SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TA’BİR

<< 2294 >>

باب: النفخ في المنام.

40. RÜYADA BİR ŞEYİ ÜFLEDİĞİNİ GÖRMEK

 

حدثني إسحق بن إبراهيم الحنظلي: حدثنا عبد الرزاق: أخبرنا معمر، عن همَّام بن منبِّه قال: هذا ما حدثنا به أبو هريرة،

 عن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (نحن الآخرون السابقون).

 

[-7036-] Ebu Hureyre'nin nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Bizler (dünyaya) sonra gelen, (ahirette) önce gelenleriz" demiştir.

 

 

وقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (بينا أنا نائم إذ أوتيت خزائن الأرض، فوضع في يديَّ سوارين من ذهب، فكبرا عليَّ وأهمَّاني، فأوحي إليَّ أن أنفخهما، فنفختهما فطارا، فأوَّلتهما الكذَّابَين اللذَين أنا بينهما: صاحب صنعاء، وصاحب اليمامة).

 

[-7037-] Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle demiştir:

 

"Uyuduğum bir sırada bana yeryüzünün hazineleri getirildi. Ellerime altından iki bilezik kondu. Bunlar bana ağır geldi ve beni kederlendirdi. Bunun üzerine bana onları üflemem vahyedildi. Ben üfleyince de onlar uçtu. Ben bu iki bileziği henüz hayatta olduğum bir sırada ortaya çıkacak olan iki yalancı ile tabir ettim. Bunlar San'd ve Yemame'de çıkacak kişilerdir."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Rüyada bir şeyi üflediğini görmek." Tabirciler, rüyada bir şeye üflemek, söz ve konuşma şeklinde tabir edilir derler. İbn Battal'a göre üflemek, üflenen şeyin şiddetli bir zorlama olmaksızın yok olup gideceği şeklinde tabir edilir. Çünkü üfleme insana kolay gelen bir fiildir. Üfleme söze delalet eder. Yüce Allah o iki yalancıyı, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sözü ve öldürülmelerine dair verdiği emirle helak etmiştir. HattaH şöyle demiştir: "Yeryüzünün hazineleri"nden maksat, ümmete fethi nasip olan Kisra, Kayser ve başkalarının hazinelerinden oluşan ganimetlerdir. Bunların, içinde altın ve gümüşün bulunduğu madenler olma ihtimali de vardır. Bir başka tabirci ise bunların söylenenden daha geniş olma ihtimali vardır demiştir.

 

......Fekebura aleyye" Bu ifade İshak b. Nasr rivayetinde "tesniye=ikil" kalıbıyla "I fekebura" şeklindedir. Manası büyük olmak, ağır gelmek demektir. Kurtubi şöyle der: Sözkonusu bileziklerin Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem' e ağır gelmesi, altının kadınların zinet eşyası olması ve Yüce Allah'ın onu erkeklere haram kılmasından dolayıdır. "i -,r-t.;" Burada sözü edilen vahyin ilham yoluyla vahiy veya bir meleğin diliyle vahiy olma ihtimali vardır. Kurtubl'nin görüşü bu doğrultudadır.

 

....... Ben onlara üfledim. Bu ifade, altın ve gümüşün değersiz olduğuna işaret etmektedir. Çünkü üflenen ve üflemekle giden şeyin özelliği son derece değersiz olmaktır. Ancak İbnü'l-Arabi "Altın ve gümüş son derece güçlü bir madendir. Bundan önce Müslümanlara onlar gibi bir şey indirilmemiştir" diyerek bu görüşe karşı çıkmıştır. Gerçek İbnü'l-Arabt'nin dediği gibidir. Fakat işaret maddi değil, manevi değersizliğedir. Altın ve gümüşü n uçması, -daha önce ifade edildiği üzere- o iki yalancı Nebiin davalarının yeryüzünden silinip gideceğine işaret etmektedir.

 

Kurtubi el-Müfhim'de özet olarak şöyle demiştir: Bu rüyanın bu şekilde tabir edilmesi şundandır: San'a. ve Yemame halkı Müslüman olmuşlardı ve İslam'a yardımcı gibi idiler. Aralarından iki yalancı Nebi çıkıp, süslü ifadelerle onları kandırınca halkın ekserisi bu sözlere aldandı. Böylece Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in rüyada gördüğü iki el, o iki belde, iki bilezik de o iki yalancı Nebi mesabesinde oldu. Bileziklerin altından olması, onların yaldızladıkları şeye işaret etmektedir. Yaldızlama anlamına gelen "zuhruf" altının isimlerindendir.

 

........ Bu ifade ortaya çıkan iki yalancı Nebiin, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem rüyasını anlatırken mevcut olduklarını göstermektedir.

 

Nitekim hakikatte böyle idi. Fakat İbn Abbas rivayetinde '\Ş.M: -iL::- .r: bu ikisi benden sonra çıkacak" şeklinde bir ifade yer almaktadır. Bu iki rivayeti şu şekilde cem ve telif etmek mümkündür: Onların Nebi s.a.v.'den sonra çıkmalarından maksat, -Nevevt'nin bilginlerden naklettiği üzere- kuwetlerinin ortaya çıkması, savaşmalarının ve Nebilik iddialarının ondan sonra ortaya çıkmasıdır. Ancak bu yaklaşım tartışmaya açıktır. Çünkü bunların tamamı Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hayatında ortaya çıkmıştı. Esved San'S.'da Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hayatında ortaya çıkmış, Nebi olduğunu iddia etmiş, güçlenmiş, Müslümanlarla savaşmıştı. Esved bazı Müslümanları öldürmüş, o beldeye hakim olmuş ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sağlığında davası kendisinin öldürülmesiyle son bulmuştu. Bu Meğazi bölümünün sonlarında gayet açık olarak daha önce geçmişti.

 

Müseylime'ye gelince, o Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sağlığında Nebilik iddiasında bulunmuştu, fakat Hz. Ebu Bekir döneminden önce tam olarak güç toplayamamış ve Müslümanlarla savaşmamıştı. Ancak bu ifade, genellik olarak yorumlanırken, ".s.M:=benden sonra" kelimesi, "Nebiliğimden sonra" şeklinde yorumlanabilir. İbnü'l-Arabi şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in O iki bileziği tabir etmesi bir vahyin neticesinde olabileceği gibi, onları etkisiz hale getirmek maksadıyla görülen rüyayı hayra yarma şeklinde de olabilir. Böylece Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, sözkonusu rüyayı onlara yormuş olabilir. Zira rüya nasıl tabir edilirse öyle çıkar. Doğruyu en iyi Yüce Allah bilir.