SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-FİTEN

<< 2320 >>

باب: تغيير الزمان حتى تُعبد الأوثان.

23. ZAMANIN DEĞİŞMESİ VE NİHAYET PUTLARA TAPILMASI

 

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شعيب، عن الزُهري قال: قال سعيد بن المسيَّب: أخبرني أبو هريرة رضي الله عنه:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (لا تقوم الساعة حتى تضطرب أليات نساء دوس على ذي الخلصة).

وذو الخلصة: طاغية دوس التي كانوا يعبدون في الجاهلية.

 

[-7116-] Ebu Hureyre'nin nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Devs kabilesinin kadınlarımn kıçları Zülhalasa (putuna doğru) çalkalanmadıkça kıyamet kopmaz" buyurmuştur.

 

Zülhalasa, cahiliye döneminde Devs kabilesinin tapmış oldukları putun adıdır.

 

 

حدثنا عبد العزيز بن عبد الله: حدثني سليمان، عن ثور، عن أبي الغيث، عن أبي هريرة:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (لا تقوم الساعة حتى يخرج رجل من قحطان، يسوق الناس بعصاه).

 

[-7117-] Ebu Hureyre'nin nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Kahtan oğullarından bir adam çıkıp insanları asasıyla sevk ve idare etmedikçe kıyamet kopmayacaktr" buyurmuştur.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Hatta tattaribe" yani kıçları birbirine vurmadıkça. "Eiyat" "el-elye" kelimesinin çoğuludur. Kelime bu haliyle kıç anlamına gelen "el-adze"ye benzer. Çünkü onun da çoğulu, "el-a'caz"dır. "Zülhalasa, Devs'in tağiyesidir." yani putudur.

 

İbnü't-Tin şöyle demiştir: Hadis Devs kabilesi kadınlarının hayvanlara binerek kendi memleketlerinden sözkonusu puta doğru yolculuk yapacaklarını haber vermektedir. Kadınların kıçlarının çalkalanmasından maksat budur. Biz de şunu ekleyelim: Söylenmek istenen, sözkonusu putun etrafında dönerken kadınların kıçlarının birbirine vuracak kadar izdiham oluşturmaları olabilir.

 

İbn Battal şöyle demiştir: Bu ve benzer hadislerde söylenmek istenen, dinin hiçbir mensubu kalmayacak derecede yeryüzünün her köşesinden silinip kesilmesi demek değildir. Zira İslam'ın kıyamet kopuncaya kadar yeryüzünde kalacağı sabittir. Ancak İslam zayıflayacak ve ilk başladığı gibi tekrar garip hale gelecektir.

 

İmam Buhari' bundan sonra "Ümmetimden bir zümre hak uğruna çarp/şmaya devam edecektir" hadisine yer vermektedir. Bu hadisin, diğer haberleri tahsis ettiği ve hak üzere baki kalacak zümrenin kıyamet kopuncaya kadar Beytü'lMakdis'te olacakları anlaşılmaktadır. İbn Battal, bu açıklamayla bu konudaki haberler birbiriyle uzlaşmaktadır der.

 

İbn Battal'ın delilolarak gösterdiği rivayette o kimselerin Beytü'l-Makdis'te kıyamete kadar kalacaklarına açık bir ifade yoktur. Haberde sadece "Allah'ın emri gelinceye dek" ifadesi yer almaktadır. "Allah'ın emri" deyiminden maksat, hayatta kalan ve hak üzere olan mu'minlerin alınması olma ihtimali vardır. Haberlerin zahirieri Beytü'l-makdis'te olmakla nitelenen kimselerin son nesiinin Hz. İsa ile birlikte bulunanlar olmasını gerektirmektedir. Sonra Yüce Allah hoş bir esinti gönderecek ve ne kadar mu'min varsa onların ruhlarını alacaktır, geriye sadece insanların kötüleri kalacaktır.

 

"Kahtan oğullarından bir adam çıkıp insanları asasıyla sevk ve idare etmedikçe." Bu hadisin açıklaması Kureyş'in menKıbeleri bölümünün baş taraflarında geçmişti. Kurtubi' et-Tezkira isimli eserinde şöyle der: "İnsanları asasıyla sevk ve idare etmedikçe" cümlesi, Kahtan oğullarından çıkacak adamın onlara galebe çalacağının ve insanların ona boyun eğeceğinin kinayeli anlatımıdır. Yoksa burada asanın bizzat kendisi kastedilmiş değildir. Fakat onun zikredilmesi sözkonusu kişinin onlara sert davranacağı ve kendilerine baskı uygulayacağına işaret etmektedir. Kurtubi' şöyle devam eder: Bazıları şöyle demiştir: Kahtan'lı kişi, onları gerçek asa ile önüne katıp sürecektir, deve ve davarlar nasıl sürülüyorsa öylece sürüp sevk edecektir.