجل
من قحطان،
يسوق الناس بعصاه).
[-7117-] Ebu Hureyre'nin nakline göre Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Kahtan oğullarından bir adam çıkıp insanları asasıyla sevk
ve idare etmedikçe kıyamet kopmayacaktr" buyurmuştur.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Hatta tattaribe" yani kıçları birbirine vurmadıkça.
"Eiyat" "el-elye" kelimesinin çoğuludur. Kelime bu haliyle
kıç anlamına gelen "el-adze"ye benzer. Çünkü onun da çoğulu,
"el-a'caz"dır. "Zülhalasa, Devs'in tağiyesidir." yani
putudur.
İbnü't-Tin şöyle demiştir: Hadis Devs kabilesi kadınlarının
hayvanlara binerek kendi memleketlerinden sözkonusu puta doğru yolculuk
yapacaklarını haber vermektedir. Kadınların kıçlarının çalkalanmasından maksat
budur. Biz de şunu ekleyelim: Söylenmek istenen, sözkonusu putun etrafında
dönerken kadınların kıçlarının birbirine vuracak kadar izdiham oluşturmaları
olabilir.
İbn Battal şöyle demiştir: Bu ve benzer hadislerde söylenmek
istenen, dinin hiçbir mensubu kalmayacak derecede yeryüzünün her köşesinden silinip
kesilmesi demek değildir. Zira İslam'ın kıyamet kopuncaya kadar yeryüzünde
kalacağı sabittir. Ancak İslam zayıflayacak ve ilk başladığı gibi tekrar garip
hale gelecektir.
İmam Buhari' bundan sonra "Ümmetimden bir zümre hak uğruna
çarp/şmaya devam edecektir" hadisine yer vermektedir. Bu hadisin, diğer
haberleri tahsis ettiği ve hak üzere baki kalacak zümrenin kıyamet kopuncaya
kadar Beytü'lMakdis'te olacakları anlaşılmaktadır. İbn Battal, bu açıklamayla
bu konudaki haberler birbiriyle uzlaşmaktadır der.
İbn Battal'ın delilolarak gösterdiği rivayette o kimselerin
Beytü'l-Makdis'te kıyamete kadar kalacaklarına açık bir ifade yoktur. Haberde
sadece "Allah'ın emri gelinceye dek" ifadesi yer almaktadır.
"Allah'ın emri" deyiminden maksat, hayatta kalan ve hak üzere olan
mu'minlerin alınması olma ihtimali vardır. Haberlerin zahirieri
Beytü'l-makdis'te olmakla nitelenen kimselerin son nesiinin Hz. İsa ile
birlikte bulunanlar olmasını gerektirmektedir. Sonra Yüce Allah hoş bir esinti
gönderecek ve ne kadar mu'min varsa onların ruhlarını alacaktır, geriye sadece
insanların kötüleri kalacaktır.
"Kahtan oğullarından bir adam çıkıp insanları asasıyla sevk
ve idare etmedikçe." Bu hadisin açıklaması Kureyş'in menKıbeleri bölümünün
baş taraflarında geçmişti. Kurtubi' et-Tezkira isimli eserinde şöyle der:
"İnsanları asasıyla sevk ve idare etmedikçe" cümlesi, Kahtan
oğullarından çıkacak adamın onlara galebe çalacağının ve insanların ona boyun
eğeceğinin kinayeli anlatımıdır. Yoksa burada asanın bizzat kendisi kastedilmiş
değildir. Fakat onun zikredilmesi sözkonusu kişinin onlara sert davranacağı ve
kendilerine baskı uygulayacağına işaret etmektedir. Kurtubi' şöyle devam eder:
Bazıları şöyle demiştir: Kahtan'lı kişi, onları gerçek asa ile önüne katıp
sürecektir, deve ve davarlar nasıl sürülüyorsa öylece sürüp sevk edecektir.